31

44 5 6
                                        

Chanyeol ne yaptığını hiç düşünmeden camdan dışarıya bakıyordu. Kaç dakikadır burada böyle ayakta kaldığından haberi yoktu, tenini okşayan rüzgar onu çok iyi hissettirdiğinden ağrıyan bacaklarının haykırışlarını duymazdan geliyordu.

Rüzgarın tadını çıkartmasının sebebi ise uzun zaman sonra ilk defa bu aralar onu hapseden kötü düşünce fırtınalarından uzak kalıyor olmasıydı. Ne bir karalama yapmıştı ne de bir yere odaklanıp eski günleri düşünmüştü.

Baekhyun muydu beni değiştiren, yoksa sadece ben mi olgunlaştım ve saçma sapan bir kararla Baekhyun'a karşı duygular beslediğimi mi düşünüyorum?

Evet, ne kadar eskileri düşünmüyor olsa da Baekhyun'un, aklına gelmediği bir saniye bile olmuyordu. Düşüncelerinde anlamlandıramadığı onlarca soru işareti vardı ki bunlarla baş edemez duruma gelmişti.

"Sadece bir kere yakınlaştık ve o an çok etkilendim ama, aması yok. Sevgili olmamızı gerektiren hiçbir şey yaşanmadı aramızda" dedi kendi kendine.

Tek olduğu zamanlarda artık kendi kendine konuşmayı alışkanlık hâline getirmişti.

"Ondan hoşlanıyor muyum? Evet, beni etkiliyor. Ama ya ona karşı olan bu hislerim tamamen babamın olmamasından kaynaklıysa?" diye sordu gözüne kestirdiği şekli gülümseyen bir emojiye benzeyen bulut parçasına bakarak.

Ona cevap verecek kimse yoktu, yanıtları kendi bulmalıydı ve bunda kararlıydı. Eğer bu hissettikleri tamamen duygusal boşluğu yüzündense Baekhyun'u oyalamak istemiyordu.

Sonuçta Baekhyun, Dünya'nın en ünlü idollerinden birisi. Ama o kimdi? Hayatı boyunca aşağılanmış bir çöp.

Her şey başa dönmüştü şuan. Bu durumu fark etti ve kendini Baekhyun'a ait hissetmemeye başladığı için camdan uzaklaşıp derin bir nefes aldı. Tuttuğu nefesini verirken de az önce baktığı bulutun şuan ağladığını gördü. Bulut bile ona böyle bakıyorsa, Baekhyun nasıl ona aşk dolu baksın ki?

Belkide o bulut Tanrı'nın onu fikrinden vazgeçirmek için yaptığı bir göndermeydi, kim bilir?

Koltuğa doğru ilerlerken arka cebindeki telefonu çalmaya başladı. Telefonu eline alıp arayana bakarken de koltuğa uzandı. Jongin arıyordu. Aramayı onayladı.

"Chanyeol eve geliyoruz haberler var" dedi Jongin telefonu açar açmaz.

"Yine ne oldu amına koyayım ya" diye sızlandı Chanyeol. Sesi o kadar mutsuz çıkmıştı ki Jongin bir saniyeliğine olduğu yerde durmuştu. Kyungsoo'nun onu iteklemesi ile de yürümeye tekrar devam etmişti.

"Sen iyi misin? Bir şey olmadı değil mi?" diye sordu Jongin merakla.

"Ya ne olacak bana Tanrı aşkına, şirkette ne oldu onu söyle" diye yanıtladı Chanyeol sinirle.

"Telefonda olmaz, eve gelince anlatacağız zaten" dedi Jongin. Telefondan gelen hışırtı sesleri zaten yolda olduklarını Chanyeol'a açıklıyordu.

"Tamam dikkatli gelin" dedi Chanyeol ağrımaya başlayan başını ovuştururken.

Tam aramayı sonlandıracakken Jongin'in sesini duyması ile tekrar telefonu kulağına konumlandırdı.

"Tekrar et duymadım" dedi Chanyeol merakla.

"Baekhyun bizden önce orada olacaktır onu söylüyorum" diye tekrarladı kendini Jongin. "Sizin için biraz zaman yaratacağım bu kıyağımı unutma" diye de ekledi. Sesini alçatması Kyungsoo'dan gizli bir iş yapacağını açıklıyordu.

"Ya ne güzel, kapatıyorum görüşürüz" dedi Chanyeol gözlerini devirerek. Ardından hızlıca aramayı sonlandırdı ve telefonu koltuğun ucuna doğru fırlattı. Baekhyun'un geleceği belliydi zaten, bu gelişmeler onun da kariyerini etkiliyordu sonuçta. Ama Jongin bir anda öyle söyleyince sinirlenmeden edemedi.

sakız :: chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin