Yazan mesajı görünce ilk başta durakladım. Bu kimdi ya? Beni nereden tanıyordu? Hemen mesaj yazmaya başladım.
İnci: sen kimsin?
0545678***: şimdilik bunun bir önemi yok. Zamanı gelince her şeyi öğreneceksin zaten. Ben sadece seninle şuan arkadaş olmak istiyorum
İnci: arkadaş mı? İyi de kimse benimle arkadaş olmak istemez ki
Gizemli kişi: ben istiyorum çünkü geçmişin umrumda değil. Gerçek anlamda tanışana kadar arkadaş olabilir miyiz?
İnci: peki. Başka bir amacın yok madem olabiliriz, gizemli kişi
Gizemli kişi: tahmin edeyim beni telefona böyle kaydettin?
İnci: nereden anladın?
Gizemli kişi: gizemli kişiler anlar.
İnci: peki o zaman gizemli kişi. Benim yarın okula gitmem gerek. O yüzden yatıyorum. İyi gecelerr
Gizemli kişi: iyi geceler inci ;)
Telefonu kapattım ve yatağa yattım. Bu kim acaba diye düşündüm. Neden benimle konuşmak istemişti. Neden benimle arkadaş olmak istemişti. Sanırım onunda dediği gibi bunu zamanı gelmeden öğrenemeyecektim. Canım sıkılınca itiraf sayfasına gireyim dedim. İnstagramdan Görkem koleji itiraf sayfasını buldum ve girdim. Tam tahmin ettiğim gibi. Bugün Deniz'le olan yakjnlıpımız kimsenin dikkatinden kaçmamamıştı
Gökrem koleji itiraf
Hellooo, yeni haberler ile buradayım. Bugün Deniz karahan ile inci Akay fazla yakın değil miydi sizce de? Hemde hoşlanma iddialarından hemen sonra. Yoksa İnci'nin duyguları karşılıksız değil mi? Genç kızlar üzülmeli mi? Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizce inci ve Deniz'in yakınlığı fazla değil miydi?
Ayy hayır ya olamaz. Ben buradayken o inci yosmasına yüz vermiş olmazsın Deniz
Bence de fazla yakınlardı. İnci'nin yüzünde güller açıyordu bu yüzden. Off ya
Yok artık ya saçmalamayın! Deniz bakar mı hiç ince'ye Ahahahahha
Bakıyor galiba baksana, inciye bakım gülüyordu kantinde
Deniz bana bakım gülmüş müydü?
Yok ya, Deniz dalga geçiyodur bu inciyle. O garibşmde ne yapsın? Boş hayallere kapılıp sırıtmıştır, boş verin. Deniz'in takılmalıklarından biri olabilir ancak o
Son yorum canımı çok yakmıştı. Gerçekten bu iddia ortaya çıkmadan önce adımı sorsan söylemezdi ama şimdi benimle arkadaş olmak istediğini söylüyordu. Sebebi neydi bunun diye düşünürken acaba gerçekten dalga geçiyor olabilir miydi? Bu düşünceler beynimi kurcalarken uyuya kalmışım. Sabah saçlar alarmın sesiyle uyanıp her zaman ki gibi hazırlandım. Hafif bir makyaj bile yapmıştım bugün. Daha özenli giyinmiş ve saçlarımı daha özenli yapmıştım. Sonunda aynada daha güzel birini görünce kendi güzelliğini göz önüne sevdiğim için memnundum. Çantamı alıp evden çıktım ve otobüs durağına yürüdüm. Telefonuma yurttan arkadaşım olan merveden mesaj gelmişti. Nerede olduğumu sormuştu, ben ise ona okula gittiğimi söylemiştim. Onunla konuşa konuşa otobüs durağına kadar gelmiştim. Ben geldikten bir süre sonra otobüs gelince tıklım tıklım olan otobüse bindim ve akbil okutup yerime geçtim. Telefonumu ve kulaklığımı çıkarıp müzik dinlerken ve kitap okurken birden akılma Deniz gelmişti. Bugün tüm bakışlar büyük ihtimalle üzerimizde olacaktı ve ben bundan nefret ediyordum. Okula geldiğimde otobüsten indim. Okul bahçesine girdiğimde tıpkı tahmin ettiğim gibi gözler üzerimdeydi. "Pişşt, inci" Diye bir ses duyunca başımı çevirdim. Caner ve mert bana bakıyordu. " Evet? " Dedim soru sorarcasına. Caner bana zorbalık yapardı, diğerleri kadar olmasa da arada yaotığı ufak tefek şeyler vardı. Ama mert hiç bir şey yapmıyor, ama engel de olmuyordu. Bir nevi görmezden geliyordu. Bu yüzden benimle konuşmaları garip gelmişti. Caner " Bu akşam doğum günü partim var. Bütün okul davetli, ee yani sende davetlisin. Gelir misin? " Diye ciddi. Ciddi sorunca şaşırmıştım. " Ben mi? " Dedim. Sesim sorgular gibi ve şaşkın çıkmıştı. Mert gülerek " Kız ne olduğunu şaşırdı, abi. Böyle mi söylenir? " Dedi. Ben " Neden beni davet ediyorsun? Ne yapacaksınız? " Dedim. Caner " Bir Şey yapmayacağız, ne yapabiliriz ki? " Dedi. Ben ise " Size hiç güvenmiyorum. Her şeyi yapacak olabilirsiniz"
Caner "saçmalama, biz öyle insanlar mıyız? " Diyince alayla baktım
"Değil misin? "
"Yoo"
"Ay yazık, sen kendini sütten çıkma ak kaşık mı sanıyorsun? "
"Yani.. Öyle değilim ama o kadar da kötü değilim ya" Diyince güldüm ve " Neyse, bilmiyorum. Bakarız belki gelirim belki gelmem" Dedim. Mert " Gel be kızım, canımız sıkılıyor"diyince kaşlarımı çat tüm ve " Ben şaklaban mıyım sizi eğlendireyim? " Dedim. Caner " Saçmalama, o anlamda demedik. Hep beraber olmak istiyoruz " Diyince bir düşündüm. Eğer bana bir Şey yaparlarsa kalbim kırılırdı. Ben bunu istemiyorum ama bir yandan da karderden kaçamayacağımı biliyordum. Bugün değilse yarın illa kalbim kırılacak, üzülecektim. Gitmek daha iyi olur gibi geldi ve başımı salladım. " Peki tamam, geleceğim" Dedim. İkiside zaferle gülüp birbirine baktı. Mert " Güzel. O zaman partide görüşürüz. Kapıdan girince ben, Caner, Mutlu, Nil ve Nehir birlikte bir masada oturuyor olacağız. Bizim masaya gelirsin. " Diyince başımı salladım. Görüşürüz diyip gittiler. Garip gelmişti ama neyse diyip sınıfa gittim. Çantamı bırakıp cüzdanımj ve telefonumu aldım. Zilin çalmasına 15 dakika varken hemen kahvaltı etmem gerekiyordu. Aceleyle kantine inerken bir yandan da Aleyna'nın attığı mesaja gülüp yanıt veriyordum ki birine çarptım. Yere düşmekten son anda kurtulmuşken çarptığım kişiye baktım. Şimdi filmlerdeki o romantik sahneler gibi Deniz'e çarptığımı ve birbirimizden özür dileyip tatlı tatlı güldüğümüzü,yere düşen kitaplatımı verirken ellerimizin birbirine değdiğini falan düşünüyorsunuz, değil mi? Ama hayır, çarptığım kişi o değildi! Bana çarpıp bir de kaba kaba " Önüne baksana" Diyen çocuğa fena ayar olmuştum. " Ben başka bir şeye odaklıydam sen baksaydın önüme de çarpmasaydın bana, ne yapayım? " Bu tanıtım onu daha fazla kızdırmış gibi kolumu sertçe tuttu. Ve şimdi tam burda Deniz'in 'hop hop ne oluyor lan' diyip beni koruması ve kavga çıkarması, herkesi bana dokunmasınlar diye uyarması gerekiyordu, değil mi? Yine öyle olmadı! Ben bir çocuğa bir koluna bakarken benden hiç beklemediği bir hareketle kolumu çevirdim ve çocuğun çonu aynı elimle tutup burktum. Sanki kırıyormuşum gibi bağıran çocuğa " Sakın bir daha bana el kol yapma, bana dokunma " Dedim ve kolunu sertçe itip merdivenlere yöneldim. Kantin sırasını beklemeye başladım. O sıra yanımda onun se duyuldu " Abi, bir şişe şu alabilir miyim? " Ona doğru çevirdiğim gözlerimi fark etti. Bana doğru dönüp gülümsedi ve " N'aber İnci? " Dedi. Ben ise belli etmemeye çalışarak " İyi, sen" Dedim. Sanırım başarısız olmuştum ki heycanımın farkına varmıştı. Oda gülerek " İyiyim" Diye cevap verdi. Dün bana cumartesi gel bize dediğinde artık ne kadar heyecanlandıysam, bugünü cumartesi sanmış, saçıma, yüzüme sürmediği şey kalmamıştı. Tabii sabah alarmla uyanınca bütünün cumartesi olmadıpı gerçeği kafa dank etmişti. Kahvaltımı ettikten sonra sjnıfa geçmiştim. Dersin başlamasına bir iki dakika varken müdür içeri girdi" Çocuklar kısa bir duyıru yapacağım, lütfen herkes yerlerine" Diye bizi uyarırken herkes yerine geçmişti. " Çocuklar, biliyorsunuz ki burada burslu okuyanlarda var. Siz spor arabalar, motorlarla geldiğinizde onlara haksızlık oluyor çünkü onlar her sabah otobüs kahrı çekiyor. Bu yüzden açı koleji ile birlikte bir proje düzenledik. " Dediği an homurdanma lar başlamıştı. Bizim okul ve açı koleji birbirini hiç sevmezdi. Dersler konusunda bizi sürekli kıyaslayan ve yarıştıran hocalar yüzünden sanki bir yatış içerisindeydik. Hangi okul daha iyi kıyaslamasını kendi aramızda yapıyorduk. Müdür onlara aldırış etmeden " Sessizlik. Evet, proje şu; sizde artık diğer öğrencilere haksızlık olmasın diye okullatımızın özel tuttuğu okul taşıtlarıyla geleceksiniz. İki fatklı sınıf aynı otobüste olacaksınız. Size verilen sınıf ise 12/D" İşte şimdi bitmiştik. Tamam, genel olarak okuldan nefret ederdik ama 12/ D sınıfındaki can'dan ayrı nefret ediyorduk. Adam umursamaz, gıcık, boş yere kavga çıkaran gamsız herifin tekiydi. Aynı şekilde ondan daha beteri vardı tabii. Yine o sınıfta okuyan ve can'ın arkadaşı olan Ener vardı. Can ne ise bin katıydı. İnsanlara kötü davranan, güya kendini kötü, korkulacak çocuk olarak göstermek isteyen aptalın tekiydi. Herkes homurtular çıkarmaya devam etti.Hocam, biz o sınıfla gidemeyiz
Ayrıca okul taşıyı ne hocam ya? Anaokulu çocuğumuyuz biz?
Herkes isyan ederken müdür hepsini sustırdu ve " Yarın herkesin durağının önünde saat tam 8:15' de okul taşıtı olacak. Orada tuttuğumuz muavin yoklama alacak ve eğer okul taşıtımız ile gelmeyen olursa sözlü notları çok büyük düşüşe uğrayacak. Sınav senenizde kalmak istemezsiniz çocuklar? " Kimseden ses çıkmayıncs " Güzel. O zaman iyi dersler" Diyip çıktı. İşler fena karşacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
inci
Teen Fictioninci, her liselinin yaşadığı akran zorbalığını yaşıyordu. annesi, o küçükken babasını öldürmüştü. oysa annesi sadece kendini koruyordu. bunu ise sadece en güvendiğine söylemişti. ama en büyük darbe, en güvendiklerinden gelmişti.