10 dakikadır oynuyorduk. Şişeyi tekrar çevirdiğimde biraz döndü ve durdu. Soru kısmı Mutlu'da cevap kısmı bende durmuştu. İşte şimdi başlıyorduk. Kendimi soracağı şeye hazırlamış bekliyordum. Mutlu sırıttı ve " Doğruluk mu cesaret mi? " Dedi. Ben cesaretten korktuğum için " Doğruluk" Dedim. Ne yaptıracaklarını bilmiyordum ve onlara güvenmiyordum. Mutlu " Bize yediğin ilk disiplin cezasını neden yediğini anlat" Dedi. Ben biraz ne olduğunu düşündüm ve sınra anlatmaya başladım. " Orta 2. Sınıftım. Hiç kavga eden ve sorunlu birisi değildim. Gayet çalışkan ve sessiz sedasız kendi kendine takılan biriydim. Ama benden nefret eden bir kız vardı. Yani ortaokulda bile zorbalığa uğruyordum. Neyse ben bu kıza hiç karşılık vermedim. Umursamadım ama o buna daha çok kinlendi ve daha da üzerime geldi. Bir gün ben sinirliyken gelmişti ve defterimin bir sayfasını yırtmıştı. Ona baktım ve yapma dedim. Dinlemedi ve yırtmaya devam etti. Defalarca kez yapma dediğim halde yaptı. En son dayanamadım ve kimsenin, hatta benim bile beklemediğim bir şey yapıp kızın saçlarına yapıştım" Bunu dediğim an hepsi şaşaırmıştı. Caner " Sen? " Diye sordu yüzündeki şaşkınlık ifadesiyle. Ben ise umursamaz bir tavırla " Aynen, ben" Dedim ve devam ettim. " Tüm sınıf geldi ama ayıramadı beni bir süre kızdan. En son hocalar dahil oldu ailem çağrıldı, kızın ailesi çağrıldı ve ben disipline gittim, iki gün uzaklaştırma aldım. Ama umrumda değil, iyi ki yaptım" Dedim diye umursamazca. Mert dalga geçerek" Hayret, uysal ve sakın birine benziyorsun oysa ki" Dedi. "Sabırlıyım ama bende de peygamber sabrı yok. Sınırları zorlarsa ben direkt sınırı geçerim" Dedim korkusuzca elimdeki kokteylden bir yudum alırken. Nehir" Çeviriyorum " Dedi. Ben hala kokteyl içerken şişe durdu ve ben ile Deniz'e denk geldi. Kokteyl boğazımda kaldığı için öksürmeye başladım. Nil yavaşça sırtıma vurdu ve " Helal, sakin" Dedi. Soru onda, cevap bendeydi. "Doğruluk mu cesaret mi? " Dedi. Sesi bile etkileyiciydi. " Doğruluk " Dedim. Büyülenmiş gibi duran halime gülüp " Bize aileni anlatır mısın? Anlat ki seni nasıl bir şeyle zorbaladıklarını görsünler istiyorum" Dedi. Sertçe yutkundum. Ailemi... Annemi, babamı. İlk reddetmek istedim. Ama onu reddetmek istemiyordum. Gerçekleri yüzlerine vurmak da istiyordum. Nasıl zor bir hayat yaşadığımı ve onların bu hayatı nasıl daha da zorlaştırdıklarını bilmelerini istiyordum. Belki yanlıştı, belki doğru. Nefes aldım ve anlatmaya başladım. " Annem zuhal ev hanımı, babam hakan serbest meslek. Yıllar önceye dayanan bir hikaye bu aslında. Annem zuhal, mahallede otururken yanına ondan bir iki yaş büyük birisi gelmiş. Tanışmışlar ve annem bu adama aşık olmuş. O sıralar ikiside okuyormuş ve dedem ile anneannem böyle şeylere karşı insanlarmış. Mahalle küçük yer, duyulmuş bu. Dedim sinirlenmiş ve annemi mahallede ona talip olan Hakan'a, yani babama vermiş. Annem istememiş fakat zorla evlendirmişler. İlk günden beri hep babam ona iyi davranmış ama sonra içkiye başladığı sıralar annemin babama karşı davranışları babamı sinirlendirmiş. Ama annem onun çocuğunu taşıdığı için bir şey diyemiyormuş. Benden bahsetmiyorum, yani o çocuk ben değilim. Ölü doğmuş. Ölü doğunca babam sinirlenmiş ve annemi dövmeye başlamış. Bir süre sonra annem bana hamile kalınca erkek olayım istemiş ama kız olunca yine annemi dövmüş. O günden sonra hep annemi döverdi, işten kazandıklarını da alkole yatırırdı. Öldü ama ölürken bile annemin hayatını mahvetti. " Sonlara doğru bağırmıştım. Gözyaşlatım benden izinsizce akıyordu. Durduramadım kendimi ve daha yüksek sesle bağırdım. " O lanet odada ne konuşuldu bilmiyorum. Babam ne halt yedi bilmiyorum bildiğim tek şey annem onu öldürdüyse babam bunu hak etmiştir. Ki çoktan hak etmişti. Ölürken bile benim annemin başına iş açtı. 8. Sınıftım daha! Bana ' anneni götürüyoruz çünkü adalet ve yasalar bunun için var. Suçlulara cezasını vermek için' diyen polise ' babam annemi döverken, omzunda sigara söndürürken, lohusa döneminde karnını tekmelerken, içip içip kumar oynarken ve paramızı kaybettirirken, annem hastayken umursamadan dönüp yatarken adalet ve yasalar nerdeydi, polis abi' dediğimde daha 13 yaşında bir çocuktum. O evde tek başıma yaşarken gece çöp atmaya çıktığımda beni taciz etmeye çalıştıklarında, benim çığlıklarımı duyanlar akşam pencelerini kapatıp sabah biz kadına şiddete, tacize karşıyız demlerken neydeydi adalet? Ha nerdeydi? " Diye avazım çıktığı kadar bağırım içimdeki her şeyi boşalttım. Yere çökmüş ağlarken Deniz geldi yanıma ı. Bana sarıldı ve " Özür dilerim" Dedi. " Özür dilerim, yaranı delmek istemedim. Yemin ederim. Çok özür dilerim inci" Diye beni sakinleştirmeye çalıştı. Biraz sakinleştikten sonra Nehir'in uzattığı suyu titreyen ellerimle alfım ve içtim. Caner" Seni eve bırakalımmı? " Dedi. " Ona bakmadan" Gerek yok, bir taksiye atlar giderim şimdi" Dedim. Mert endişeli gözlerle bana bakarken " İyi değilsin. Lütfen bırakalaım seni" Dedi. " Taksiye atlar giderim dedim" Arkama bile bakmadan çnatamı alıp yanlarından ayrıldım. Bahçeye ilerleyip taksi çağırdım. Taksiyi beklerken gökyüzüne bakıp " Anne, seni çok özledim. " Diye fısıldadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
inci
Teen Fictioninci, her liselinin yaşadığı akran zorbalığını yaşıyordu. annesi, o küçükken babasını öldürmüştü. oysa annesi sadece kendini koruyordu. bunu ise sadece en güvendiğine söylemişti. ama en büyük darbe, en güvendiklerinden gelmişti.