Jimin'in Günlüğünden
8 Haziran 2022 -Seul
Bir rüyadan uyandım. Gecenin zifiri karanlığında oturuyorum. Rüyam mı daha karanlıktı, yoksa gece mi, bilmiyorum.
Gecenin en kuytusuna bile yüzün gizlenmiş sanki. Rüyadaki senden kaçabildim ama her yanımı çoktan sarıp sarmaladığını hesaba katamadım.
Yine odanın ışığı yanıyor ve ben bahçeme senden yansıyan kadarıyla yetiniyorum.
Yoksun ama bir yandan varsın da. Bahçedeki o ışıkta varsın. Karanlıkta varsın. Sessizlikte varsın. Hiç olmadığın kadar varsın.
Ben seni ol diye umut etmiyorum. Sadece dayanmaya çalışıyorum.
Sevmekten zor olmamalıydı alışmak. Varlığını bilmeden yokluğunla tanışmak.... Olmayacağını bile bile, uzağında tutmaya çalıştığım bedenimden ruhuma sinen ruhunu söküp atamıyorum.
Jeon Jungkook, içime tutunduğun o yerden seni koparamıyorum!
Seni sevmeyi ben istemedim ama aşkını olduğu gibi acısını da yalnız ben sahipleniyorum...
°•°•°•°•°•°•°
"Sana bir şey söyleyeyim mi? Bu köpek sana asılıyor bile olabilir."
Taemin konuştuğunda gülerek Kahve'ye indirdim bakışlarımı. Burnunun üzerindeki açık renk tüylere dudaklarımı bastırdım. Onu severken en çok burnunun ucuna ilgi gösteriyordum ve bu da Kahve'nin çok hoşuna gidiyordu. En azından tatlı, yumuşak hırıltılarından öyle olduğunu düşünüyordum.
"Eğer öyleyse mutlu olurum. Çünkü ben de ona biraz meyilliyim." Kahve bahçeyi inletircesine burnunun ucunu göğe dikip iki kere havladı. Başımı geriye atıp güldüm. Beni anlıyordu, kesinlikle anlıyordu.
"Ve bence bu evet, demek. Dediğin gibi o da beni seviyor. Hissediyorum."
"Gülmek sana çok yakışıyor, biliyor musun?" dedi Taemin konumuzdan bağımsız.
Gülüşlerim sakinleşip yüzümde yok olmaya başlarken, "Teşekkür ederim." diyebildim sadece. İltifatlardan pek hoşlanmazdım aslında. Çünkü o anlarda nasıl karşılık vereceğimi bilemezdim.
"Gülmeyi ve güldürmeyi severim," dedim başımı sallayarak. Gerçi o kadar da emin değildim artık. Şimdi sahici gülüyordum ama bu, Taemin'in düşünceli ve yardımsever bir adam oluşundandı. Zor durumumda bir anda çıkagelmişti.
Bugün, bir önceki günlere nazaran daha şanslıydım galiba. Yoksa olanlar aklımdan da kalbimin kuytularından da çıkmış değildi.
Patika yola doğru bir kıpırtı fark ettim. Öncesinde Kahve'ye ve Taemin'e o kadar odaklanmıştım ki onun orada olduğunun farkına bile varamamıştım.
Jungkook, kendi evinin yolunu tutacakken tereddütle birkaç adım attı bize doğru. Gelip bize dahil olmakla evine gitmek arasında kalmış gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİDDEN °• Jikook
Fanfic( BÖLÜMLER GEÇ GELEBİLİR ) - Jimin, Üsteğmen Jeon Jungkook'a aşıktı.- "Jungkook," dedim ama sesim bir fısıltıdan ibaretti. Yüzümün bir yanını göğsüne yasladım. Kalbi deli gibi atıyordu. "Jimin, kendini bu kadar sevdirmemeliydin. Kendimi unutturacak...