21

613 42 97
                                    

sınır 25 vote

---

"Günaydın." dedim okulda Akın'ı gördüğümde. Galiba artık flört gibi bir şeydik. Garip hissettiriyordu.

"Günaydın! Naber Asya?"

"Valla iyi ama dün geceden sonra başım ağrıyor çok fena... Ya sen? Nasıl geçti after party?"

"Çok iyiydi, çok eğlendik. Sabaha karşı döndük eve. Berkler kendi arabasıyla bıraktı yani. Ben de o kadar içmişim ki başım çatlıyor ama değdi. Efsane çocuklar ya."

"Ne güzel... Umarım seni hayal kırıklığına uğratmazlar."

"Uğratmazlar uğratmazlar."

"Neyse... Geç kalmayayım diye sabah hiçbir şey yemeye vaktim olmadı. Simit peynir falan alıp bizim yerimizde oturup bi kahvaltı edelim mi ne dersin?"

"Ne yapacağız ki orda yalnız başımıza?"

Kaşlarımı kaldırdım. "Bugüne kadar hep orda yalnız başına oturmayı sevdiğini söylerdin ya hani. Hatta bana da sen öğretmiştin o köşeyi."

"Asya... Biz çocuklarla sözleştik. Lüks bir mekanda edeceğiz kahvaltıyı bu sabah."

Yüzümdeki bozulmuş ifadeyi silebilmek için kendime birkaç saniye verdim.

"Ah... Anladım. Afiyet olsun size o zaman."

"Teşekkür ederiz. Sen de gel diyeceğim ama... Aranız şimdilik pek iyi değil ya davet etmediler seni."

"Sorun yok, davet etseler de gitmezdim zaten."

"Asya... Bozulmadın değil mi?"

"Hayır tabii ki."

"Güzel. Söz yarın da senle bir yerlere gideriz. Hadi kaçtım ben."

"Görüşürüz.."

Akın ondan beklemediğim şekilde davranıyordu. Daha birkaç gün önce, yani iyileşmeden önce, bana ona iyi davranan, onu anlayan tek kişi olduğumu, bizim birbirimize benzediğimizi, dış dünyanın zalim olduğunu, onların boş insanlar olduğunu söylerdi. Şimdi ise o zalimler için beni ekiyordu. Akın engelliyken alay eden, kavga çıkartan, onu görmezden gelen insanlardı onlar.

"Asya? Ne yapıyorsun burada sap gibi tek başına? Sevgilinin yanında olman gerekmiyor mu?"

Esranın sesini duyduğumda ona baktım.

"Ne sevgilisi Esra? Bir kere bile aramızda öyle bir laf geçmedi."

"Sana ilanı aşk etmedi mi? Sen de onunla partiye gelmedin mi?"

"Evet ama yine de bir daha bu konu üzerinde konuşmadık."

"Yoksa aklın hala senden 24 yaş büyük hocanda mı?"

"Esra! Bana diyene bak!"

"Asya, sahi, senin niye hiç normal sevgilin olmuyor ya? Akın da senden bir yaş küçüktü değil mi? Ya sınıfın yalnız ezik çocuğu, ya da 44 yaşındaki üniversite profesörün. Bir gün de şöyle hepimiz gibi senin yaşlarında, okulun popüler çocuğundan falan hoşlansana."

"O anlattığın modellerin beyni ve maneviyatı olmuyor canım. O kadar klişe bir kız değilim çok şükür."

"Evet, klişe olmayacağım diye ikisinden de kazık yedin. Akın'ın gözleri açılınca ilk bastonunu kırdı. Cihan hoca zaten çok romantik dans ediyordu Merve hocamızla."

"Akın hakkında daha saygılı benzetmeler kullanabilirsin Esracım. Sadece yeni iyileşti ve bir dönemden geçiyor. Cihan'a gelince, onu terk eden bendim. Yani terk etmedim de... Karşılıklı ara verelim dedik işte. Aslında annem ve senin yüzünden oldu."

teacher's petHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin