Sabah'ın erken saatlerinde Hogwarts'ın büyük salonunda hafifçe tüten mumlarla aydınlatılmış masalar kurulmuştu.Büyülü tavanın solmaya başlayan yıldızlarla kaplı gökyüzünü taklit ettiği salonun atmosferi,her zamanki gibi büyüleyiciydi.Aydınlanmaya yeni yüz tutmuş havada öğrenciler yavaş yavaş salonun içine doluyordu.
Masalarda çeşit çeşit lezzetler bulunuyordu:taze sıkılmış meyve suları,çıtır çıtır kızarmış ekmekler, rengarenk meyveler ve tabii ki Hogwarts'ın ünlü tütsülenmiş sosisleri ve çıtır çıtır tavukları.
Öğrenciler kahvaltılarını yaparken,masaların arasında dolaşan bazı hayaletler öğrencilerin dikkatini çekmek için birbiriyle şakalaşmaları,sohbet etmeleri ve zaman zaman yüksek sesle kahkaha atmaları kaçınılmazdı.Seherbazların okulu dış kötülüklerden korumasının yanı sıra okulun hayaletleri ve tabloları içeriden moral yükseltmeye çalışıyordu.
Draco Malfoy'un çetesiyle gösterişli girişine hiç kimse şaşırmamıştı.Klasik havasını takınmış, burnunun ucunu havaya dikmiş bir şekilde masalar arasında dolaşırken,bazı öğrencilerin gözlerini devirip ondan kaçındıklarını görmek pek de şaşırtıcı değildi.Draco, her zamanki gibi kurnazca sırıtarak etrafı gözlemliyordu ve elbette ki bu sabah da küçük tuzaklarını kurmayı ihmal etmemişti.
Kurnaz bir gülümsemeyle kendi masasına doğru ilerlerken cebinden bir yeşil elma çıkardı.Bu alışkanlığının nereden geldiğini bilmiyordu ama kendisini bilinçsizce sürekli yeşil elma yerken buluyordu.Pansy çoğu zaman kendisini uyarsa da yapacak bir şeyi yoktu.
Draco'nun dudaklarından alaycı bir kıkırdama yükseldi.''Kralımız Weaselbee,bol bol götür mideye yiyecekleri,evinde bu kadar şeyi bir arada göremiyorsundur.''
Greengrass'ın kahkahası yankılandı.Draco'nun sağ koluna sarıldı.''Dostlarına da bırak biraz kızıl kafa''
Slytherinlerin sesleri hep bir ağızdan yükseldiğinde Hermione tiksinen ifadeyle kendilerine baktı ve her hangi bir tartışma çıkmaması için Ron'un koluna sarılarak önüne dönmesini sağladı.Harry'e uyarıcı bir bakış atması yetmişti.
Bu sabah keyfi yerinde gibi duruyordu.Harry dün gece bir şeyler kaçırıp kaçırmadığını merak etti. Onu izlediği sürece her şey normaldi,kimse gelmedi gitmedi.Draco bir şeylerle uğraşmadı,kısa bir an sadece sigara içtiğini hatırlıyordu pek uzun sürmemişti.
Beyaz,kemikli parmakların kavradığı sigara ve dudakları arasından havaya karışan asi dumanı anımsadı.
Harry birden Büyük Salon'u çok sıcak buldu,hatta tavan hâlâ soğuk ve yağışlı görünse bile.Zar zor çiğnediği parçayı yutmak için kendisini zorluyordu.Büyük salonda öğrencilerin sesleri yanı sıra baykuşların güçlü kanat çırpışları da yankılandığında Harry yüzünde bir kaç damla yağmur suyu hissetti.Anlaşılan dışarısı içerisi kadar sakin ve kuru değildi.
Hemen hemen her masa renkli ve çeşitli baykuşlarla dolmuştu.Pek çok kişi olağandan daha fazla mektup alıyordu;endişeli anne-babalar çocuklarından bir haber alıp rahatlamak ve de evde her şeyin yolunda olduğunu iletmek istiyordu.
Harry dönem başladığından beri hiç mektup almamıştı;onun tek düzenli mektup arkadaşı şimdi ölüydü ve Lupin'in arasıra yazabileceğini ummuş olmasına rağmen,şimdiye kadar hayal kırıklığına uğramıştı.
Ron nihayet başını soslu tavuktan kaldırdı ve ''Neyse ki Malfoy'dan daha önemli işlerimiz var mesela Quidditch''dedi.
Harry aklına profesörün gönderdiği liste geldiğinde elini cebine attı.''Quidditch seçmeleri için bugünü ayırsam iyi olacak,McGonagall ismini yazdıran yirmiden fazla öğrencinin listesini verdi.Bir an önce halletmem gerektiğini söyledi.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salvatore | DRARRY
FanfictionAltıncı yılın başında, Harry, Draco'nun gerçekten de Lord Voldemort'un safına geçtiğini öğrenir. Bu habere inanmak istemese de, gerçekle yüzleşmek zorunda kalır. İki genç, savaşın kıyısında, birbirlerine olan duyguları ve çelişkileri arasında gidip...
