Yaz,1997: Privet Drive (pt.1)

94 14 10
                                    

Dursley ailesi, kutu evlerin düzenli bir şekilde sıralandığı, sıradan, kurallara uyan insanların yaşadığı bir toplumdaki belki de en sıkıcı insanlardı.

Sihir denen şeyin tam karşısında durmuş, yeğenlerini de bu şeyden uzak tutmaya yemin etmişlerdi. Ancak bu öylesine kolay bir iş değildi, neticede evlerinde barındırdıkları kişi sağ kalan, seçilmiş olan çocuktu.

Harry'e sorarsanız bunu rahatlıkla başkasının üzerine devredebilirdi ama böyle bir şansı asla olmayacaktı, tıpkı kehanetteki büyücünün kendisi olmasını seçemediği gibi.

Vernon, sevgili eşinin hazırladığı kutuları oğlu ile birlikte arabaya taşıyordu. Duvarlardan indirilen tüm tabloların izleri, Dudley'nin yatak odasında kapıya verdiği bir oyuk, Petunia'nın mutfak camının karşısına diktirdiği aynanın kalıntısı, boşalan evin yaşanmışlıklarını dile getiriyordu.

Harry olabildiğince ayak altında bulunmamaya çalışıyordu. Penceresinin perdesini usulca köşeye çektiğinde Privet Drive'ın önünde duran arabaya baktı.

''Hadi Dudley, acele et!'' dedi Vernon elindeki -taşımasına bakılırsa- oldukça ağır olan çantayı arkada bir yere sığdırmaya çalışırken.

''Ben hâlâ neden gitmemiz gerektiğini anlamadım, baba?'' diye seslendi Dudley, koca bir kutuyu kollarında tutmaya zorlanıyordu.

''Çünkü burası artık bizim için güvenli değil!''

Harry bir süre daha eniştesinin gelip gidişini izlediğinde alt kata doğru indi. Teyzesini hâlâ görememişti ki boş salonda donuk bir şekilde dikildiğini fark etti. Elindeki yeşil çantasına sıkı sıkıya tutunuyordu.

Harry bir an için akrabalarına üzüldü. Konfor alanlarını terk etmelerini beklemek acımasızlıktı belki de ama buna mecburlardı. Bir kaç saniye ne yapması gerektiğini düşünüyordu ki ortamdaki sessizliği Petunia'nın sesi böldü.

''Bu evde 20 yıl yaşadım... -Şimdi bir gecede ayrılmam bekleniyor.'' hiç istifini bozmadan gözleriyle yıllarını harcadığı,ailesi ve kendisi için güzelleştirmeye çabaladığı ama şimdi bütünüyle boşalmış, bir çırpıda atılmış evinin halini süzüyordu.

''Size işkence edecekler...-Eğer, bir saniye bile, nereye gittiğimi bildiğini düşünürlerse, hiçbir şey onları durdurmaz.'' dedi Harry bir kaç adımla koridorda durmayı kesip salona adım attı. Başka ne diyebilirdi ki onları son ana kadar ikna etmeye devam etmeliydi.

Petunia ağır bir hareketle başını yara izli büyücüye çevirdi. Harry'e karşı mesafesini koruyordu. Gözleri yaşlardan parlıyordu ama ifadelerindeki sertlik hâlâ oradaydı.

''Onların neler yapabileceğini bilmediğimi mi sanıyorsun? Godric's Hollow'daki o gece... -sadece anneni kaybetmedin, biliyorsun.''

Bakışları kısa bir an yere kaydı, geçmiş zihninde hızla akıyordu ve tekrar yeğenine döndü.

''Bir kız kardeş kaybettim...'' dedi kardeşinin gözlerine baktığını düşünerek Harry'nin gözlerinin derinlerine odaklandı. Yıllarca bunun acısıyla savaşmıştı.

Harry'nin içi burkuldu. Böyle duygusal bir konuşmayı hayal etmemişti. Ne kadar kötü olsalarda hayatının büyük bir bölümünde yer alıyorlardı. Asla mutlu anıları olmamıştı en azından Harry'nin hatırladığı süre boyunca yoktu ama yine de karşısındaki kadının annesinin tek ve en yakın akrabası olması duygusal anlamda kendisini de tetikliyordu.

Petunia daha fazla konuşmayarak topuklarının boş evde çıkarttığı sesle evden ayrıldı. Harry derin bir nefes alarak bunun herkes için en iyisi olduğunu kendisine hatırlattı ve teyzesinin arkasından evin ön bahçesine çıktı.

Salvatore | DRARRYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin