Tılsım dersi normal zamanda bile pek iç açıcı geçmiyorken Harry ve Ron bu kez de başaramamıştı. Sirkeyi şaraba çevirebilen tek kişi -şaşırtıcı olmayacak biçimde- Hermione olmuştu. Harry'nin sirkesi buza döndü, Ron'un şişesi patladı.
"-Evet... ev ödevi için" dedi masanın altından tekrar çıkan ve cam parçalarını şapkasının tepesinden alıp atan Profesör Flitwick "Pratik yapın."
Tılsım dersinden sonra Ortak Salonun yolunu tuttular. Draco ve Harry'nin beyhude sohbetlerinin üzerinden iki gün geçmişti. Harry, Slytherinli büyücüyü ortak hiçbir derslikte ve Büyük Salonda görmemişti. Ronald, Lavender'la olan bağını tamamen çözmüştü, Hermione de neşeli görünüyordu. Ama kimse Harry'nin aklında çok çetin bir savaş olduğunu farketmiş görünmüyordu:
O bir Ölüm Yiyendi.
Ama bakışlar yalan söylemezdi.
O bir Malfoydu, Slytherindi.
Karanlık taraftaydı.
Harry'nin ölmesini isteyen adama hizmet ediyordu.
Aralarında her zaman bir çekim olduğundan bahsetmişti.
Kendisinden nefret ettiğini de söylemişti.
Onu isteği ile öpmüştü,içki içmişti,o gece yaptıklarına izin vermişti.
Ama görevi uğruna katlanmıştı!
Harry kendisini aptal gibi hissediyordu. O kadar dalgındı ki güneşli Ortak Salon'a girdiklerini Hermione'nin bağırışıyla fark etti.
"Katie! Geri döndün! İyi misin?"
Harry orta boylu cadıya dikkatle baktı,bu cidden oydu; sağlıklı ve neşeli bir vaziyette çevresinde daire oluşturan arkadaşlarıyla konuşuyordu.
"Gerçekten iyiyim!" dedi Katie mutluca."St. Mungos'tan ayrılmama pazartesi izin verdiler, iki gün annem ve babamla evdeydim ve sonra bu sabah geri döndüm."
"Evet" dedi Harry "güzel, artık geri döndün... -Dinle, Katie..."
Bir an önce Katie'ye birkaç soru sorması gerekiyordu; merakı Draco'yu bile geçici olarak aklından silmişti. Katie'nin arkadaşları kendi işleri için toplanırken, Harry sesini kıstı.
"...O kolye... Onu sana kimin verdiğini hatırlıyor musun?"
"Hayır" dedi Katie, elleri üzüntüyle titriyordu.
"Herkes soruyor, ama hiçbir fikrim yok. Hatırladığım son şey, Üç Süpürge'deki bayanlar tuvaletine doğru yürüdüğüm, kapıyı açtığımı biliyorum." dedi Katie "Bu yüzden bana Imperius Laneti'ni yollayan kim ise kapının tam arkasındaydı. Ondan sonra, hafızam St. Mungo'da iki hafta önceye kadar bir boşluk içindeydi. Dinle, gitsem iyi olacak."
Çantasını, defterlerini kaptı.Harry,Ron ve Hermione'yi onlara söylediklerini kafalarında tartmalarına fırsat vererek arkadaşlarının peşinden gitti.
"O zaman kolyeyi Katie'ye veren bir kız ya da kadın olmalı." dedi Hermione.
"Ya da kız veya kadın gibi görünen biri olmalı." dedi Harry. "Unutma, Hogwarts'ta bir kazan dolusu çok özlü iksir vardı. Bir kısmının çalındığını biliyoruz..."
"Sanırım bir yudum Felix almam gerekecek" dedi Harry.
"Bu tamamıyle iksir ziyanı olurdu." dedi, çantasından daha yeni çıkardığı Spellmans Syllabary adlı kitabı bırakan Hermione sıkıntılı bir şekilde. "O iksirin geri kalanını ziyan etme! Dumbledore seni yanında götürürse sahip olabileceğin tüm şansa ihtiyacın olacak..." Sesini bir fısıltıya dönüştürdü.
"Biraz daha yapamaz mıyız?" diye sordu Ron Harry'ye, Hermione'yi yok sayarak.
Harry,yeni ciltli İleri Düzey İksir Yapım kitabına göz attı. Melez Prens'in kitabının şimdi elinde olması için nelerini vermezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salvatore | DRARRY
FanfictionAltıncı yılın başında, Harry, Draco'nun gerçekten de Lord Voldemort'un safına geçtiğini öğrenir. Bu habere inanmak istemese de, gerçekle yüzleşmek zorunda kalır. İki genç, savaşın kıyısında, birbirlerine olan duyguları ve çelişkileri arasında gidip...
