25. Bölüm

168 20 16
                                    

Bu sabah gözlerimi açtığımda ilk yaptığım şey saate bakmaktı. Dışarıdan gelen bağırış sesleri yüzünden Tom da ben de erkenden uyanmak zorunda kalmıştık.

Bir an önce dışarıda ne olduğunu öğrenmek istiyordum. O yüzden dolabımdan fazla düşünmeden ilk gördüğüm kıyafetlerden birini aldım. Kıyafetlerimi giydiğimde Tom da hazırdı. Aynı anda merakla kapımızı açtığımda karşımızda Carlotta vardı. Carlotta Capella'nın oda arkadaşıydı. Samimi biriydi ve bazen ikimiz sohbet ederdik. Hatta buraya geldiğimde Capella'dan sonra tanıştığım ilk arkadaşım oydu.

Üzgün ve bir o kadar da sinirli gözüküyordu, ağlıyordu. Etrafındaki kalabalıkta arkadaşları vardı. Onu teselli ediyor, sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Kalabalığa biraz daha yaklaşınca tanıdığım çoğu insanın orada olduğunu gördüm. Neden bu kadar insan sabah sabah koridora doluşmuştu ki?

O sırada Carlotta biraz olsun sakinleşti ve yüksek bir sesle konuştu.

Carlotta: O bana Nicolas'ın hediyesiydi! Çok pahalı bir şeydi o!

Capella'yı görünce hızla yanına gittim.

Carinae: Ne oluyor burada? Bu kadar insan bu saatte niye buraya toplandı?

Capella: Hani sana geçen gün bir yüzükten bahsetmiştim hatırlıyor musun?

Carinae: Nicolas'ın Carlotta'ya hediye ettiği o değerli yüzük mü?

Capella Carlotta'dan en çok haberi olan kişiydi çünkü aynı odada kalıyorlardı ve yakın arkadaşlardı. Bunu bilmesi için yakın arkadaşı olmasına da gerek yoktu. Nicolas'ın sevgilisine yani Carlotta'ya aile yadigarları olan yüzüğü hediye ettiğini herkes biliyordu. Ben de Capella sayesinde bunu biraz daha erken öğrenmiştim.

Capella: İşte o yüzük çalınmış. Carlotta çok sinirli.

Carinae: Belli ki birileri kıskanmış. Ama fazla zaman geçmeden bulunur bence. Sonuçta burası Hogwarts. Hem her şeyin en açık olduğu hem de en gizli olduğu yer. Ama güvenli bir yer. Hırsız bulunana kadar bu işin peşini bırakmayacaklarına eminim.

Capella: Umarım.

O sırada Carlotta biraz öncesine göre mutsuz değil de daha çok sinirli gibi görünmeye başladı.

Carlotta: Her kim yaptıysa hemen şimdi bunu burada itiraf etsin! Yoksa emin olun hırsız bulunduğunda bunun bedelini en ağır şekilde ödemek zorunda kalacak.

Ortamda hem kısa hem de uzun bir sessizlik oluştu. Hayatımızdaki kısa bir andı ama bir hırsızın suçunu itiraf etmesi için de uzundu. Sessizliği bozan Astoria oldu.

Astoria: Ben kimin yaptığını biliyorum.

Bu da şimdi nereden çıkmıştı. Nereden biliyor olabilirdi? Biliyorsa bu kadar ortalık karışana kadar neden söylememişti?

Nicolas: Kim?

Herkes Astoria'nın ne diyeceğini beklerken ben kendi adımı duydum.

Astoria: Carinae.

En beklemediğim kişi kendimdim. Tom ve Capella'nın da böyle bir şey yapmayacağını biliyordum. Ama tabii yapmadığına en emin olduğum kişi kendimdim. Dolayısıyla Astoria'nın yaşan söylediğini de bilen tek kişi bendim. Şaşkınlıkla farkında olmadan sesli bir şekilde tepki vermiştim.

Carinae: Ne?!

Tom: Utanmıyor musun suçsuz insanları suçlu göstermeye, gözünü kırpmadan iftira atmaya! Carinae böyle bir şey yapmadı!

Astoria: Ben kendimden eminim. Yüzüğü Carinae çaldı!

Carinae: Madem bu kadar eminsin bir kanıtın vardır elinde. Öyle değil mi?

Yalan söylüyordu ve ben bunu ortaya çıkaracaktım. Ben böyle bir şey yapmadığıma göre ekinde kanıtı olmazdı. İnsanlar da kanıtı olmayan birini fazla ciddiye almazdı.

Astoria: Elbette var. Madem sen yüzüğü çalmadığını iddia ediyorsun öyleyse odanı aramamızda bir sorun yok, değil mi?

Odamı aramak nereden çıkmıştı. Ama madem suçsuz olduğumu kanıtlayacağım, kabul edecektim. En azından sonunda herkes benim masum olduğumu anlayacaktı.

Carinae: Peki. Gel, ara. İnsanların da içi rahatlamış olur.

Carlotta şaşkınlıkla başını kaldırdı ve ağlamayı bıraktı. Hemen ayağa kalktı ve benim odama doğru yürüyen Astoria'nın peşine takıldı. Giderken de sessizce bana bir şeyler fısıldadı.

Carlotta: Umarım bunu yapan sen değilsindir. Umarım bana bunu yapmamışsındır. Yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim.

Carlotta inanmıştı. Yedi yıllık arkadaşım beni sevmeyen bir kızın bana attığı iftiraya inanmıştı. Bu noktadan sonra yüzüğün oradan çıkıp çıkmayacağı sadece burada olmayanlar için önemliydi. Buradaki herkes ona inanmıştı.

Kendimi zar zor toparlamaya çalıştım. Evet, beni yapmadığım bir şeyle suçlamışlardı belki. Ama suçluluğum kanıtlanana kadar masumdum, en azından benim için. Bundan güç alarak merakla odama ilerleyen insanların peşine takıldım.

En başta Astoria olmak üzere Tom, Capella, Corvus, Carlotta, Nicolas ve Jack odama girmişti. Astoria önce dolabımı aradı. Kocaman odada yüzük aramak samanlıkta iğne aramak gibiydi. Dolabıma fazla detaylı bakmamış, fazla imcelememişti. Daha sonra komodinime doğru ilerledi ve ilk çekmeceyi açtı.

Yüzük çekmecede duruyordu. Ama nasıl olabilirdi? Astoria'nın yüzü bir anda gülmeye başladı ve yüzüğü eline alarak odadakilere döndü.

Astoria: Size söylemiştim. İşte burada. Yüzüğü Carinae çalmış.

Gördüklerime inanamıyordum, inanmak istemiyordum. Ben böyle bir şey yapmamıştım. Belli ki Astoria bunu çekmeceme koymuştu. Peki ben bunu nasıl kanıtlayacaktım?

Carinae: Ben yapmadım! Hem Tom da şahit hep yanımdaydı, yüzüğü ben çalsaydım onun da haberi olurdu.

Carlotta: Haberi olmadığını nereden biliyoruz? Belki de ikinizin planıydı.

Carinae: Carlotta, sen de mi ona inanıyorsun?

Carlotta: Bu sadece bir iddia değil Carinae. Çıkardı, gösterdi; sen çalmışsın. Ve bence bundan Dumbledore'un da haberi olmalı.

Odadaki insanların bazıları şaşırmış, bazıları zaten benden böyle bir şeyi bekliyor gibiydi. Tom va Capella zaten inanmamıştı ama Corvus hiçbir şeyden emin değil gibiydi. Herkes odadan çıkınca yavaşça yere çöktüm ve gözyaşlarımın dökülmesine izin verdim. Kendimi ilk defa çaresiz hissettiğimde sevmediğim bir adamla evleniyordum. Şimdi ise arkadaşım dahil çoğu kişi benim hırsız olduğuma inanmıştı. Eskiden bir Malfoy'dum, şimdi ise Riddle. Okuldaki diğer kızlar kadar tatmamıştım acıyı ve çaresizliği. O yüzden bu bana bu kadar zor geliyordu yoksa zorluklar içinde büyüyen birinin de kalbi kırılır mıydı bu durum karşısında?

Ben düşüncelerimle boğuşurken odada kalan tek kişinin, Tom'un sesini duydum.

Tom: Babama mektup yazacağım. Malfoy ailesine de haber verirler. Bu duruma bir el atmaları gerekecek.

Carinae: Tom? Benim böyle bir şey yaptığıma inanmıyorsun, değil mi?

Tom: İnanmıyorum tabii ki. Ben seni tanıyorum.

Olduğum yerde ağlarken kapının tıklandığı duyunca ikimiz de o yöne yöneldik...

Devam edecek

Bu hikayeyi arkadaşım ile yazıyorum onun da yazdığı hikayelere göz atabilirsiniz. Beni ve onu takip etmeyi unutmayın. Umarım beğenirsiniz.
Arkadaşım:



cchaeruniee

𝐌𝐫𝐬. 𝐑𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin