6. Bölüm

357 28 5
                                    

6 gün sonra:

Güneş'in doğmasının üzerinden fazla zaman geçmemişti kalktığımda. Bir önceki günün yorgunluğunu atmak amacıyla girdim duşa. Uzun bir duş aldıktan sonra sonunda rahatlamıştım. Masama oturduğumda aynamdan mavi gözlerimle göz göze geldim ve düşüncelere daldım.

Yakında düğünüm olacağı gerçeğini hatırladıkça içime kara bulutlar doğuyordu hâlâ. Hogwarts'dan mezun olmayı, güzel bir hayatımın olmasını ve ondan sonra birini gerçekten severek evlenmek isterdim ben de her kız gibi. Ama bu mümkün değildi. Ben bir Malfoy'um. Ailemin itibarı her şeyden daha önemli, babam bir şey olmasını istiyorsa o öyle olmak zorunda. Yeterince mücadele ettikten sonra kaçmamın mümkün olamayacağını anladım. Nereye, nasıl kaçacaktım. Beni bulamayacaklar mıydı? Nerede kalacaktım? Her türlü mantıksız bir plandı.  gerçekçi değildi. Bu düşüncelerin aklımdan kim bilir kaçıncı geçişiydi. Artık çok geç. Bugün Tom ile düğünün yapılacağı alana bakmaya gideceğiz. Her şey çok ani olduğu için tüm bu hazırlıkları da hızlıca bitirmemiz gerekiyordu. Kendim planlasam düğünümün yapılacağı yeri düğünümden altı gün önce seçmezdim. Ama çok da önemli değil. Ne de olsa evleneceğim kişi Tom, fazla özenmeye gerek yok.

Aynada kendime son bir kez baktığımda artık hazır olduğumdan emin oldum ve yavaş adımlarla aşağı inmeye başladım. Bugün annem ve babam erkenden çıkmıştı. Evde sadece abim vardı.

Carinae: Abi ben çıkıyorum.

Draco: Nereye?

Carinae: Dedim ya, Tom ile düğünün yapılacağı mekana bakmaya gideceğiz.

Draco: Şimdi hatırladım, aklımdan çıkmış. Kendine dikkat et.

Catinae: Ederim, görüşürüz.

Malikâneden çıktım ve buluşacağımız yere gitmeye başladım. Bu sefer direkt bakacağımız mekanda buluşacaktık.

Mekana geldiğimde Tom beni bekliyordu. Çok oldu mu acaba bekleyeli? Olsun, ben saatinde geldim o erken gelmiş.

Tom: Nerede kaldın? Ne zamandır bekliyorum.

Carinae: Ben saatinde geldim. Sen de erken gelmeseydin beklemezdin.

Tom: Her neyse. Umarım burası uygundur. Başka bir yere gitmekle uğraşmak istemiyorum.

Carinae: Umarım.

Mekana girdiğimizde gayet güzel bir yer olduğunu gördüm. Tavanı yüksek, duvarları genişti. Aradığımız gibi bir yerdi yani. Gayet ferahtı ve yeterli sayıda masa da vardı.

Carinae: Ben beğendim, bence uygun. Sen ne dersin?

Tom: Katılıyorum. Güzel gözüküyor.

Etrafı biraz daha inceledikten sonra daha da hoşuma gitti. Görevli ile konuştuk ve tarihi verdik. Ödeme düğünden sonra yapılacaktı. Sonunda bu işi de halletmiştik. Üstümden bir yük kalkmıştı. Ayrı ayrı günlerde yapsak daha yorucu olacağından davetiye işini de bugün halledecektik. Büyük bir mağazaya girdik. Basit şeylere karar vermiştik. Koyu renkli ve inci detaylı bir davetiye olacaktı. İnci detayı gelinliğim ile çok güzel bir ahenk yakalayacaktı. Bu detay tabii ki benim aklıma gelmişti.

Aradığımız özelliklere sahip üç davetiye önümüze gelince birini seçmeye çalıştık. Bir tanesinin basımı kalitesiz gözüküyordu, hoşumuza gitmedi. Diğerinin ise incisi çok fazlaydı, biz biraz daha sade bir şey istiyorduk, o da hoşumuza gitmedi. Sonunda ilk davetiyeye karar verdik.

Basım için bazı bilgileri verdik. Adlarımızı ve tarihi söyledikten sonra görevli adam kısa bir süre içinde basabileceklerini ve bekleyebileceğimizi söyledi. Bunu ben de beklemiyordum. Nasıl bu kadar hızlı bu kadar sayıda davetiye basılabilirdi ki? İşinde başarılı bir yere gelmiş olmalıydık.

Tom ile bir köşeye oturup davetiyelerimizin basımını izledik. Görevliler yanımıza gelip ikramlık bir şey isteyip istemediğimizi sordular. Zaten basım fazla sürmedi. Kısa süre sonra görevlinin davetiyeleri getirmesinin ardından ücretini ödeyip çıktık. Tomlara gidecektik bu akşam. Benim ailem ve Riddle ailesi yine buluşacak, beraber yemek yiyeceklerdi. Muhtemelen bu düğünden önceki son buluşmaydı.

Hava yavaş yavaş kararmaya başladığında biz de Riddle malikânesine geldik. Tom bana evlenince kalacağımız odayı gösterdi. Tabii bir de bu vardı. Aynı odada kalacaktık. Zaten evlenmemizin amacı bir varis olduğu için bunu bekliyordum. Riddle malikânesinin en büyük odalarından birine geldik. Koyu renkler kullanılmıştı her odada olduğu gibi. Gayet şık dekore edilmişti. Oda her ne kadar güzel olsa da yeni tanıştığım biri ile aynı odada kalacak olma fikrine bir türlü ısınamıyordum. Tom ise sanki zihnimi okumuş gibi konuşmaya başladı.

Tom: Ben de istemezdim böyle olması ama ne yazık ki benim de elimde değil. Sen nasıl necbursan ben de aynen öyle mecburum.

Carinae: Evet, haklısın. Aşağı inelim mi? Belki abimler gelmiştir.

Tom: Tamam.

Uzun koridorda ilerleyip merdivenleri indikten sonra annem, babam ve abimi gördüm.

Carinae: Gelmişsiniz. Biz de evlenince kalacağımız odaya bakıyorduk Tom ile.

Ms. Riddle: Ne güzel.

Narcissa: Nasıl, beğendin mi?

Carinae: Oda güzel ama yine de istemediğimi biliyorsunuz.

Lucius: Kızım, sus!

Babam bana hep böyle davranırdı. Buna alışıktım ama hayatımı mahfedeceğini düşünmezdim. Neyse ki abim yanımdaydı, zaten onun elinden de bir şey gelmiyordu.

Mr. Riddle: Acıkmışsınızdır. Hadi yemeğe geçelim.

Yemek sessiz geçti. Kimse doğru düzgün konuşmadı. Yemekten sonra her zamanki klasik muhabbetler döndü.

O sırada aklıma davetiyeler geldi ve davetiyelerden bahsetmeye başladım. Çantamdan göstermek için bir tanesini çıkardım. Herkesin hoşuna gitmiş gibi gözüküyordu. Davetiyelerin yarısını Riddlelar için orada bıraktık, yarısı da eve götürmek için ayırdık.

Ailelerimiz biraz daha sohbet ettikten sonra artık gitmeye karar verdik. Herkesle vedaştık ve malikâneden ayrılarak kendi malikânemize gitmeye başladık.

Geldiğimde yorgun olduğum için fazla bir şey yapmadım. Kıyafetlerimi değiştirdim, takılarımı çıkardım ve bu yorucu günü sonlandırdım...

Devam edecek

Bu hikayeyi arkadaşım ile yazıyorum onun da yazdığı hikayelere göz atabilirsiniz. Beni ve onu takip etmeyi unutmayın. Umarım beğenirsiniz.
Arkadaşım:



cchaeruniee

𝐌𝐫𝐬. 𝐑𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin