0.6

27 5 0
                                    



Karnıma yediğim tekmelerle birlikte daha da küçülmüştüm soğuk lavabo zemininde .Canım çok acıyordu.

O kız benim yüzünden ayrıldığını öğrenince erkek arkadaşları ile birlikte beni eski kızlar tuvaletine götürüp dövmüşlerdi.Karşılık verememiştim.Çünkü verirsem daha çok dayak yerdim.Veremezdim de zaten.Versemde kendimi savunamazdım.

Dilsiz olmanın diğer bir kötü yanıda buydu.İlkokulda iken çocuklar her zaman beni öğretmene şikayet ederlerdi.Oyuncaklarını çaldığımı söylerlerdi.Öğretmeninde onlara inanması gayet normaldi.

Ailemin durumu kötüydü.Çoğu gün okula aç gelirdim.Kendimi savunmaya çalıştığımda da inanmazlardı.Günün sonunda hep dayak yerdim.

Dünde dayak yediğim için normalden daha çok acıtıyordu.Tekmeler ard arda gelince bedenim uyuşmuştu.Gözlerim yavaşça kararmaya başlamıştım.O esnada kapıdan senin sesin duyuldu.

Senin sesini duyunca içimde umutla karışık duygular oluştu.Belki benim için gelmişsindir diye düşündüm.Bu düşünce bile yediğim dayağa rağmen yüzümde silik bir tebessüm bıraktı.Daha sonrasında ise kapanan gözlerimle birlikte karanlığa göz yummuştum.

Uyandığımda beyaz ve lekeli tavandan revirde olduğumu anlamıştım.Buraya sık sık geldiğim için lekeleri ezberlemiştim.Kafamı sesin geldiği yöne çevirdim;

"Uyandın mı ?" Yanı başımdaydın sandalyede oturuyordun.Cevap veremedim.
"Ah doğru kusara bakma"hemen kalkıp masanın üzerinden kalemle defter aldın."İyi misin ?"

Deftere cevabımı yazıp verdim."Evet şimdi daha iyiyim teşekkürler."

Okuduktan sonra bana pişman gözlerle bakıp konuştun."Teşekkür etmene gerek yok yapmam gereken buydu önceden olduğu gibi."

Aslında bunu yapmasına gerek yoktu.Diğerleri gibi sessiz kalabilirdin.Bu tamamen senin iyi biri oluşunla ilgiliydi.Bir süre birbirimize baktık.Ve ben fark etmeden senin koyu kahvelerine dalmıştım.

"Öyleyse ben artık derse gitmeliyim.Sende iyice dinlen."başımla seni onayladım.Revirden çıkarken bana el sallayıp gülümseyerek görüşürüz dedin.Aynı şekilde gülümseyerek karşılık verdim sana.Ve o gün bir kez daha anladım ki,her sabah o gülüşünü görmek için her şeyi verirdim.

Sen gidince içimde bir boşluk oluşmuştu.Seninle kısacık bir an konuşmak bile içimde tarifi olmayan duygulara yol açıyordu.İçimde ki boşluk canımı sıktı.Her zaman seninle konuşmak istiyordum.

Yataktan kalkıp,revirdeki aynadan kendime baktım.Yüzüm berbat görünüyordu.Kaşım ve dudağım patlamıştı.Elmacık kemiğimde ise kocaman bir morluk vardı.

Pek önemsemedim.Her zaman yüzüm yaralıydı.Okulda veya dışarda gören kimse sesini çıkarmıyordu.Sadece o acıyan surat ifadesini yapıyorlardı.

Revirden çıkıp okul çıkışına doğru yürüdüm.Neyse ki sen benim içim çantamı getirmiştim.

Okuldan çıkıp nereye gittiğimi bilemeden yürümeye başladım kaldırımda.İnsanlar bana garip bir şekilde bakıyorlardı.O an ise benim tek düşündüğüm eve gidince yiyeceğim dayaktı.

En sonunda eve gitmeye karar verdim.Gidecek bir yerim yoktu zaten.

Eski tek katlı müstakil eve gelince derin bir nefes aldım.Bütün cesaretimi toplayıp çantamda ki anahtar ile kapıyı açıp eve girdim.Her zaman ki gibi kirli ve rutubetli duvarlar karşıladı.Tam koridordan kaldığım odaya gidecek iken babamın sesini duydum.

"Neden okulda değilsin ?"

Arkamı döndüğümde koridorun başındaydı.Bir kolunu duvara yaslamış diğer elinde ise tütünü vardı.Bir şey söylemedim.Çünkü söylesem bile her halükarda dayak yiyecektim.Onun beni dövmek için bir bahaneye ihtiyacı yoktu.
Cevap vermediğim için sinirlenmişe benziyordu.

"Cevap ver!"Yine bir şey söylemedim.Sinirle yanıma gelip saçlarımı kavrayıp kafamı duvara vurmuştu.

"Seni orospu!"Kafamı art arta duvara vurmaya başlamıştı.Dayanamayıp yere yapıştım.O gün yıllar sonra ilk kez sesimi çıkarmak istemiştim.Tıpkı o gün olduğu gibi.Sana seslenmek istemiştim anne.

Ama olmadı.Yine sesimi çıkaramadım anne .Ve o gün ikinci kez gözlerimi kapadım.

Özür dilerim anne

Morana•jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin