Medyada ki şarkı ile okumanızı tavsiye ederim^^
Jungkook'un ağzından
"Günaydın arkadaşlar.Oturun."Hocanın demesiyle tekrar yerime oturdum.
Ders edebiyattı.Duvar kenarında oturmuş.Yanımda ki Chanın konudan konuya atladığı sohbetini dinliyordum.Ne söylediği hakkında hiçbir fikrim yoktu.
Hocanın boğazını temizleyip dikkat çekmesiyle sınıf sessizleşmişti.Yanımda ki gerizekalıda sonunda çenesini kapatmıştı.
"Bugün dersimize proje konularınız ve eşlerinizi açıklamakla başlıyoruz.Proje konunuz benim belirlediğim bir yazarın eserlerini okuyup,yazar hakkında düşüncelerinizin olduğu bir yazı hazırlamak.Unutmayın bunlar sözlü notlarınızı etkiliyor.Bu yüzden özenle çalışın.Şimdi proje konunuzu ve eşleriniz açıklıyorum.Yang Jeongin ile Seo Changbin Franz Kafka..."
"Jeon Jungkook ile Park Jimin sizde Stefan Zweig'i araştıracaksınız."
Hocanın demesiyle Jimine baktım.Bana şaşkınlıkla bakıyordu.Onunla proje eşi olduğuma sevinmiştim.Yalnız olduğu için onunla arkadaş olmak istiyordum.Ona gülümseyip önüme döndüm.Bu hareketimle yüzünün kızardığını görmüştüm.Çok utangaç biri olduğundandı galiba.Kafaya takmadım.
Ders bitiminde sıramdan kalkıp Jiminin yanına gittim.Bir elini yanağına yaslamış,diğer eliyle kitabın kapağı kapanmasın diye tutuyordu.Dudakları öne doğru çıkmış,sarı saçları gözlerine düşmüştü.Kitaba çok odaklanmışa benziyordu.Oldukça masum duruyordu o an.
Okulda ki diğer öğrencilerinde dediği gibiydi Jimin erkek olamayacak kadar güzeldi.Kitabın kapağına baktığımda bunun şeker portakalı olduğunu gördüm.Daha önce küçükken bunu okumuştum.En sevdiğim kitaplardandı.Daha fazla beklemek istemediğim için seslendim.
"Hey!"Hızlıca kocaman gözlerle bana dönmüş,şaşkınca bakıyordu.Bu hali gülümsetti.
"Okuldan sonra kütüphanede buluşup ödevi yapalım.Sana uyar mı?"
Başını evet anlamında sallamıştı.
"Tamam o zaman,görüşürüz."
Gülümseyip elini salladı.Bende kapıda beni bekleyen Chanın yanına gittim.Kantine doğru giderken aklım hala o dolgun pembe dudaklardaydı.
...
Okuldan sonra Chan ile vedalaşıp kütüphaneye gittim.Köşede bir masaya oturup Jimini beklemeye başladım.Beklerken onu düşünüyordum.İnsanlar ona karşı çok önyargılıydı ama ben öyle düşünmüyordum.Onu daha fazla tanımak istiyordum.
Bir süre sonra oda gelmişti.Yavaş bir şekilde başı eğik masaya ilerleyip, karşımda ki sandalyeye oturmuştu.
"Selam."
Baş selamı verdi.Daha sonra cebinden küçük bir not defteri çıkardı.Defteri elime doğru uzatınca sorgulamadan defteri alıp açık sayfada ki yazıyı okudum.
"Kusura bakma,benim yüzümden projeyi biraz geç bitiricez.Bu deftere yazarak anlaşabiliriz diye düşünüyorum.Tekrardan özür dilerim."bu lafla hafifden sinirlenmiştim.Bu asla bir sorun değildi ve olamazdı.Hatta onunla eş olduğum için şanslıydım.Sınıfta en fazla kitap okuyan oydu.
Hayatım boyunca hiçbir zaman engelli insanlara karşı ön yargım olmamıştı veya onları gereksiz görmemiştim.Çünkü böyle bir şey yoktu.Fiziksel engeller aşılabilirdi ama karakter eksikliği aşılamazdı.
"Nasıl böyle dersin?Bu nasıl sorun olsun?Sınıfın kalanından daha şanslıyım.Çünkü o salaklar daha tek bir kitap bile bitirmediler.Kendini küçümseme Jimin.Seninle proje eşi olduğum için mutluyum."
Laflarımla hafifden kızarıp utanarak başını öne eğmişti.Bu utangaç halleri çok sevimli geliyordu.
"Tamam mı?"
Başını tamam anlamında sallamıştı.Anladım ki en kısa zamanda işaret dili öğrenmeliydim.
"Hadi o zaman başlayalım."
Birlikte o yazarın kitaplarının listesini çıkarmış ve kütüphaneden kitapları bulup okumaya başlamıştık.Mecburiyet,ay ışığı sokağı,santranç...Kitaplar kısa olduğu için kısa sürede bitiyordu.Jimin zaten çoğunu okumuştu.Benim en çok hoşuma giden ise Bir kadının hayatından yirmi dört saatti.
Arada defterden kitaplar hakkında konuşuyorduk.Onunla sohbet etmek çok güzeldi.Kitapta ki en ince ayrıntıdan insanın aklına dahi gelemeyecek anlamlar çıkarıyordu.Ve defteri okurken görmüştüm yazısı inci gibiydi ve çok güzeldi.
Kitaba odaklanırken aşırı tatlı görünüyordu.Bazen kaşlarını çatıp,dudaklarını büzüyor,bazen gözleri ışıldıyordu.Kitap okurken göz göze geldiğimizde fark etmiştim ki, kısık koyu kahve gözleri hayatımda gördüğüm en güzel gözlerdi.
Kitapların bir kısmını okuduktan sonra iş bölümü yapmış ve kitapların bir kısmının o bir kısmının ben özetini yazıyordum.İşim kısa sürede bitmişti.İşim bitince Jimini izlemeye başladım.Biliyorum bu biraz sapıklık ama benim yerimde kim olsa saatlerce onu izleyeceğine eminim.Ben onu izlerken işine o kadar odaklanmıştı ki beni fark etmemişti.
O güzeldi.Oldukça güzeldi.Hayatımda gördüğüm en güzel erkek olabilirdi yada insan.Biraz düşünmüştüm ve onun tanımı Bikinisinde astronomiydi resmen.
O gün fark ettim ki, ben gözlerinde bütün galaksiyi içinde barındıran çocuğa kapılmıştım.
Stefan Zweig en sevdiğim yazarlardan biridir.Bilinmeyen bir kadının mektubu kitabını duymuşsunuzdur.Onun yazarı.Vaktiniz olursa kitaplarını okumanızı öneririm.Yazım şekli,konuyu ele alış biçimiyle,yazdığı kitaplarla bence iyi bir yazar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Morana•jikook
FanfictionVe o gün bir kez daha anladım ki,her sabah o gülüşünü görmek için her şeyimi verirdim. 03.05.2024