5. Bölüm "Kilitli Duygular"

1.1K 44 1
                                    

YENİDENNN MERHABAAA!

ÖZLEDİK YAVV SMDSNXHSHXN

TOYGAR VE DENİZ’İ YAZARKEN, SİZLERİN DE OKURKEN EMİNİM ÇOK SEVİYORSUNUZ, SEVİYORUM!

O ZAMAN LAFI DAHA FAZLA UZATMADAN BÖLÜMÜ OKUMAYA GEÇELİM Mİİ?

★★★

BÖLÜM 5
“K İ L İ T L İ  D U Y G U L A R”

NEFRET-ÖFKE-HÜZÜN
Ne kadar sevilmeyen bir duygu olsalar da hayatımızda yer alan duygulardan 3 tanesidir. Nefret, insanlardan kendini uzaklaştırmak için yaptığın davranışlardır. Bir insandan nefret etmek için onun senin hayatında bırakmış olduğu izleri gözlemlemek lazım. Nefret, bir o kadar kolay bir duygu değildir. Bunu çok çabuk öğrenemezsin. Bir insandan nefret ettiğini düşünüyorsan o sana sevgini yüzüne vurur. İçinde ona karşı bir sevgi olduğunu fakr edersin. Bu yüzden nefret etmek o kadar kolay değildir. Öfke ve hüzün. Neden ikisini bir arada kullandım? Çünkü sebebi öfke olan bir işin sonucu hep hüzündür. Hatta derler ya, “öfkeyle kalkan zararla oturur” diye. İşte asıl mesele bu. Ve bu anlattığım 3 duygu bir insanda birleşiyorsa onu değiştirmek için çabalayın. İnsanlar değişebilir, karakter olarak insan olarak duygular olarak...”

“Deniz!” diye sarsıldım. Gözlerimi açtığımda abim gözlerinden ateş fışkırırcasına bana bakıyordu. Gözlerimi gözlerinden kaçırıp yere kaydırdım. Toygar hâlâ yerde baygın bir şekilde yatıyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum, şuan da bayılıp uyandığımda hiç bir şeyin olmamasını istiyordum. Abim Toygar’ı yerden kaldırıp yatağın üzerine yatırdı.

“Abi!” dedim içimden gelen büyük bir sinirle. “Anlamaysun! Kıt kafali olduğundan şüpheleniyrım!” öfkeyle bana doğru yaklaştı ve kolumu kavrayıp güçlü bir şekilde sıkmaya başladı.

“Kit kafali birisi varsa o da sensun! Biz sana güvenelum ha buralara gelip okuman için senin yaptığına bak!” kolumu güçlü bir şekilde çektim. Gözlerine bakarken dudaklarım titriyordu, kalbimin ritmi değişiyordu.

“Ben hiç bir şey yapmadım! Ha bu adam benim hayatumu kurtardi! Bir adam akilli oturup konuşsak her şey çözülecek!” diye bağırdım, sesimi yettiği kadar yükselterek. Başımı Toygar’a doğru çevirdim, burnunu elinin tersiyle silip bana ters ters baktı.

“Hayatıma girdiğiniz güne lanet olsun!” dedi gözlerime nefretle bakarak.

“Ula nediysun! Sen daha dur, bundan sonra hayatumuzdan eksik olmayacaksun!”

“Ne demek istiyorsun sen!”

“Ne demek istediğimi anlayacaksun!” dedi ve odadan çıkıp gitti. Yavaşça yatağa oturup ağlamaya başladım. Çaresizdim, hem de fazlasıyla. Karadeniz inadı tutmuştu onu. Kimse vazgeçiremeyecek kadar güçlü bir inada sahip bir insandı o. Toygar yataktan kalkıp karşıma geçip duvara yaslandı ve bana baktı.

“Abin ne demek istiyor Deniz!” diye sordu, kaşlarını çatarak.

“Evlendirmek istiyor Toygar!” yüzüme uzun bir süre baktı ve gülmeye başladı. İleri geri adım atıp gülmeye devam etti.

“Şaka mısınız lan siz!?” dedi tekrar ciddileşerek. “Hayatıma girdiğiniz yetmemiş gibi bir de seninle mi evleneceğim?” yeniden gülmeye başladı ve pencerenin önüne geçti. “Yok bunların hepsi şaka olmalı ya! Allah kahretsin, ne diye takip ediyorum ki seni? Keşke o kolyeyi bulduğum an atsaydım bir yerlere! Hayatımı mahvetmenize asla izin vermeyeceğim!” sinirle ayağa kalkıp kolundan hızlıca çekip kendime çevirdim. Yüzüne bakıp tükürdüm.

“Burada hayatı tek mahvolan tek sen değilsun! Üniversite hayalim vardı benim! Sen hayatımızdan çekip gitsen bile benim hayatum yine mahvolacak! Bana neden Deniz ismini koydular biliyor musun? Karadeniz’in deniziyim ben! Başumda kapkara bir geçmiş. Babam öldükten sonra abim başa geçmek için çabaladı. Sürekli kendini üstün görerek beni ezmeye çaluştu. Kendimi o evden kurtarmak için köpek gibi çalıştum! Buraya hayatumu kurtarmak için gelurken tanımadığım bir züppeyle evleneceğumi mi sanıyorsun? Sen bizum hayatumuzdan çıktığın vakit abim beni yaşatur mu sanaysun?”

“Allah’ım nasıl bir kabusun içine düştüm ben! Kızım ne istiyorsunuz benden? Ulan benim bir işim var hayatım var? Hâlâ ne evlenmesinden bahsediyorsun sen?”

“Toygar! Gerçekten evlenmiyeceğuz, yani en azından abim ikna olana kadar. Sonrasında boşanuruz! Olmaz mi?”

“Olmaz. Ben seninle evlenmek istemiyorum, bir de tanımıyorum.”

“Ula sende mi kitlik var? Anlamay musun? Ben de senunlen evlenmek istemiyrım! Ama bir süre öyleymişuz gibi davranalum! Abim bizim peşimuzi bırakana kadar.”

Bir anda kapı açıldı ve kapıda annem, abim ve teyzem vardı. Hepsi kaşlarını çatmış bize bakıyordu. Annem bana bakarken parıldayan gözlerinden artık ateş fışkırıyordu. Teyzem, gözlerime bakıp yapmacık bir gülümseme yayılmıştı suratına. Karıştırdığı bir şeyler vardı, zaten babamın ölümüne sebep olan kadından ne bekleriz ki? Sanki her şey planlanmış bir kâbus gibiydi. Başımı çevirip Toygar’a baktım. Bakışlarını benimle buluşturdu ve uzun uzun bakarken iki yolun ortasında kapana kısılmıştık...

 Bakışlarını benimle buluşturdu ve uzun uzun bakarken iki yolun ortasında kapana kısılmıştık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BOL BOL YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN YILDIZLARIM

SİZLERİ SEVİYORUM, MİLYONLARCA KALP 💗










Karanlık Deniz Yıldızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin