Bölüm 4

1 0 0
                                    

"Kerim...ben geldim ablacım."

Saat akşam sekize geliyordu. Bütün günü kameraları izleyerek geçirmiştik. Babamla ikimizin siniride fena bozulmuştu. Çünkü Sema ile Nilay saatlerce annemden ne kadar nefret ettikleri hakkında söylendi durdu. Annemi evde yazları çalışan bir aşçı olarak biliyorlardı ve ismi de Asude değil, Meltem'di. Gerçekten evde Nida dışında herkes nefret ediyordu. Zaten aralarındaki tek normal kiş Nida'ydı.

Kerim'den ses çıkmadı. "Kerim!" odasının kapısını açtığımda orada olmadığını gördüm. Evin her tarafına baktım. Yoktu. Bu saatte asla dışarı çıkmazdı. Telefonumu çıkarıp kerimi aradım.

Telefonu odasında çalıyordu.

Panikle babamı aradım. O da açmadı. Büyük ihtimalle telefonu sessizdeydi. Son çare olarak Alper'i aradım.

"Alo Alper nerdesin?"
"Restorandayım"
"Babam nerede?"
"Burda yanımda."
"Versene bir"
"Nalan...iyi misin?"

Bunu beklemiyordum.
Yıllar sonra ilk defa Kerim ve babam dışında birinden bu cümleyi duydum...

"İyiyim. Kardeşim evde yok" dedim kısa bir sessizlikten sonra babamın sesini duydum. "Efendim Nalan?" dedi. Sesi soğuktu. İş üstünde olmalıydı. "Baba Kerim evde değil." dedim hafiften telaşlı bir sesle. "Aradın mı?"
"Aradım...aradım telefonu evde." dedim. "Tamam Nalan sen sakin ol gelmesini bekle. Ben halledeceğim."

Dıt dıt dıt...kapandı telefon. İnsanın bir yanı eksik olunca diğer yanının boşluğundan çok korkuyordu...

Yarım saat sonra kapı zilinin çalmasıyla kapıya koşup açtım ama karşımdaki kerim değildi.

Sayın Çağatay Ulusoy Muadili'ydi

"Alper?" dedim 'neden geldin' tavrıyla. "Baban yolladı bi delilik yapma diye" dedi . "Nasıl bir delilik yapabilirim acaba?" dedim sinirli bir şekilde. "Tamam sen git...uslu dururum ben!" Tam kapıyı kapatıyordum ki elini kapıya yasladı "baban geri dönersem beni öldürür ufaklık" dedi gülerek. "Geç içeri bir daha da bana ufaklık deme!" Öfkeyle odama yöneldim. Bi bu dengesiz eksikti. Yatağıma oturup telefonumun ekranına baktım. Kerim'den bir haber yoktu. Kafamı kaldırdığımda Alpe'in gülerek bana baktığını fark edince üstüme baktım.

Kırmızı Hello Kitty'li pijama takımı.

"Ne var Alper? Yetişkinler Hello Kitty'li pijama giyemez diye bir kural mı var? Hayır varda ben mi bilmiyorum?" dedim imalı imalı bakarak.
"Değişik bir insansın." dedi gözlerini gözlerimden ayırmadan. Bense gözlerimi devirdim. "Sen sanki çok sıradansın." dedim. Derken gelen mesaj sesiyle telefona koştum. Kahretsinki Kerim değildi.

Nilay:
Yarın annemin düzenlediği yaz partisine Serter'le ikinizi de bekliyorum. Akşam saat 20.00'da

"Bi bu eksikti şimdi ya!" Sinirle ekranı alpere doğru tuttum. "Harika" dedi gözlerini devirerek. "Kerim nerde ya asıl off!" diyerek tepindim yerimde. Alper bana yaklaşarak ellerini omuzlarıma koydu. "Sakin ol tamam. Biraz daha bekleyelim, gelmezse ofisten kameralara baktırır buluruz." dedi

İlk defa içten bir şey söylemişti. Hissetmiştim bunu. Rahatladığımı hissetmiştim o an. Hafif bir tebessüm oluştu yüzümde. Ben gülünce o da güldü. İlk defa içten gülmüştü. Gülüşü çok güzeldi.

Lan ne yapıyorsunuz Allah aşkına? Gülüşü güzel müzel değil Nalan KENDİNE GEL!

İç sesimin uyarısıyla geri çekildim. "Ben...bir su içeyim." dedim. Daha mantıklı bir şey gelmemişti aklıma. Mutfağa gittim ve cidden su içtim. Sonra göz damlamı unuttuğumu fark edip odama döndüm. Damlayı gözüme damlatırken Alper "Ne için kullanıyorsun?"
diye sordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YELPAZEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin