2 🐯

57 8 34
                                    

Felix kafamın dibinde tencereye kaşıkla vurmasıyla uyanmıştım.

"Noluyor amına koyim?" diyerek dirseklerimden destek alarak doğruldum.

"Uyan artık orospu Jeongin"

Felix bu cümleyi söylerken bir yanda da elindeki tencere ve kaşıkla ritim tutuyordu.

Ben ise hemen başımın altında olan yastığı alıp hızla ona atmıştım ve odadan siktir olup gitmesini sağlamıştım.

Hemen kalkıp sıradan işlerimi hallettikten sonra Felix'in evinden çıktım ve buluşma yeri olan Park'a doğru adımlarımı atıyordum.

Bir yandan kendimi bir yandan da valizimi kendi peşimden sürüklerken sonunda parka ulaşmıştım ve hemen girişte bulunan banka çökmüştüm.

Ben öyle ağaçları, böcekleri incelerken yanımda bir bedenin belirdiğini hissettim ve kafamı o tarafa doğru çevirdim.

"Selam Jeongin" dedi bir o kadar sıcak ve samimi gülümsemeyle.

"Selam..."

"Hadi gidelim o zaman artık."

"Evet gerçekten de çok iyi olur." diyerek onu onaylayıp yürümeye başladık.

İkimizde yol boyunca konuşmuyorduk öylece önümüzdeki yolu izliyorduk.

Sonunda onun konuşmasıyla birlikte bir muhabbete girdik.

"Jeongin kaç yaşındasın?"

"20 yaşındayım siz?"

"22 yaşındayım. Hangi bölümü okuyorsun?"

"Psikoloji bölümü okuyorum. Hyung hangi bölümü okuyorsun?"

Benden büyük olduğunu öğrendiğimden dolayı ona Hyung diye hitap etmeye başlamıştım bile.

"Güzel sanatlar."

"Havalıymış."

"Nerden esti bu ev arkadaşlığı olayı?" diye bir soru yöneltti bana.

"Yurt bulamadım da ondan ya hep"

"Anladım. İyi yapmışım o zaman seni arayarak." dedi yandan sırıtarak

Bilmiyorum ama bu adamdan çok garip bir vibe alıyordum.

Yine aramıza soğuk rüzgarların girmesiyle ikimizde susup eve doğru yürümeye devam ediyorduk.

En sonunda bir sürü sitenin bulunduğu bir büyük bir bahçeye girmiştik. Hyunjin güvenlikle selamlaşıp hâl hatır sohbeti yaparken ben etrafı inceliyordum. Azıcık uzağımızda çardaklar ve park vardı. Çardakta oturan bir grup insanın gülüşme sesi gelirken, Hyunjin güvenlik ile olan sohbetini bitirmiş olmalı ki yürüemeye başlamıştı.

En sonunda bir sitenin önünde durduğumuzda Hyunjin, dış kapının şifresini girdi. Büyük bir gürültü ile açıldığını belli ederken hemen içeri girmiştik.

Asansörü beklerken ben yine etrafı inceliyordum. Asansöre bindiğimizde ikimizde hiç konuşmadan evin bulunduğu kata gelmeyi bekliyorduk.

Ekrandan olduğumuz katı incelerken en son kata geldiğimizi fark ettim ve o sırada da asansör açılmış, Hyunjin Hyung asansörden fırlamıştı bile.

Acelesi neydi bunu amına koyayım? Atlı kovalıyor sanki. Onun kapıyı açmasını beklerken birden konuşmaya başladı.

"Jeongin sen hep böyle sessiz misin?"

Anlamadım kar tanesi.

"Anlamadım niye bir şey sordunuz?"

"Bu kadar sessiz olucaksan sıkılırım ben"

Dımdızlak? - HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin