21🐴

25 6 18
                                    

Hyunjin-Jeongin
WhatsApp Konuşması

Hyunjin
Jeongin nerdesin
(16.09)
Jeongin
(16.17)
neden mesajlarıma bakmıyorsun
(16.42)
endişeleniyorum
aramalarımı aç bari
(17.25)
arkadaşlarının bile haberi yok senden
(17.59)
başına bir şey gelmedi değil mi
(18.48)
yine beomgyu'nun yanında mısın
(19.23)
Jeongin lütfen
(19.38)
üzülüyorum sen böyle yaptıkça
(20.30)

--

"Neyse kalkayım artık saatte geç oldu zaten." diyerek oturduğu banktan kalktı Jeongin. Birkaç esneme hareketi yaparken evine doğru yürümeye başladı.

Sessizce evin kapısını açtığı an kapının önünde Hyunjin'i görmesi bir olmuştu.

Ona ufak bir baş selamı verdikten sonra Hyunjin'in yanından çekip gitmişti.

En sonunda odasına vardığında rahat bir nefes verip yatağına uzanmıştı ki odasına Hyunjin'in girmesiyle birlikte o gerginlik bütün vücuduna yayılmıştı.

Hyunjin hiçbir şey demeden sadece Jeongin gibi onun yanına uzanmıştı. Jeongin sessizce Hyung'unu izlerken, Hyunjin, Jeongin'in kafasını tutup göğsüne yaslamıştı. Göğsüne yasladığı kafasının üstüne kendi çenesini koyarak orada uyuyakalmıştı büyük olan.

Günü zaten aşırı yoğun geçmemiş gibi birde bu geç saate kadar Jeongin'i bekleyince iyice yorgun düşmüştü.

Jeongin içinden kendisine lanetler okurken o da durumu kabullenip gözlerini kapatmıştı.

--

"Jeongin konuşmamız lazım."

"Hyung bunu profesöre teslim etmem gerek sonra konuşuruz."

...

"Jeongi-"

"Hyung, kafede arkadaşlarım bekliyor gitmem lazım."

...

"Jeongin biraz-"

"Hyung profesör beni çağırmış acil gitmem gerekiyor."

...

"Je-"

"Hyung acil işim çıktı. Kusura bakma."

Jeongin ve Hyunjin'in son birkaç günü neredeyse böyle geçmişti. Hyunjin onunla konuşmak istiyor, Jeongin ise ondan kaçıyordu. E hâliyle Hyunjin bu durumdan epey sıkılmıştı.

Hyunjin içinden "Acaba ona yanlış bir şey mi yaptım?" diye düşünürken bir sonuca varamıyordu.

Çarşıda bildiği takıcıdan ona ve kendisine gümüş yüzük almıştı. Jeongin'i her gördüğünde illa ki parmağında o yüzüklerden birisi oluyordu.

Hem bu hediyeyi vermek hem de yepyeni bir aşamaya gelmek istiyordu kendisiyle.

--

Jeongin eve bu sefer erken gelmişti. Eve geldiği an kendisini odasına kapatıp masanın başına geçmişti. Yine yetiştirmesi gereken bir sunumu vardı çünkü.

Eve geldiğinde Hyunjin yoktu. Acil işinin çıktığı hakkında küçüğüne bir mesaj atmıştı.

Aşağıdan dış kapının açılma sesini duyunca yerinden kıpırmadı Jeongin. Full odak sunumunu tamamlamaya çalışıyordu. Odaya birden Hyunjin'in girmesiyle bakışları ona dönmüştü.

"Bir sorun mu var Hyung?" diyebilmişti gergince.

"Evet. Bilmek ister misin?"

Jeongin sorunun ne olduğunu en başından beri biliyordu. Sanırım azıcık salağa yatacaktı.

"Hayır? Neymiş sorun?"

"Sorun sensin."

Jeongin bunu beklediği için hiçbir tepki vermemişti. Gözlüğünü masaya koyarak sandalyesine iyice yaslanıp derin bir nefes vermişti.

"Biliyorum Hyung."

"Bana sadece şunu söyle Jeongin. Neden benden kaçıyorsun? Bugün olanlar hakkında hiçbir şey bahsetmiyorum zaten. Resmen beni görmezden geldin Jeongin. Ne kadar kırıldım haberin var mı senin?"

Jeongin tam ağzını açmış bir şey diyecekken Hyunjin onun lafını bölüp tekrar konuşmaya başladı.

"Belirsizliklerden nefret ederim biliyor musun? Beni öperek bir yere kaçamazsın Jeongin. Bugün burada aramızdaki meseleyi hallediyoruz."

Arkadaşları sayesinde hislerinden emin olan Jeongin, içinden arkadaşlarına güzel güzel övgüler yağdırıyordu. Kendisinden emin bir şekilde konuşmaya başladı en sonunda.

"Hyung senden son birkaç gündür kaçmamın sebebi duygularımdan henüz emin olmadığım içindi."

"Duygularından emin değilsen neden öptün beni Jeongin?!"

Hyunjin sinir ve üzüntüyle karışık bu cümleyi kurarken Jeongin bu sefer içinden kendisine sövüyordu.

"Hayır. Hyung dinle beni bi' "

Hyung'u onun yatağına oturmuş, devam etmesini söylüyordu.

"Eğer duygularımdan emin olmadan sana gelseydim gerçekten seni çok kırardım Hyung. Bu yüzden kaçmayı seçtim. Ama görüyorsun bu sefer kaçmıyorum."

Hyunjin duyduğu şeylerle kaşlarını şaşkınlıkla havalandırırken "Ee yani? Duygularından emin misin bu sefer?"

Jeongin yüzünde gülümsemeyle Hyung'unun yanına oturmuştu.

"Hemde hiç olmadığım kadar eminim Hyung."

Hyunjin sessiz kalınca Jeongin devam etti konuşmasına.

"Hyung seni öperken hiç pişman değildim, değilim de. Seni öperken kalbim o kadar hızlı atıyordu ki bir an kalp krizi geçiricem sandım."

Büyük olan onun kurduğu cümlelere ve hareketlerine gülümserken "Seni seviyorum Hyung. Hemde çooooook eskiden beri." demişti Jeongin.

Hyunjin duyduğu şeyle duraksayıp sessizce ona bakan kişiye taşıdı bakışlarını.

"Ne?" diyebilmişti sadece.

Jeongin alayla sırıtarak "Bir daha mı duymak istiyorsun? Seni seviyorum Hyung." demişti.

Hyunjin tam konuşucakken Jeongin'in dudakları bölmüştü onu. Bu sefer bu öpücüğü başlatan Jeongin'di.

🐴🐴

Ulan yine saçma oldu bu bölüm imdat

Öyle bi tıkandım ki tüm gün boyunca jeongin ve hyunjinin konuşmasını düşündüm ve sonunda buldum.
Bizde çareler tükenmez ayol 😎

Dımdızlak? - HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin