10🐹

40 9 12
                                    

"Bunların ikisi manita mı lan?!"

Yere çökmüş, cenin pozisyonu almış, çığlık atan Taehyun ile ortam biraz garipleşmişti.

Hyunjin, birbirlerine çok yakın davranan Jeongin ve Beomgyu'ya tip tip bakıyordu.

"Hyunjin kendine gel oğlum"

"Alooo?"

Changbin ve Chan, Hyunjin'i iki yandan sarsarak konuşuyorlardı.

"Bunun şalterler atmış sanırım beyler, hadi biz gidelim"

Grup yavaş yavaş toplanıp konser alanına doğru ilerlemeye başlamıştı.

Hyunjin de onların arkasından gelirken ikilinin üzerinden bakışlarını çekmiyordu. Çekemiyordu.

Bir şey vardı onu bu denlice kötü hissettiren, ya bir sezgi ya da bir duygu.

--

"Off! Çok yoruldumm!" diyerek kendisini kanepeye atan Jeongin'e gülmeye başlamıştı uzun saçlı oğlan.

O da kendisini onun yanına atıp kafasını koltuğa yaslamıştı.

Gülümseyerek küçüğünü izlemeye başlamıştı Hyunjin.

"Hyung bugün olan şey için gerçekten özür dilerim"

"Ne için?"

"Sandalye kapmaca da var ya..." Jeongin şuan içinden kendisine sövse de yapacak bir şeyi yoktu.

Özür dileme ihtiyacı duymuştu yine de.

"Önemli değil Jeongin, olabilir öyle şeyler."

İkisi de susup kaldıktan sonra Jeongin ayaklanmıştı. Saatine baktıktan sonra konuşmaya başlamıştı.

"Hyung benim arkadaşıma gitmem gerek."

"Saat kaç gibi gelirsin?"

"Hyung, yarın akşam gibi gelirim ben ya beni bekleme sen"

"Hangi arkadaşında kalacaksın?"

"Beomgyu"

"Tamamdır, bir şey olursa mutlaka yaz bana."

"Görüşürüz o zaman Hyung."

Hyunjin, Jeongin ile konuşa konuşa onu kapıdan geçirmişti. Hızlıca vedalaştıktan sonra Hyunjin geri salona dönüp kendisini koltuğa atmıştı bile.

"Hyung! Elin nasıl oldu?"

Hyunjin gülerek Jeongin'e bakmıştı. Onun saçlarını karıştırarak;

" Elimi öptüğün için daha hızlı iyileşti Jeongin! Çok teşekkür ederim!" demişti.

"Hyung bak sen seviyorsun diye sana kurabiye yaptım."

"En sevdiğimden mi?"

"Evet!"

"Ya sen harikasın Jeongin!"

Hyunjin neşeyle kolları arasında minicik kalan bedene sımsıkı sarılmıştı.

Hyunjin, Jeongin'e sımsıkı sarıldığı için küçük olan boğulma tehlikesi geçiriyordu. Jeongin, Hyunjin'in omzuna vurarak onu uyarmaya başlayınca sarılma faslı bitmişti.

Uzun olan, küçük olandan elindeki kabı alıp içinden kurabiye almıştı.

Ağzına atıp afiyetle çiğnerken küçük olan konuşmaya başlamıştı.

"Hyung sana çook önemli bir şey diyeceğim."

Büyük olan, onun bu şirinliğine 32 diş sırıtırken konuşamaya başlamıştı.

Dımdızlak? - HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin