"Neden aşağıya gelmiyorsun? Bir sorun mu var?" dedi Hyunjin sinirli bir ses tonuyla.
"Saçmalama Hyung, ödevim var onu yapıyorum."
Hyunjin, sandalyede oturan bedene iyice yaklaştı, tam önünde durduğunda
"Emin misin?" demişti uzun saçlı oğlan.
"Evet Hyung, hem sizi rahatsız etmek istemedim. Siz takılın istediğiniz gibi." elini 'sorun değil' der gibi salladı Jeongin.
Hyunjin, Jeongin'e doğru eğilip aralarında az bir mesafe bırakmıştı. Bir elini Jeongin'in arkasından geçirip masaya tutunduğunda, Jeongin artık Hyunjin ile masanın arasında kalmıştı.
Jeongin ne olduğunu daha idrak edememişken, öylece Hyunjin'in gözlerine bakıyordu.
"Bugün iyi değilsin sanki?" gayet sakin sayılabilecek bir ses tonuyla söylemişti bunu Hyunjin.
Jeongin hâlâ daha sessiz kalmaya devam ederken, Hyunjin onun alnından öpüp geri çekildi. Son bir kez bakışıp odadan çıkmıştı apar topar.
Jeongin ise anlam verememiş gözlerle kapıya bakıyordu. Neden böyle bir şey yaptığına anlam verememişti.
Son 2 dakika ne yaşandığına dair hiçbir fikri yoktu Jeongin'in. Aklına her türlü senaryo gelince sıkıntıyla saçlarını geriye doğru taramıştı.
Aşağıda doğruluk mu cesaret mi oynuyorlardı? Büyük ihtimalle öyle çünkü yoksa neden böyle bir şey yapsın Hyunjin.
Bu konuyu sonra kendi içinde düşünmeye karar vererek geri ödevine döndü.
Yaklaşık geçen 10 dakika boyunca ekrana bomboş baktığını fark eden Jeongin, kafasını masaya vurmamak için cebelleşiyordu.
En sonunda pes edip masadan kalkıp odasından hızlıca çıktı ve aşağıya indi.
Tahmin ettiği gibi Hyunjin ve arkadaşları "doğruluk mu cesaret mi?" oynuyorlardı.
"Kanka çok ciddi bir soru sorucam sana" dedi Jake.
"Buyur kankam" diye yanıtlamıştı siyah kısa saçlı oğlan.
"Kankam sen hiç önceden eşşek siktin mi?"
Kısa saçlı oğlan durdu durdu ve birden gülümsedi.
Ben dahil herkes onun cevabını beklerken
"Eşşek sikmedim ama öküz siktim ya." demişti.
Herkes birden kahkaha atmaya başlarken adının Changbin olduğunu öğrendiğim eleman "Nasıl bir yokluktasın sen amcık. İt oğlu it" demişti.
"O öküze noldu peki?" Hyunjin bir yandan gülerken bir yanda da bu soruyu sormuştu.
"Kurban da kestik yedik."
Herkes gülmeye devam ederken birden gelen farkındalık ile herkes sustu.
"Ne kadar iğrençsiniz" demiştim bu sessizliği bozup.
"Cidden inanmak istemiyorum sana Mingyu cidden onu yediniz mi birde?"
"Evet."
"Umarım hamile kalan olmamıştı it oğlu it"
"Yok olmadı olum rahatta kalın."
Jisung ve Mingyu'nun diyaloğu bitince tekrar konuşmaya başladım.
"Ben çıkıyorum. Bir şey lazım olursa arayın."
"Nereye?" diye sormuştu Hyunjin.
"Dışarı" demiştim evden çıkmadan önce.
Şuan kafam aşırı karışıktı. Sabah Wooseo'nun söyledikleri, bugün Hyunjin'in gelip beni aniden öpmesi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dımdızlak? - Hyunin
Teen FictionJeongin: Yurt bulabilen var mı ya dımdızlak kaldım sokakta Argo, hakaret, küfür içerir.