Kızlar slm🧍♀️🧍♀️🧍♀️
Aramıza yks engeli girdi ufak bir pürüzdü hallettik geldik (hâlâ etkisinden çıkamadı
Unutanlar varsa lütfen rica ediyorum diğer bölümü bi gözden geçirin
Artıık bölüme geçelim iyi okumalar
°°°
"Jungkook erken gel bak unutma." annemin içeriden gelen sesiyle kafa salladıktan sonra beni görmediğini hatırlayıp, "tamam anne." dedim bıkmışçasına. Çünkü bıkmıştım.Dış kapıyı yerine oturtup kendimi sokağa atınca derin bir iç çektim. Hava değişikliğinden miydi? Ortam değiştiğinden mi? Bilmiyorum ama geldiğim günden beri alık alık geziyordum. Ne bir işe girip adam olacak hevesim ne de tüm gün yatıp kemiklerimi çürütecek isteğim vardı. Tamamıyla bıkmıştım.
Ellerimi cebime sokup sola saptıktan sonra aşağı doğru giden yolu takip ederken rotamı çoktan oluşturmuştum. Mingyu eski okulun oraya çağırmıştı. Kullanılmayan ve de belediyenin yıkmak için fazla üşengeç olduğu bina bizim toplanma alanı haline gelmişti. Yani ben yokken burada toplanıyorlarmış.
Yüzüme acılı bir ifade kondurduğumu fark edince kafamı iki yana salladım. Günlerdir bu buhranın sebebini çözemiyordum. Ve çözemediğim bir şey daha vardı. O da aklımdan bir türlü çıkmayan siktiğimin delisiydi.
Bir hafta önceye yakın sızıp kalınca yatağına bırakıp evime doğru depar atma nedenim neydi? Koştukça rüzgarla içimde büyüyen alev sahiden Jimin'in babasından arakladığı Arjantin birasından mıydı? Ne diye onun etrafında bir saniye daha kalamazmışım gibi hissetmiştim? Ve niye günlerdir ondan kaçıyordum?
Onu bu denli derinden üzen aşkı ne diye günlerdir beni perişan etmişti? Önce bir miktar merhamet sahibiyim tabi üzüldüm haline diye düşünsem de bu fikrin saçmalık olduğunu anladım. Yumrukladığım herifti o. Sonrasında acaba dedim, acaba homofobik miyim? Ondan mı oğlan dediği an sırtımdaki tüyler havalandı? Fakat bunu düşünürken bile iki erkeğin aşkının beni rahatsız etmediğini fark etmiştim.
O zaman ne diye onun aşk acısı bana dert olmuştu? Aşk acısı çektiği için yumruklama isteğime bu yetkiyi hangi organım veriyordu?
"Buradayız burada." sağımdan gelen sesle irkildiğimde çoktan gelmem gereken yere geldiğimi anladım. Mingyu ve Jimin okulun bahçesindeki bankta oturmuş bir şeyler içiyorlardı. Ardına kadar açık demir kapıdan şov olsun diye mi anlayamadığım bir anda atlayıp yanlarına ilerledim.
"Selam."
"Otur şöyle yine tüm gece odun taşımış gibisin." diyerek selamımı almayan Jimin'e kaş çatıp karşılarına oturdum. "Abartma, yerimi yadırgadım sanırım uyku girmiyor gözüme." diyerek poşetteki atıştırmalıkları es geçerek yanındaki içkilerden birini aldım. Ben onu yudumlarken bakıştıklarını görsem de ses etmedim.
"Bana bak," Mingyu benim yanıma kayıp elini omzuma attığında cümlenin devamının 'varsa bir derdin anlat oğlum.' diye biteceğini biliyordum. Ona dönüp baktığımda "aşk acısı mı çekiyorsun sen?" demesiyle içtiğim zıkkımın boğazımda kalıp yerimden öksürükle sıçramam bir oldu. Kırk yıllık dostum cümlenin devamını hiç tahmin etmediğim şekilde bitirmişti.
"Ne saçmalıyorsun sen? Sabahın bu vakti sarhoş mu oldun?" diye çıkıştığımda ikisi de beklenmedik tepkimle kalakaldı. "Jungkook sinirlenmen gereken bir durum yok, genciz biz olabilitesi yüksek şeyler sunuyorum sana." diyen Jimin'e tamamen sırrımı açık etmiş gibi bakıyordum.
"Yok aşk falan." dedim sırtımı geriye yaslarken. "Aşk acısı falan hiç yok, uydurup uydurup beni sinir etmeyin siz de." dediğimde ses etmediler. Yüzlerine baktığımda ikna olmadıklarını gördüm. Ama ikna etme çabasına da girmedim. Belki de tam olarak ne olduğunu kendim de bilmediğimdendi, bilmiyordum."İyi nasıl istersen." dedi hemen ardımdan Mingyu. Jimin'in ise kuşkucu bakışları hâlâ üzerimdeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belong To Me |tk
Fanfiction"Ya şimdi beni reddet arkama bile bakmadan odayı terkedeyim." Dediğinde yutkundum. "Ya da beni kabul et ve seni gün ağarana kadar terleteyim." |Düz yazı