namus meselesi: ters yüz 2

826 140 83
                                    

"Ulan ben ne güzel molada kaçmayı planlamıştım ya!"

"Kaçamazsın Jisung, izleyeceksin."

"Abi, Jisung sizin filme sıkıcı dedi diye neden eziyetini ben çekiyorum?"

Yaklaşık yedi dakika önce salondan çıkan dört genç yeniden salona dönerlerken Jisung, Chan'ın yanına yanlayarak omzunu dürttü sertçe. "Hak ettin sen bunu, bu ikisi tuvaletteyken topuklamak yerine hangi taraftaki kirpiklerinin daha uzun olduğunu ölçtürmeseydin şimdi bambaşka bir yerdeydik."

"Hangisi uzundu peki?"

"Kirpiğini sikeyim Chan, tamam mı?"

"Sussanıza artık." diye çıkıştı Hyunjin karanlık salonda az evvel oturdukları koltukları yeniden bulmak için telefonunun flaşını etrafa tutarken. Onun bu konudaki ciddiyetinin bilincinde olduklarından ötürü sus pus kalmak zorunluluklarını bilen ikili yine yan yana sinmişlerdi koltuklarına. Hyunjin'in bir işkence gibi zorla izletmeye çalıştığı filmin kalan yarısını izlemeye zihinsel bir teşvik ve mecal bulamasalar da onun baskısı bunu oldurmaya yeterdi, bir de Jeongin vardı, ağzından tek laf çıkmıyor ama sevgilisinin dırdırı sırasında öyle bakışlarla bakıyordu ki Jisung ve Chan tamamen ikisinin tesiri altında eziliyorlardı. Elbet bunun acısını çıkaracaklardı ancak her horoz kendi çöplüğünde öterdi, onlara bir çöplük lazımdı.

İlk yarısını seyrettikleri animasyon filminin ikinci kısmı başladığında salondaki hemen herkes sessizliğe bürünmüştü. Hyunjin arkasına yaslanıp ilgiyle gözlerini koca ekrana kitledikten birkaç dakika sonra Jeongin mısır dolu iki avcunu da önüne doğru uzatıp kolunu dürterek odağını dağıttı. Kafasını 'ne oldu' dercesine salladığında ellerini işaret eden sevgilisinin avuçlarına baktı ve kaşlarını çattı hayretle.

"Mısırımız bitmemiş miydi bizim?" diye sordu fısıldayarak fakat sorgulamadan önce de birkaç tane alıp ağzına atmıştı. Jeongin önüne zehir uzatsa böyle mısır gibi sorgu sualsiz yiyecek kadar güveniyordu ona.

"Yan taraftaki çocuktan çaldım," dedi Jeongin, erkek arkadaşının elindeki mısırları tane tane yiyişini seyrediyordu. "Yiyecek misin, biraz daha araklayabilirim."

Hyunjin filmden kopmamaya çalışan kaçak bakışlarını çevirip güldü sessizce. "Saçmalama Jeongin, rahat bırak çocuğu. Canım istemiyor zaten."

"Peki, isterse söyle çakmıyor zaten aldığımı." dediğinde desibeli duyulacak düzeye çıktığı için sevgilisi tarafından kapatıldı ağzı. Onun keyifle ve ince bir endişeyle gerilen dudaklarına bu ortamda uzanamıyor diye ağzının üzerindeki avcu öptü birkaç defa. Hyunjin utançla elini geri çekip yerinde kaydı ve kafasını Jeongin'in omzuna yaslayarak filmi izlemeye devam etti.

"Jeongin izlesene lan, fingirdeşmeye mi geldin?" diye Hyunjin'in hemen yan tarafından çıkıştı Jisung, daha cümlesine noktayı koyamamışken arkadaşından uyarı tekmesi yemişti bile.

"Ben zaten vizyondan kalkana kadar bu filmi izlemeye geleceğim oğlum şimdi izlemesem de olur."

Jisung, arkadaşının cevabına uyuzca göz devirip ekrandaki filme odaklanmaya çalıştı ama asıl problemi de buydu, tamamen bir şeye konsantre olmak zordu onun için. Etrafına sataşası vardı ama Hyunjin'in gazabından ürktüğü için yerinde durdu bir süre, karşısındaki animasyon ilerledikçe kapıldığını fark etti. Belki de laf ettiğinin aksine o kadar da kötü ve sıkıcı bir film değildi. Hokey sahnesinde iyiden iyiye güzel bir izlenime sahip olmaya başlıyordu ki yan tarafından işitmeye başladığı burun çekme sesleri odağını dağıttığı vakit kafasını çevirdi ve Hyunjin'in büyük ekrandan yansıyan ışığın parlattığı yaşlı gözlerini görünce gülmeye başladı sessiz olmaya çalışarak. "Kardeşim şaka mısın sen, ağlanır mı buna?" dedi kısık kahkahalarının arasından kesik kesik.

aleyuh | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin