Dünden bugüne kalan her şey,
Bir hikâye gibiydi
Ya da bir şiir.
Her şey çok hızlıydı
ve de çok kısa.
Bu yaşam ve bu ömür...
Sonsuza dek fanilik!
Her şey döngü hâlinde;
Bulutların yağdırması,
güneşin doğması gibi
Bambaşka bir mükemmellikti
Hayat:
Bir şiir kadar ahenkli,
Şuurunda ve adabında...
Gökkuşağı kadar renkli
ama yaşayanlar değil.
Solunacak hava temiz
çünkü hava erdemli
çünkü hava kasvetli
Ama yaşamaya değer mi?
İnsanların duyguları...
İçlerinde beslenen o duygular,
Loş ışığı bile içine sindirmeyen hapiste sanki.
O duygular
O masum zannettikleri hiperaktif duygular dışarı çıkmayacak
çıkamayacak.
***
Adım, Cengiz. Doğum 1987.
Kaldığım ev anamdan babamdan kalma bir gecekondu. Ne çirkinliği var evin beni üzecek ne de albenisi var öyle. Sadece şükür; tepemde duvar, sağımda, solumda, önümde, arkamda duvar. Bahçesi var az, evden çıktığımda etrafımı bir nebze yeşile boyayan. Ağaçları var dallı budaklı evin üstüne uzanmış.
Çok eşyam yoktur öyle.
tek kanepem, ona arkadaşlık eden sandalyem, yanıbaşımda ayakları birbirine uymayan sehpam, dededen kalma dedikleri radyo, mutfak eşyaları, eskimiş dolaplar...
Giyinmeyi sevsem de kıyafet aramamışımdır, ne varsa onu yakıştırırım kendime. Bu kadar.
Defterime bunları neden yazıyorum, bilmiyorum.
Bazen bir arkadaş ihtiyacı güdüyorum
bazen kendimi değersiz görüyorum, değerin ne olduğunu unutuyorum
Ama sebepsiz...
Sebepsiz ki elimde kalemim kendini veriyor kâğıdın kumaşına.
şimdi bana bir arkadaş ol çizgili defter
sen bir çizgili deftersin
her ne kadar o kâğıdı çizebilmiş olsan da
sana üstünü çizemediğim meseleleri anlatacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Andı "SON"
RomanceAdım, Cengiz. Doğum 1987. Kaldığım ev anamdan babamdan kalma bir gecekondu. Ne çirkinliği var evin beni üzecek ne de albenisi var öyle. Sadece şükür; tepemde duvar, sağımda, solumda, önümde, arkamda duvar. Bahçesi var az, evden çıktığımda etrafımı b...