Alarm yüksek sesle "dııın dıın dııııın" elimi sertçe alarma vurdum.. yataktan doğruldum ve "sikicem..." diye mırıldandım telefonumu aldım mesaj var mı yok mu diye kontrol ettikten sonra yataktan indim..
Yavaşça banyoya yürüdüm diş macunumu diş fırçama sıkıp dişimi fırçalarken patronum aradı..
"Efendim?" Dedim.
"Sanada günaydın Matthew.. Neyse? Sana ihtiyacım var Matt.. Erken bir vakit biliyorum ama işbirliği yapacağımız şirket şimdi geldi seni bekliyorum ofiste"
"Günaydın efendim.. tabi hemen geliyorum.." Aramayı kapattım ve "ne sinir bozucu adam.." diye iç çektim.
Ağzımı yıkayıp hızla oturma odasına gidip bordo renkli gömleğimi alıp giymiştim altıma da siyah geniş paça bir pantolon giydim, ve kemer taktım paltomu alıp arabaya doğru koştum yavaş adımlarla.
~~~
"Sonunda gelebildin Matt.. neyse belgeleri denetle sonra raporu bana at sonra odama gelip yeni şirket hakkında konuşabiliriz" dedi.
Onu dinlerken kahve dolduruyordum
Geçiştirerek "..evet aynen haklısın..." Dedim. Bana sorgulayıcı bir bakışla bakıp konuşmayacağımı anlayınca sessizce "görüşürüz" diye mırıldandı..
Kahvemden bir yudum aldım,ve ofisime doğru yürüyordum kapıyı açtım ve sandalyeye oturup belgelere bakmaya başladım işbirliği yapacağımız şirket klinik deney şirketiydi "hoş" dedim sessizce.
'°'°'
Raporlarımı bitirdiğimde derin bir oh çektim ellerimi arkaya doğru esnettim ve dosyaları alarak patronumun odasına yürüdüm kapıyı üç kez tıklattım "içeri gir" sesini duyunca girdim. Patronum yalnız değildi profesör kılıklı bir bilim insanı vardı.
"Selamlar.." dosyayı patronuma uzattım. Profesör "merhaba bay...." İsmimi söylememi bekliyordu.
"İsmim Matthew ford... ya sizin?" Dedim.
Kıkırdadı.. "ismim Xavier Wood" ardından ekledi "tanıştığımıza memmun oldum Bay.Ford"
Net bir sesle "bende" dedim.
Kapının eşiğine doğru yürürken bir anda patronum "Matt saat 01:30' ta Bay.Wood' la beraber onların şirketine gideceksin uygun mu?"
"Peki? Olur.." dedim
~-~
(Saat 01.26 gibi)
Patronumun limuzununa binip, Bay.Wood'un çalıştığı sürmeye başladı korumalar. Şirkete vardığımızda uzak bir yerde durduk, en az şirketle aramızda dört kilometrelik yol vardı. Şirketin güvenlik korumaları bizi aldı
Şirkete vardığımızda, güvenlik bizden ID istedi.
Patronum "pardon.." kıkırdadı daha sonra "unutmuşum işin ID kısmını" diye ekledi. Pahalı siyah zincirli italyan kesim gömleğinden IDsini çıkardı, güvenliğe uzattı.
Güvenlik kafasını bana çevirdi sert bir ifadeliydi, üzerinde smokin takım vardı. Gözünde siyah gözlük olmasına rağmen keskindi bakışları.
"Kusura bakmayın.. sanırım unutmuşum.." ceplerimi yoklarken sessizce konuştum, pantronum hemen araya girdi "sorun yok bizimle gelebilir kendisi güvenilir elemandır" dedi. Güvenlik patronuma ve bana konuşmadan baktı ve elini kulağına götürdü konuşmaya başladı.
"Yönetici birazdan gelecektir bay.John" dedi güvenlik patronuma.
Birkaç dakika güvenliğin yanında bekledikten sonra şirketin yöneticisi geldi. "Selamlar John" bana çevirdi kafasını "tek geleceğini düşünüyordum ben Ethan flowers gördüğün üzere buranın yöneticisiyim." Elini uzattı el şıkıştık, sonra da patronumla el sıkıştı "sizi görmek güzel" gülümsedi ve ekledi "ya sizin isminiz?" Dedi.
"Matthew Fold" dedim. "Güzel, gelin size şirketi gezdireyim" dedi.
...
Etrafı gezmeyi bitirmiştik etraf güzeldi ve büyüktü bizim şirketin iki katı felandı.. patronuma dönüp "sigara molası vermem lazım.." dedim.
