4.Bölüm

125 8 0
                                    

                                                            🦋
Kelimelerin güzellik karşısında anlamsız kaldığını sen de gördüm.
                                                            🦋

Şu an masadaki eksik şahıslar Çınar ve Tolgaydı. Allah'tan ilk Çınar'ı uyandırmıştım. Birkaç dakika sonra ikili içeriye girince söze Yağız atladı. "Siz de kimsiniz, ilk kez görüyorum" dedi. İçimden gülmek gelse de kendimi dizginleyip baba beye baktım, ama o anne hanıma dalmış onun saçlarını izliyordu.

Yerimde hafif kıpırdanınca Pusat bey bana bakıp yüzümü inceledi, ardından dayanamayıp "kızım buyur bir şey mi diyecektin" dedi. Ben de sonradan kaşlarımı çattığımı fark edip  düzelterek lafa girdim. "Hee yok başlayın demenizi bekliyorum" dedim ve Çınar'ın kahkahasıyla ona dönüp tek kaşımı kaldırdım 'ne var' anlamında.

"Ablam acıkmış babaaa bence sen izin ver başlamamıza yoksa ablam bizi de yiyecek" dedi, ben de 'yok anasını' bakışı atıp "bak kızacaktım ama abla dedin bir yakınlaştık" deyip masada öne doğru eğilerek kafasına benim için sert olmayacak şekilde vurdum.

Acı  içinde inleyince, gür  bir kahkaha atıp "vurunca o küçük hücreler de gitti bir işime yaramazsın velet artık" dedim ve göz kırpıp herkesten önce yemeye başladım.










🍷🍷🍷

"Civan beni şu köşede indir" deyince Civan arabayı yavaşlatıp okulun biraz gerisinde durdurdu. "Durdurdumda neden güzelim?" deyince kusma hareketi yapıp kapıyı açtım ve Civan'a dönüp "Yağızla aynı arabadan inersek kardeş olduğumuzu anlarlar" deyip bu sefer Çınar'a döndüm.

"Velet sen de okulda benim yanıma gelme kardeş olduğumuzu anlarlarsa Yağızlada kardeş olduğum anlaşılmış olur"dedim ve arabadan inip yürümeye başladım.

Okula girdiğimde baba beyden öğrendiğim kadarıyla 11/E'de okuyordum ve ben müdürleri hiç sevmem. Bahçede ilerlerken yakışıklı bir çıtır görüp yanına ilerledim ve konuşmaya başladım. "Pardon bir şey sorabilir miyim?" dedim ve gözleri bana dönünce beni baştan sonra süzdü ve gözleri gözlerimi bulunca konuşmaya başladı.

"Tabii" dedi flört eder  bir ses tonunda "11/E sınıfı nerede biliyor musun" dedim .Tabii biliyordu ama biraz kibarlık lütfen ablanıza örnek alınn.

Yanındaki diğer erkeklere dönüp "bekleyin Siz" dedi ve eli ile kibar şekilde okulun giriş kapısını gösterip "beraber gitsek bence daha iyi olur, buralar karışıktır" dedi. YAVŞAK!!

Sanki anlamadık!!

Sınıfının önüne geldiğimizde "Teşekkür ederim" dedim ve elim kapının önüne gidince "Adım Barış"dedi.Gülümseyip "Ben de Gülce" dedim ve sınıfa girip kapıyı kapattım.

Veeee işte geliyooorrr

Yağızla aynı sınıftaydık, beni daha fark etmemişti. 3. sıraya geçip çantamı sıraya koydum ve telefonu çıkarıp Defne ve Arda'nın olduğu gruba girdim.

"Kaşarlar giremez" grubuna tıklayıp "17'de müsait olun sizi arayacağım"yazıp çıktım. Anlatmam gerekiyordu olanları üç gün olmuştu, ardından babam gibi gördüğüm adamın numarasına tıklayıp "Yamaç amca akşama plan atar mısın boşum"yazıp gönderdim.

Telefon sessize alıp yüzüstü sıraya koydum ve arkama yaslanıp kafamı tavana kaldırarak kapattım. Bir sürü öyle kaldıktan sonra salık saçlarımdan birisinin çekmesi ile dişlerimi sıkıp gözlerimi açtım acelesiz bir şekilde. Abi ilk günden mi ya ciddi misiniz??

Acelesiz bir şekilde kafamı biraz aşağı indirip, önümdeki üçlü kız grubunu inceledim. Kızıl, kumral ve sarışın. Nereye kusup yediriyoruz?

Arslanoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin