OY VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN 🥺
İYİ OKUMALAR 🥳
*************************************************
ŞİMDİKİ ZAMAN YAZARINIZDAN
Çınar acilin kapısına içi çıkarcasına ağlarken Ferit albay aldığı mesajla hızla karargahdan çıkıp arabaya bindi ve gizem hanım gilin evine sürmeye başladı
Ferit albay gizem hanım gilin evine geldiğinde korumalar arabanın içinde asker üniformalı albayı görünce hızla konağın kapısını açıp yol vermişlerdi
Fırat albay arabayı park edip evin kapısına gelerek kapıyı çalmaya başladı
Kapıyı açan Polat bey karşısında asker üniformalı albayı görünce kaşlarını çatıp anlamsızca “buyrun kimsiniz ? Ve neden geldiniz ?” soru yönelttiğinde Ferit albayın yüz haltları sertleşmişti
Albay haddinde fazla sert bir ses tonuyla “ben albay Ferit karan Mine’nin manevi babasıyım “ deyip sustuğunda sırtındaki yük ağırlaşmıştı bir türlü o can yakan haberi veremiyordu
Polat beyin arkasından bütün aile kapıya çıktığında karşılarında üniformalı albayı görünce anlamsızca Polat beye bakmaya başlamışlardı
Polat bey kaşlarını çatıp “ evet neden geldiniz ? Mine’ye kızıma bir şey mi oldu ?” sona doğru sorduğu soruyla kalbini tutmuştu kızına bir şey olmasından çok korkuyordu çünkü
Fırat albay bir az daha uzatırsa geç olabileceğinden pat diye söylemişti
“ Mine , mine meriçi kurtarmaya gittiğinde Meriç’in tutulduğu depoya gidip tam meriçi alıp çıkacakken depo ateşe verilmiş Meriç ile Mine de alevlerin arasında kalmış şu anda hastanedeler burada biraz daha vakit geçirirsek belki de onları son görüşümüz olacak bu yüzden arabalarınıza binip beni takip edin çünkü sizin aksinize ben bir evladımı DAHA KAYBEDEMEM” son iki kelimenin üzerine bastırarak
Baran ailesi duyduklarıyla dumura uğramış gizem hanım ağlayıp kalbini tutmaya başlamıştı diyerleri ise ne hareket ediyor ne de konuşuyorlardı
Bu duruma bir son vermek adına kendi acısını bir kenara bırakmaya çalışan Yılmaz “ Gediz, bulut ,Kıvanç arabalara hadi anne , baba, Berk siz de “ diye kükrediğinde hızlıca arabalara binmiş ve Ferit albayın aracını takip etmeye başlamışlardı
Yarım saattin ardından bir hastanenin önünde durduklarında hastaneye ilerleyen Fırat albayı takip etmeye başlamışlardı
Fırat albay hızlıca merdivenleri çıkmaya başladığında Bora’n ailesi de peşinden merdivenlere yönelmişlerdi
Merdivenleri çıkmayı bitirip bir kata geldiklerinde gözleri şokla açılmıştı hepsinin çünkü kat acilin kapısına kadar parça parça kanla kaplıydı
Hepsinin gözleri acilin kapısına çökmüş sarsılarak ağlayan adama takıldığında Bora’n ailesi umursamayıp oturaklara oturup şu anda yaşadıkları olayı idrak etmeye çalışıyordu
Fırat albay ise hızla acilin kapısına çökmüş ağlatan Çınar’ın yanına gidip Babacan bir şekilde sarılmıştı hem de sıkı sıkı sanki kollarından ayırsa yok olacakmış gibi
4 SAAT SONRAA
Dört saattir acilin kapısında bekleyen Bora’n ailesi , albay ve Çınar harap olmuştu resmen
Çınar’ın gözleri kan çanağına dönmüş tırnaklarını avuç içine batırmaktan ve sinirini çıkartmak için duvara yumruklarını vurduğundan kanla kapıydı elleri şu anda kriz geçirmenin kıyısındaydı
Ferit albay yumruklarını sıkarak bunu onlara yapanlara ne yaparak öldüreceğini sıralıyordu o itleri çabucak bulmak içinde bütün güçlerini kullanmış ve şeref yoksununu bulmuştu ama ne yapacaksa Mine’yle beraber yapacağından içinden dualar ediyordu ameliyattan sapa sağlam çıkması için
Bora’n ailesi ise yıkılmış bir şekildeydi kalplerinin yarısı meriç için yarısı ise Mine için kaybetme korkusuyla yanıp tutuşuyor sadece o kavrulan kalpleri söndürmek için bir tek su damlası istiyorlardı ama sanki kurumuş bir çölün ortasında üzerine dik bir şekilde gelip kavuran güneşin Işık’larıyla bunalıp bir tek damla suya hasret kalmış gibilerdi onların tek bir damla suyu şu anda içeride ölüm kalım savaşı veren iki evlatları / kardeşleriydi belki o savaşı kaybedeceklerdi yada kazanıp sapa sağlam o ameliyat masasından kalkacaklardı
Ama sadece iki seçenekleri vardı ya ölüp arkalarında yıkılmış içi kor alevler yanıp tutuşan bir aile bırakacaklardı yada yaşayıp bir nebze de olsa bir damla içlerindeki ateşi söndürmeye çalışan sevdiklerine su damlası olacaklardı veya hut biri yaşayıp biri ölecek bu dünyada yarım kalmış bir aile bırakaca son nefesini acıyla verecekti...
***********