OY VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN 🥺
İYİ OKUMALAR 🥳
*************************************************
~MİNEMİN RÜYASI~
Gözlerimi uzaktan uğultulu gelen seslerle açıp gözlerimi etrafta gezdirdim
Resmen her gözlerimin değdiği yere hayran kalıyordum
Cennette miyim ki acep ?
Yok lan cennette ne işim var benim cennetin kapısına gelip girmeye kalksam ensemden tutup “ sen buraya giremezsin sen cehenneme hadi yallah “ der beni cehenneme zebanilerin yanına postalarlardı amk
Aslında iyi olurdu zebanilerle anlaşıp Yılmaz şerrosunu buraya getirip içeri atar arkama bakmadan kıçıma vura vura kaçardım bana ne amk gitsin başının çaresine baksın götlek herif
Ne diyom amk ben ya iyice delirdim resmen
Yattığım çimenlerin üzerinden kalkıp etrafı dolaşmaya başlayacakken aklıma doluşan şeylerle kalbimi tutup dolmuş gözlerimle etrafa bakmaya başladım
Meriç Meriç’im neredeydi en son biz depodaydık ölmüş müydü yoksa ?
Yo yo yo olmaz olamaz o beni bırakmaz buralarda biyerlerdedir nerede olacak ki başka
Etrafta deli gibi koşup kardeşim bağırarak aramaya başladım
“ MERİÇİM KARDEŞİM NEREDESİNNN?” ses yok
“ ABLAMM BEN BURADAYIM SEN BERDESİN SES VER “ yine ses yok
“ KARDEŞİMM BİR TANEM NEREDESİNN?” yine ses yok allah kahretmesin
Bacaklarım artık yorulduğunda dizlerimin üzerine çöküp ağlamaya başladım yoktu can parçam yoktu
Dizlerimin üzerinde ağlamaya devam ederken duyduğum sesle hızla başımı kaldırıp sesin geldiği yöne baktım
“ ABLAMM” onun sesiydi kardeşimin sesiydi kaybetmemiştim buradaydı tam karşımda hem de sapa sağlam
Bir çırpıda yerimden kalkıp hızla yanına koşup sarıldım
O da beline ellerini doladığında ağlayarak öpüp koklamaya başladım
Meriç birden benden ağlayarak ayrılıp geri geri yürüyerek uzaklaşmaya başladığında yanına gitmek için attığım adım sanki boşunaymış gibiydi adım attıkça benden uzaklaşıyor ona yaklaşamıyordum
Ses tellerim yırtınırcasına bağırdım
“MERİÇÇÇÇÇÇÇÇÇÇ”
“ KARDEŞİMMMMMM “
“ GİTMEEE BENİ ABLANI BIRAKMA “
Boğazım ağrıyordu ama benim tek düşündüğüm şey şu anda kardeşimi göğüsüme çekip sıkı sıkı sarılmak istediğimdi
Meriç arkasını dönüp gitmeden önce bana gülümseyip “ uyan abla beni yalnız bırakma gel yanıma ben seni yeni bulmuşken kaybedemem gitme “ demişti
Niye öyle demişti ki ben buradaydım yaşıyordum ne ölmesi be gitmesi
“ meriçim buradayım ta kardeşim ben ne gitmesi ne söylüyorsun ?” deyip anlamazca yüzüne baktım
Meriç başını iki tarafa sallayıp “acı çekiyorsun çekiyoruz ben yendim sen de yen bu savaşı bırakma bizi biz sensiz yapamayız gitme bizden gitme” deyip son kez gülümseyerek yüzüme bakmış ve göz yaşlarını akıtıp markasını dönerek gitmiş bir süreç içinde de gözden kaybolmuştu
Ne demişti can mı çekişiyorduk ama nasıl biz ı depodan kurtulmuştuk sapa sağlamdık basıl can çekiliyorduk
Düşünceler içerisinde boğulurken birden kalbime giren acıyla nefesim kesilmişti
Bir süre geçmesini bekledim ama ağrı geçmek yerine artmış sanki vücudumda yola çıkmış gibi bütün vücudumu sarmış hareket etmemi engelliyordu
Nefesim kesilmeye başladığında bilincim kapanmayın eşliğine gelmişti
Daha fazla direnemeyip çimlerin üzerine düştüm son gördüğüm isgökte bütün güzelliği ve şaheserliğiyle bana göz kırpan güneşti...
~RÜYA BİTTİ~
YAZARINIZDAN
Meriç bu acı savaşı yenmeyi başarmıştı ama komaya girmişti onun ardından ise Mine’nin ameliyatı bitmişken birden bire Mine’nin kalbi durmuştu
Herkes telaşlanmıştı
Doktor acil kalp masajına başlamıştı hemşireler ise ameliyathaneden çıkıp kan arıyordu çünkü cam barışlarının arasında birinin geldiği yer karnıydı acı hissetmediğinden sızıdan başka bir şey hissetmemişti ana yarası derin olduğundan ameliyatı yapılırken çok fazla kan kaybetmişti kötü olansa nadir bulunan bir kana sahip olmasıydı
Hemşireler kan bankalarına haber yollamıştı ama hayla haber yoktu son çare olarak Bora’n ailesine sormak istemişlerdi
Hemşirelerden yetkili olan telaşla Bora’n ailesine sorduklarında Gediz ayağa kalkmış ve “ benim kanım uyuyor verebilirim “ dediğinde hemşire başını sallayıp per perişan bir halde olan gedizi hızla bir odaya sokup yeteceği kadar kan alıp sedyeye yatırıp dinlenmesini söyleyerek kanı aldığı gibi ameliyathaneye girmişti gediz ise hemşireyi dinlemeyerek odadan çıkmış ve acilin kapısındaki sandalyenin birine kendini bırakmıştı
Kan Mine’ye enjekte edildiğinde ameliyathaneden sedyeyle ikisinde çıkmıştı
Ameliyathaneden çıkan kardeşlerini / evlatlarını gören Baran ailesiyle beraber Çınar ve albay ayağa kalkıp yanlarına gitmişti ama hemşireler direk yoğun bakım odasına almışlardı Meriç ile Mine’yi
Bora’n ailesi aynı odaya alınan kızlarına / kardeşlerine yoğun bakımın camından bakarken Çınar ve albaysa sadece Mine’ye odaklanmış bir şekilde endişeyle izliyorlardı ama az da olsa hepsinin içi rahatlamıştı
Baran ailesi ile Çınar ve albay yoğun bakıma giren doktor ile endişeyle doktoru ve hemşirelerin yaptıklarını izliyorlardı
Doktor bir süre sonra odadan çıktığında Bora’n ailesi ile Çınar gil hızla doktorun yanına gidip hep bir ağızdan “ durumları nasıl ?” dediklerinde doktor tek tek hepsinin yüzlerine bakıp içine derin bir nefes çekip “ ikisinin de durumu iyi ama 24 saat ne oldu ne olmaz diye yoğun bakımda bekletmemiz gerek ikisini de ve maalesef ki ikisi de şu anda komada neleri olup olmadığını anlamamız için uyanmalarını beklemeliyiz “ dediğinde hepsi dumura uğramıştı resmen
Yılmaz korkarak “ ne zaman uyanırlar peki ?” dediğinde doktor belirsizlikle Yılmaz’a bakıp “uyanmaları belki , saatlar , günler , haftalar , aylar veya yıllar alabilir “ deyip gittiğinde arkasında yıkılmış dokuz kişi bırakmıştı
***********