Yoongi çalan kapı ile dikkatini kapıya çevirip elindeki kadehi tek seferde içerek gell dedi gelene bakma gereği bile duymamıştı gelen jimin değilse kim olduğunun ne önemi vardı ki
Namjoon içeri girdi etrafa şöyle bir göz gezdirdi masanın üstünde bitmiş içki şişeleri ağzına kadar dolmuş hatta etrafanıda dökülmüş izmaritker olan bir kül tabağı havasız perdeleri kapalı olduğu için loş karanlık bir oda ve saçı başı dağılmış göz altları çökmüş bir Yoongi vardı "günaydın efendim" dedi.
Yoongi başını kaldırdı "gün aydımı gerçekten" diye sordu
Namjoon onun bu tavrına çok takılmadı boğazını temizleyerek işine döndü "bu gün gündeminiz çok yoğun saat onbirde Pentagon ile üçtede Ukrayna ile toplantınız var öğle yemeğinde..."
Yoongi sözünü tamamlamasına izin vermeden "Amerika ile jungkook Ukrayna ile Taehyung konuşsun öğle yemğimi ne zıkkımsa onada Jin gitsin beni rahat bırak" dedi.
Namjoon "artık kendini toparlamalısın hayat devam ediyor burda oturup içmeye daha ne kadar devam edeceksin" dedi.
Yoongi umursamazca bir kadeh daha doldururken "geberip gidene kadar" dedi.
Artık Namjoon'un birşey yapması gerekiyordu bu güne kadar denediği hiçbirşey fayda etmemiş Yoongi'yi kendine getirmemişti jimin gittikten sonra kendini ofisine kilitlemiş aralıksız içmeye başlamıştı bazen komaya giriyor Namjoon müdahale ediyordu yemek yemiyordu Namjoon onuda arada serum takarak çözmüştü işte iki ay böyle geçmişti.
Yoongi ruhsuz gözlerle Namjoon'a bakıp "Jimin'in yerini bulamadınız mı daha" dedi.
Namjoon "hayır hala arıyoruz ama yok modaevinin önünde ve ailesinin evinin önünde korumalar bekliyor ama oralara gitmemiş banka hesaplarında hiç hareket yok parasını çekmemiş kimlik hareketlerinde sürekli bakıyoruz ama hareket yok hastaneye gitmemiş yada herhangi bir yerden bilet almamış ülke dışına çıkmamış"
Yoongi içkisinden bir yudum aldı" peki Hoseok "
"Onuda takip ediyoruz ama şüpheli hiçbir hareketi yok evden işe işten eve normal hayatına devam ediyor"
Yoongi yumruğunu masaya geçirdi Namjoon yerinden korkuyla sıçradı "peki nerde o zaman yer yarıldı da içine mi girdi Jin'i çağır bana" dedi.
Namjoon hemen Jin'i aradı birkaç dakika içinde Jin gelmişti buyurun" Bay Min" dedi.
Yoongi derin bir nefes aldı" başkaını ara Park Jimin yirmidört saat içinde burada olmazsa kuzey kore ile çalışmaya başlayacağımı ilet" dedi.
Jin bu emri hiç sorgulamadı" peki efendim"diyerek odadan çıktı.
Namjoon Yoongi'ye yaklaştı "bu savaş demek yalvarırım yapma ülkeyimi yok edeceksin sende Kuzey Kore tarafına geçersen hiç şansımız kalmaz " dedi
Yoongi Namjoon'un gözlerine baktı "umrumda değil hiç birşey umrumda değil ben Jimin'i istiyorum bunun içinde ülkeyi yok etmem gerekiyorsa ederim"
Namjoon "sen çıldırmışsın Jimin'i getirseler ne olacak o istese ortaya çıkardı seni istemiyor işte" dedi.
Yoongi "ben git dedim diye gitti hem istemzsede istemesin umrumda değil şuradaki koltukta otursun sadece karşımda dursun yeter "dedi.
Jimin yeni siparişini yetiştirmeye çalışıyordu ama bir aksilik oldu dikiş makinesi aniden durdu "yapma ama Do-yon şehir dışında sırasımı şimdi "dedi Jimin iki aydır evinde ,çocuk kostümleri dikiyordu şehirde bayağı tanınan birisi olmuştu evden çıkmıyor kazandığı para ile ihtiyaçlarını Do-yon aracılığı ile karşılıyordu ama şimdi dışarı çıkmaya mecburdu, iki aydır Yoongi onu istese rahatlıkla bulurdu sonuçta eski evindeydi demekki oda jimin'in peşinde değildi jimin dikiş makinesimi taşıma cantasına koydu üstünü giyinip dışarı çıktı aslında dışarıyı özlemişti derin bir nefes aldı biraz yürüdü sonra makine ağır gelince yoldan bir taksi çevirdi tanıdığı tamircinin adresini verdi bir süre sonra polis çevirmesi için taksi durmuştu polis şoföre kimlik kontrolü dedi şoför kimliğini uzattı sonra Jimin'e bakarak beyefendi kimlik kontrolü dedi Jimin kimliğini uzattı polis kimliğe baktı beyefendi hakkınızda arama kararı bulunuyor lütfen bizimle gelin dedi Jimin ne araması diye sorsada cevap alamadı polis arabasında polis merkezine götürülmüş şimdi başkomiserin odasında oturuyordu bir süre sonra kapıdan Jin girdi yanında tanımadığı yaşlı bir adam arkasında siyah takım elbiseli bir sürü adam vardı başkomiser ayağa fırladı " hoşgeldiniz sayın bakan"dedi. Jin'in yanındaki adam ile konuşmuştu ne yani o adam bakanmıydı peki burada ne işi vardı Jin huyungun karakolda ne işi vardı.
