Jimin küçük kızı kucağında döndürürken Yoongi'nin de başı dönmeye başlamıştı olduğu yerde çivilenmiş Jimin'e bakıyordu bebeği onun bebeği bir başkasını seviyordu bir başkasına sarılıyordu bir başkasına o muhteşem gülüşünü bahşediyordu Yoongi o anda fark etti jimin ona hiç böyle içten gülmemişti,ona hiç böyle sıkıca sarılmamıştı
Yoongi bu düşüncelere dalmışken gördüğü görüntü ile kaşları çatıldı o küçük insan onun bebeğini jimin'ini öpüyordu küçük kız jimin'in yanağına kocaman bir öpücük kondurduğunda artık bu Yoongi için bardağı taşıran son damlaydı
Bir kaç adımda jimin'in yanına ilerleyip öğnünde durdu küçük kızı koltuk altlarından tutarak jimin'in kucağından cekip aldı sanki kimyasal bir atık yada bir çöp taşır gibi kendine hiç yaklaştırmadan küçük kızı annesinin kucağına bırakıp " hanımefendi çocuğunuza sahip çıkın lütfen" dedi.
Jimin Yoongi'ye ters ters bakıp hiçbir şey demeden yanından geçip küçük kızın önünde diz çöktü "elbisen hazır görmek istermisin" diye sordu küçük kız korkuyla annesine sıkıca sarılmıştı jimin'in yumuşak sesi ile başını kaldırıp "isterim çimçim oppa "dedi
Jimin küçük kızın elini tutup" hadi gel atölyede seni bekliyor "dedi Yoongi'nin yüzüne bile bakmadan odadan küçük kız ve annesi ile birlikte çıkıp gitmişti.
Yoongi olduğu yerde dikilip kalmıştı hemen masanın önünde duran tekli deri koltuklardan birine kendini atıp az önce ben ne yaşadım dedi
Bebeği birinin önünde diz çökmüştü ama bu kendisi değildi, o güzel tenine bir yabancının dokunmasına izin vermişti elini tutmuştu, hatta Yoongi'nin yüzüne bile bakmadan onunla birlikte çekip gitmişti ne yani o çocuk ondan dahamı önemliydi,yoksa... hayır hayır bu ihtimali aklına bile getirmek istemiyordu ama düşünmeden de edemiyordu, o kadın,o çocuğun annesi olacak kadın, o çok mu güzeldi? Jimin belkide artık yönelimini değiştirmeye karar vermişti o kadın ve Jimin olamaz.
Yoongi'nin elleri kaşınıyor gözleri kararıyor midesi bulanıyordu bu histe neydi böyle sanki birisi boğazını sıkıyordu ama neden neden böyle olmuştu buna sebeb olanları yeryüzünden silmek istiyordu hepsi o küçük şeytan yüzünden olmuştu "demiştim ona çocuklarla çalışma demiştim "diye söylendi" neden beni hiçbir zaman dinlemiyorsun Jimin" diye dişlerinin arasından tısladı belindeki silahını çıkarıp kapıya doğru ilerledi herkes yaptıklarının bedelini ödemeliydi kapının kolunu tuttuğu anda yerinde durdu ve düşündü tam şu anda bu modaevindeki herkesi öldürmek ve Jimin'i alıp gitmek istiyordu o zaman bebeği sadece onunla ilgilenirdi ama ya ona kızarsa jimin hassas bir insandı ya onu kan tutarsa yada silah sesinden rahatsız olursa silahına baktı emniyetini kapatıp beline geri soktu şimdi neden vazgeçmişti oda bilmiyordu Yoongi bu kadar çok düşünen bir adam değildi neden böyle olmuştu kapıyı hızla açıp kimseye bakmadan bir şey demeden modaevini terk etti biraz düşünmeliydi yanlış bir adım atmamalıydı.
Yoongi hızla kapıda bekleyen arabaya bindiğinde Namjoon onu görür görmez elindeki tekefonu koltuğun üzerine bırakıp "ne oldu bu yüzünün hali...."
Yoongi birden Namjoon'a döndü SUS dedi
Yoongi artık sabrının sonundaydı tek bir kelime duymak istemiyor yeryüzündeki tüm insanlık yok olsun istiyordu bir an gülümsedi aslında ne kadarda güzel olurdu sadece ben ve Jimin diye düşündü sadece ikimiz kalsak çok mutlu olurduk
Yoongi odasında masanına oturmuş ellerini masanın üstüne koymuş karşısındaki duvarı izliyordu kapı çaldı asistanı içeri girdi " efendim yarım saat sonra Pentagon ile online toplantınız var" dedi.
Yoongi elini masaya vurdu "toplantı başladıktan sonra haber verseydin böyle erken oldu"diye çıkıştı ayağa kalktı asistanını üzerine doğru yürürken "neden bana sormadan toplantı koyuyorsun"