10. KAYRAN

214 13 11
                                    

Merhaba nasılsınız bakalım? İsme çok takmayın bulamadım bir şey xnmddm bölüm geç geldi çok özür dilerim 🥺 ama bu bölüm biraz uzun olacak hayırlısı diyelim keyfi okumalar 🩷

Gözümü açtığımda tıpçı çadırındaydım ne işim vardı burada?
(Bu kızda artık isterse yatıya kalsın tıpçı çadırında her bölüm gidiyor kdkdkdk)

Evet en son elverd dan kaçıyordum şerefsiz ama neden bayılmıştım ki?

Yattığım sedyeden doğruldum. O sırada bir şeylerle uğraşan Jeff beni fark etti beni görünce gülümsedi ve yanıma geldi.

"Emily iyi misin?" Evet anlamında başımı salladım.

"Minho nerede?" İlk sorduğum soru buydu onu bayılırken görmemiştim.

"O bizimle konuşmadı sen bayıldığından beri ormanda olmalı görmedim."

"Peki ben neden bayıldım bunu biliyor musun?" Hiçbir şeyim yokken durduk yere bayılmıştım.

"Sanırım iğnenin bir kısmını sana batırmış nerede yaptığını hatırlıyor musun?"

"Sanırım hatırlıyorum çadırda yapmış olmalı" belimi tutarken demedim...

O sırada içeri newt geldi. Beni görünce gözlerini kocaman açtı ve koşarak bana sarıldı. Bende ona sarıldım abim gibi.

"İyimisin Emily çok korktuk"

"Evet iyiyim" benden ayrıldı. Daha sonra aklına bir şey gelmiş olacak ki koşarak çadırdan çıktı.

"O nereye gitti?" Jeff bilmiyorum dercesine omuzlarını silkti. Sonra tekrar yanıma geldi ve omuzlarımı sıvazladı.

"Umarım herşey daha iyi olur" dedi ve tam gidecekken kolunu tuttum.

"Nereye?" Bir cevap vermedi ama kafasıyla kapıyı işaret etti.

Kapıya baktığımda minhoyu gördüm. Ağlamak istedim o an. Bayılırken gözlerim onu aramıştı ama görememiştim. Şuan onu görmek çok güzeldi.

Hızlıca yanıma koştu ve hiçbir şey söylemeden bana sarıldı. Benim kollarımda ona sarıldı. Kendimi tutamadım kafamı göğsüne yasladım ağlamaya başladım. Şuan güvanli kollardaydım ama ağlıyordum içimi dökmek için. Sakinleşmem için kafamı okşadı. Gözlerimi kapattım ve kalbini dinledim. O kadar hızlı atıyordu ki kalbi bir an yerinden çıkacak sandım.

"Ağlama güvendesin" biliyorum...

"Bu kadar ağlama seansı yeter mi?" Newt gelmişti. Kıkırdadım ve kafamı minhonun göğsümden kaldırdım. Burnumu çektim, minhodan ayrıldım ama Minho benden hiç ayrılmak istemiyormuş gibi dudağını büzdü.

"Newt senin gelmişini geçmişini iki sarılıyorum sevgilimle hasret gideriyoruz içine ediyorsun ama" minho newt'e çatık kaşlarla baktığında bende newt'e baktım o ise iki elini havaya kaldırdı.

"Tamam iyi ozaman ben bir şey demedim ama ikinizinde yemek yemesi gerek" minho başını salladı. Ardından beni bir anda kucağına aldı.

"Minho ne yapıyorsun?!" Yere atlamaya çalıştım ama beni çok sıkı tutuyordu. Newt ise kahkaha atıyordu . Göremesemde kesin yüzüm kıpkırmızı olmuştu.

"Ne olmuşki hasta sevgilimi yemekhaneye götürüyorum" ardından göz kırptı. Ben ise ne yapacağımı bilemeyip utançtan kafamı göğsüne soktum.

Minho güldü ve ardından  çadırdan çıktı hala kafamı kaldırmamıştım ama etraftaki fısıltı seslerini duyabiliyordum.

"Ne kadar dedikoduya düşkünler" bunu kısık sesle dile getirmiştim ama minho duymuştu.

Labirent Minho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin