17. BRENDA?

123 9 17
                                    

Selamm nasılsınız bakalım uzatmadan keyifli okumalar 🩷

"Hayvanlarımızla tanışmışsınız" kız bunu söyledi ve yanımıza geldi.

"Ben Brenda" kız gülümseyerek yanımıza geldi.

"Biliyorum şuan kafanız karışık sadece beni takip edin" kız kafasını sallayıp gülümsedi.
Siyah kısa saçlı bir kızdı.

Etrafımızda deliler olduğu için mecbur onun peşinden gittik. Onu takip ettiğimizde bizi bir şehir gibi bir yere götürdü.

"Hala insanların yaşadığı yerler varmış demek ki" kendi kendime sessizce söylediğim şeyi minho duydu kafasını salladı, gülümseyip elimi tuttu.

"Siz isyandan kurtulan ilk çocuklarsınız jorge sizi görmek istiyor" Brenda isimli kız bize bunları söyledikten sonra güldü.

"Buralarda çok popülersiniz" branda elini iki yanına açtı doğru söylüyordu etraftaki herkes bizi tanıyordu ve hepsi bizi izliyordu.

Biraz daha yürüdükten sonra brenda bir kapıyı açtı ve bizi içeri soktu.

"Hoşgeldiniz!" Masada arkası dönük olan adam jorge olmalıydı.

Adam bize doğru döndü ve bizi süzmeye başladı.

Minho ister istemez beni arkasına aldı.

"İlk kaçan çocuklar sizlersiniz demek... Ama sizin kaçmanız şaşırtıcı doğrusu siz önemliydiniz."

Jorge eliyle tek tek beni, sidyayı, teresayı, elverd ve thomas'ı gösterdi.

Thomas öne geçti ve konuşmaya başladı.

"Sen neyi kastediyorsun!" Thomas bize doğru kısa bir an baktı.

"Sakin ol. Sadece isyan için önemli doktorlar olduğunuzu biliyorum yada denekler mi demeliyim. Bu arada aranızı bozmak istemem ama bence o doktorlara güvenmemelisiniz"

Jorge elleriyle bizi işaret etti.

"Ne demek istiyorsun?!" Minho beni dahada arkasına alıp öne çıktı.

"Diyorum ki onların bu kadar hızlı isyandan vazgeçmeleri şaşırtıcı."

"Bu kadar hızlı mı? Ben yıllar önce vazgeçmiştim onlardan beni tutan onlardı!" Bunu söyleyen bendim söyledikleri hoşuma gitmemişti ben onlardan zaten vazgeçmiştim!

"Tamam sakin ol küçük kız bunu yapan sadece sen ve şu çocuk olabilir ama diğerleri hala onlarlaydı." Şu çocuk derken thomas'ı işaret etmişti. Doğru biz karşı çıksakta onlara yardım eden onlardı.

"Gerginlik giderek artıyor herneyse isyandan kaçtıysanız gideceğiniz bir yer olmalı"

"Dağların orada isyana karşı bir grup olduğunu duyduk oraya gidiyoruz" thomas jorge cevap verdiğinde jorge gülmeye başladı.

"Öyle birilerinin olduğunu mu zannediyorsunuz? Yıllardır onları arıyorum ama bulamıyorum" jorge'nin bu sözüne hepimiz şaşırarak baktık.

"Dışarda isyan sizi arıyor aslında sizleri onlara para karşılığında versem çok iyi olmazmıydı? Belkide evet gidecek yeriniz yok zaten" biz daha ne olduğunu anlamadan jorge kapıya doğru işaret yaptı ve bir kaç adam bizi yakaladı.

Adamları ittirsekte bunu başaramadık bizi bayıltmışlardı.

Gözümü açtığımda bir tavanda hepimizin asılı olduğunu fark ettim.

"Neredeyiz?" Bunu söyleyen sidyaya baktım sessizce söylemişti titriyordu.

"O kıza güvenmemeliydik" minho sinirli bir şekilde konuştu.

Başımı salladım. Artık midem bulanmaya başlamıştı.

"Buradan kurtulmalıyız" diğerlerine baktım.

"Üzerinizdeki hançerlere bakın hepsi duruyormu" bunu söyledim çünkü hepimizin birer hançeri vardı bunları pantolonumuzda duruyordu ben hariç ben hep göğsüme saklardım biliyorum bu komikti.

"Benim yok"
"Benimde!"
"Benimkide!"

Hiç kimsenin üzerinde yoktu almışlardı. Ben kendi üzerime şuanda bu pozisyonda bakamazdım ama üzerimde olduğunu hissedebiliyordum.

Bende sallanarak onlara arkamı döndüm ve hızlıca göğsümdeki hançeri çıkardım. Onlara gösterdim.

"Benimki burada!" Hepsi sevinerek bana baktılar.

"Ama seninki nasıl üzerinde kalmış"
Minho hem mutlu hemde anlamayarak bana bakıyrdu.

"Meslek sırrı diyelim" kıkırdadığımda minho ne demek olduğunu anlayıp gözlerini kaçırdı. Bu çocuk utanmışmıydı. Çok tatlııı.

Kendimi yukarı çekmeye çalıştım ilk başta başaramasamda daha sonra ayaklarımın bağlandığı halatı tutabildim. Halatı bir elimle sıkıca tutup bir elimlede hançeri ayağımın bağlandığı halatı yavaşça kestim.

Halatı kestiğim anda ayağım bir anda aşağı düştü eğer bir elimle halatı tutmasaydım bende yeri boylardım. Hançeri belime koyup diğer elimlede halatı tuttum. Aşşağı doğru baktığımda zifiri karanlık vardı. Muhtemelen elim halattan kaydığı anda tahtalı köyü boylardım.

"Şimdi ne yapacağım" korkuyla diğerlerine baktım.

"Sallanarak diğer tarafa geçmeyi dene" minho eliyle arkamı gösterdi.

Arkamda zemin vardı ve kapı bizi buradan getirmiş olmalıydılar.

Başımı salladım kalbim çok hızlı çarpıyordu ama ondan önce bir elimle belimdeki hançeri aldım ve en yakınımdaki newt'e uzattım. Newt hançeri aldı ve pantolonunun kemerine sabitledi beni bekliyecekti.

Halatı elime doladım arkamı döndüm ve bir kaç kez sallandım. En sonunda daha hızlı sallandığımda kendimi zemine doğru attım ve en sonunda zemine düştüm rahat bir nefes verdim.

Diğerleri mutlulukla gülümsediler ve yaptığımı sırayla yapmaya başladılar. Herkez yan yana dizili olduğundan zemine atlayabildiler. Fakat minho...

O en sondaydı ve zemin ona gelmeden önce bitiyordu. Minho hançerle ayağını kestiğinde gülümsedi bana doğru.

"Minho yapabilirsin diğer halata atla inanıyorum" minhoya seslendim.

Başını salladı bir elini diğer halata uzatıp tuttu. Elini sabitlediğinde diğer elinide getirdi. Bu sefer tamamen diğer halata geçmişti şimdi gelebilirdi. Bir kaç kez sallandı ve en sonunda o da geldi.

Koşarak ona sarıldım oda bana sarıldı. Saçını okşadım ama daha sonra gitmek için ayağa kalktık.

Ama adım sesleri duyduk kapının o taraftan geliyordu.

"Kapı güvenli değil" diğerlerine döndüm şuan bizim yanımıza geliyor ve konuşmalarını duyduğum kadarıyla bizi götüreceklerdi.

"Çocuklar benimle gelin" arkadan gelen sesle o tarafa döndük Brenda.

Başka bir kapıdan gelmişti ve karşı taraftaydı onunla gelmelimiydik emin değildim bizi getiren oydu.

"Şuan sırası değil bana güvenmelisiniz!" Bize doğru bağırdı adımlar yaklaşıyordu başka şansımız yoktu. İlk adımı ben attım.

Karşı tarafa düşünmeden atladığımda diğerleri de peşimden geldi.

Brenda bizi götürdüğünde bir müzik duyuldu.

"Bu da neyin nesi?"

"Jorge onları oyalıyor patlama olacak!" Brenda bağırdığında daha hızlı koştuk ama bomba bir anda patladığında hepimiz ayrı taraflara yuvarlandık.

Ama patlamadan sonra bina yıkıldı ve bir uçuruma düştük ama hepimiz değil.

Öksürerek etrafıma baktım minhoyu aradım. Heryer toz dumandı ve gözükmüyordu.

"Minhoo!!"

Arkadaşlar çok özür dilerim bölüm geç geldi biliyorum ama işte aklıma hiç fikir gelmiyor. Eğer aklınızda fikir varsa dm ye gelebilirsiniz.

Yorum sınırı=10

Yeni bölümde görüşmek üzere ❤️


Labirent Minho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin