18. ÇADIR

130 8 15
                                    

Direkt uzatmadan yeni bölüme başlayınnnnn ❤️❤️❤️

"Minhoo!!" Ökürerek etrafa baktım ses yoktu.

Ayağa kalktım elimi etrafa savurdum toz dumandan hiç bir şey gözükmüyordu.

"Başka yerde olmalılar" arkamdan gelen Brendan nın sesiyle sinirle ona döndüm.

"Sana güvenmeyecektik!!" Ona doğru parmağımı savurdum. Keşke onunla gitmeseydik en azından yolumuza devam eder dağların oraya giderdik.

"Brenda farkında mısın kimse yok! Onların kılına zarar gelirse seni kendi ellerimle öldürürüm!" Brenda cevap vermiyor başını önüne eğmiş suçunu kabul ediyordu.

Biraz daha etrafta baktık çok şükür en azından elverd, sidya, newt, thomas ve teresayı bulmuştuk. Ama minho yoktu.

"Emily merak etme tava da yok aris de onunla olmalı" elverd yanıma gelmiş eliyle omuzumu sıvazlıyordu. Ellerini ittirdim ve yanından uzaklaştım o olaydan sonra hala onunla konuşmak istemiyordum.

"Jorge yanlarında olmalı merak etmeyin" Brenda bize seslendi.

"Aslında daha da merak ettim biliyormusun brenda! Özellikle jorge nasıl güvenmeliyiz bilmiyorum?!" Brenda ya ters cevap verdiğimde oda kaşlarını çattı.

"Jorge iyi birisi niyeti sizi onlara vermek değildi!" Sinirle yanıma geldi jorge önem veriyor olmalıydı. Babası olabilirmiydi?

"Ondan heralde ayaklarımız tavana asılı bir şekilde boşlukta sallanıyorduk!"

"Jorge size güveniyor! Dağların orada bir grup olduğunu biliyor sizi oraya götürecek! Bu sadece şehirdekileri kandırmak için bir oyundu!"

Brenda bunu söylediğinde doğru olabilirdi. Peki şimdi ne yapacaktık?

"Şimdi ne yapacağız? Gördüğün gibi bomba patladı ve bina yıkıldı! Hepimiz ayrı yerlerdeyiz!"

"Jorge onları buluşacağımız yere götürecek bende sizi ama yolumuz uzun haberiniz olsun"

"Bunu planlamıştınız" dedi newt sessizce. Brenda başını salladı.

"O zaman yola koyulmalıyız güvenimizi boşa çıkartma" Thomas brendanin omuzumu sıvazladı.

En sonunda hepimiz yola çıktık Brenda çantalarımızı geri getirdi hançerlerle birlikte bize geri verdi.

Yola çıktık brendaya buluşacağımız yeri sordum bir şehirdeymiş oraya gitmemiz gerekiyordu.

Ara ara mola vererek yola devam ettik şehir dağların orası kadar uzak değildi. Bir iki saate varmıştık.

Şehrin girişinde Brenda gruplara ayrılıp aramamız gerektiğini söyledi. Ama 7 kişiydik. Sonra;
Thomas ile Newt
Brenda Sidya ve Teresa
Ben ile Elverd

İlk başta bunu redettsemde ben hariç herkes memnundu. Kabul etmek zorundaydım.

Elverd gülümseyerek bana baktığında bende hiç umrumda olmadan arkamdan geldiğini umarak yola çıktım.

Biraz yürüdükten sonra meydanda bir çadırla karşılaştık. Çadırın önünde duran adamın yanına gittim.

"Acaba buralarda bir grubla karşılaştınızmı yanlarında jorge diye bir adam var" adamın jorge tanıdığını umarak söylemiştim.

"Aradığınız kişiler içerde olabilir." Dedi adam içeriyi göstererek.

İçeri doğru adım attığımda adam beni durdurdu.

"Girmek için bir şey yapmanız lazım" dedi adam gülerek. Kaşlarımı kaldırıp ona baktım.

"Bu şişeyi içmeniz lazım" küçük bir şişeydi ve içinde ne olduğu gözükmüyordu. Bilmediğim bir şişeyi içmezdim. Elverd elini şişeye götürdüğünde eline vurdum.

Labirent Minho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin