14

233 30 118
                                    

23+ oy ve 90+ yoruma bolum atarim arkadaslar

iyi okumalaarr

~

Harry, arkadaşları Hermione ve Ron ile Draco Malfoy'un bilinmeyen numara olup olamayacağı hakkında konuştuğu günden beri daha dikkatli ve sakindi. Daha az konuşuyor, Ron'un yaptığı şakalara daha az gülüyor ve daha çok düşünüyordu. Bilinmeyen numaranın Draco olması fikrini onu öylesine heyecanlandırmıştı ki şimdi başkalarını o şekilde düşünmek hiç mi hiç hoşuna gitmiyor, tüm enerjisini yerle bir ediyordu.

Draco'dan hoşlanıyordu, evet, hatta ona aşık olduğunu düşünüyordu — yine de biliyordu ki Harry, Draco'yla beraber olamazdı, her şeyden önce o bir Malfoy'du; bir Slytherin. Gerçek, bir Slytherin ve daha da ötesi safkan takıntılı bir ailenin asilzade oğluydu, bir melezle, Harry Potter gibi Gryffindor bir melezle hiçbir şekilde işleri olmazdı.

Ve ayrıca geçen haftaya kadar falan beni gördüğü yerde öldürmek istiyordu. diye geçirdi içinden sıkıntıyla. Dalgın dalgın yürürken çarpmak üzere olduğu Ravenclaw kızı ona sinirle bağırdı, Cho Chang ile olan maçından beri Ravenclawlar da pek onu sevmiyor gibilerdi, en azından Cho Chang'in o geniş, kız arkadaş grubu öyleydi.

Derin bir nefes alıp vererek kendi kendine başını iki yana salladı. Bilinmeyen numara, ona yazmaya başladığı günden beri hayatında çok önemli bir yere sahip olmaya başlamıştı ve daha kimliği hakkında hemen hiçbir fikre sahip olmadığı bir Slytherin erkeğiyle ilgili bu kadar düşünceye sahip olmak kötüydü, bundan çabucak kurtulması gerekiyordu.

Tılsım sınıfına girdiğinde onu yine Slytherinler karşıladı. Slytherin ile bu kadar ortak derse sahip olması da Harry'nin canını sıkan bir başka olaydı, hele ki daha geçen gün yaşanan şeyden sonra. Evet, evet, Theodore Nott ile olan olayı kast ediyorum.

"Merhaba Potter!"

Harry kendisine selam veren Nott'u tamamıyla görmezden gelerek yanından geçip gitti, Hermione ve Ron'un biraz arkasında, Neville'ın da Parvati ile konuştuğunu görünce biraz daha arkaya ilerledi ve tek başına bir sıraya oturdu. Hermione ve Ron'un derslerde partner olması alışık olduğu bir şeydi ama şimdi Neville de olmadan tek başına bir saat geçirmek istemiyordu.

O böyle diğerlerini izleyip kendi kendine düşünürken birden yanına pat diye konulan bir çantayla irkilerek sol tarafına döndü. Gördüğünüz yüz gözlerinin birkaç saniyeliğine şaşkınlıkla büyümesine, ardından da kaşlarını kaldırmasına sebep olmuştu. "Malfoy."

"Potter." Malfoy eşyalarını düzenledikten sonra Harry'ye döndü. "Artık bu soyad işlerini bırakmaya ne dersin?"

Harry bir an durdu. "Soyad işleri mi?"

"Seni bilmem ama ben herkes gibi sana isminle hitap etmek isterim, resmiyetteki gibi soyadınla değil." Malfoy omuzlarını indirip kaldırdı. "Yine de sen bilirsin, sadece bir öneriydi."

Harry kendine gelerek başını iki yana salladı, hızlı hızlı "Bence de soyad işlerini bırakmalıyız," diye konuştu. "Draco."

Harry'nin yaptığı eklemeye salak salak sırıtmamak için kendini çok zor tutan Malfoy, "Teşekkür ederim, Harry," diye yanıt verdi. Harry tam 'slytherinler teşekkür edebiliyor muymuş?' temalı bir konuşma yapmaya hazırlanıyordu ki sınıf kapısı açıldı ve Flitwick içeri girdi.

"Hepiniz oturabilirsiniz, arkadaşlar, günaydın!" diye şakıdı. Masanın üzerine çıkıp ayağa kalktı ve herkesin onu görebildiğine emin olduğunda "Bugün biraz daha eğlenceli şeyler yapalım diyordum — birbirinizin rengini değiştireceksiniz!"

finally, beautiful strangerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin