d-day

639 70 58
                                    

selam sonunda yb attım evet 👯
iyi okumalar


































-



Jungkook, saç ve makyajının yapıldığı karavanın kapısı hızla açıldığında yerinde sıçramış ve makyözünün yüreğini ağzına getirmişti. Neredeyse bozulacaktı ruju.

"Yavaş açın şu kapıyı! Karavan sallandı amına koyayım." Giren kişiyi etrafındaki çalışanlardan dolayı görememişti. "Kim geldi?" Cevabını çalışanlar değil, duyulan cıvıl cıvıl ses verdi. "Jungkook!" Adını son harfleri uzatarak bir cilveyle söylediğinde Jungkook da aynı ses tonuyla ve uzatmalarla cevap vermişti.

"Efendim!"

"Bir daha söyle." Jungkook, aynadan baktığında, personellerin bedenleri arasından Jimin'i görebiliyordu. Arkadaşına son derece sorgular bir bakış atmıştı.

"Söylesene!"

"Efendim?"

"Evet, buyur benim." Jungkook duyduğu cümlenin ardından ani bir hareketle arkasını dönmüş ve elini vurmak istercesine Jimin'e uzatmıştı. Jimin de refleks olarak geriye kaçmıştı. Personeller kenara çekilmiş iki koca adamın çocukluklarının bitmesini bekliyorlardı.

"Komik misin sen şimdi?" Jimin muzip bir gülüş yerleştirdi yüzüne.

"Evet. Başka soru?" Gözlerini devirip önünü aynaya geri döndü ve çalışanların işini yapmasına izin verdi. Bir yandan Jimin'e laf yetiştirmeyi de unutmuyordu. "Sinirimi bozma, zaten gerginim."

"Kıyamam, sen gerildin mi?" Jimin, cümlelerini küçük bir çocukla konuşuyormuş gibi kurmakla beraber sesine dalga geçermiş gibi bir ton eklemişti. Arkadaşı ise buna karşılık olarak göz devirdi. Personelleri yeterince zorlamışlardı zaten, kavga edebilecek bir durumda değildi şuan. Jimin de bunu bildiği için üstüne gidiyordu.

"Ya şimdi senaristle de samimiyim ya ben hani. Şöyle tutkulusundan bir öpüşme sahnesi mi yazdırsa-"

"Jimin, çıkar mısın!?" Hareket etmemeye çalışarak bağırması sesinin komik çıkmasına sebep olmuştu. Aynadan gördüğü kadarıyla başında saç ve makyajını yapan çalışanların çoğu gülmemeye çalışıyordu.

"Oğlum sinirimi bozma bak benim. Sözleşme imzaladınız, öpüşme eklettirsem öpüşmek zorundasınız. Ayağını denk al. Yanlışlıkla elim falan çarpar şimdi senaristimin numarasına falan."

"Jimin elini sikerim senin, yürüyüp gider misin?" Personellerden birisi kendini tutamayıp kıkırdamış ve hemen ardından ufak bir özür dilemişti.

"Yakışıyorsunuz siz ha. Ekranda bir hoş duruyorsunuz yani beraber. Çaktın?"

"Çakmadım Jimin. Henüz." Jimin gözlerini devirmiş ve arkadaşına bir öpücük yollayıp karavandan ayrılmıştı. Onun gitmesinin birkaç dakika sonrasında da Jungkook'un saç ve makyajı bitmişti. Şükürler ederek karavandan çıktı ve derin bir nefes aldı. "Ne bitmek bilmez şeydi bu da." Kendi kendine konuştuğunda duyulmadığını sanıyordu ancak karavanın kapısının yanında, sırtını karavana yaslamış olan Taehyung bu düşüncesini yalan edecekti.

"Güzel olmuşsun, bir de benim olsan daha güzel olacaksın ama eşek hoşaftan ne anlar ki?" Jungkook son yarım saat içinde yaşadığı ikinci korkuyu yaşadı. Yine olduğu yerde sıçramış ve elini kalbine götürüp birkaç saniye beklemişti.

"Haber versene burada olduğunu. Ayrıca senin olmam fikrini unutsan iyi edersin. Üzülen sen olacaksın."

"Herkes hata yapar." Jungkook daha fazla muhatap olmak istemediği için karavandan uzaklaşmaya çalışmıştı. Taehyung ise önünden geçip giden çocuğun omzundan tutup durdurmuştu. Jungkook kendini geri çekti ve önünü Taehyung'a dönüp ters bir bakış attı.

rival | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin