rival | taekook

fallen star

yorum atmayı unutmayın🗣‼️‼️‼️💞

-

"Geldik." Taehyung'un cümlesiyle arabayı durdurmuş etrafına garipser bakışlar atmıştı. Onu getireceğini söylediği yer burası mıydı? Barlarla çevrili tipik bir Hongdae sokağından mı bahsediyordu?

Taehyung, yanındakinin etrafa olan bakışlarını fark etmiş ve kafa karışıklığını gidermeye çalışmıştı.

"Merak etme güzelim, burası değil." Daha fazla açıklama yapıp zaman kaybetmek istememiş, lafının ardından arabanın kapısını açıp inmişti. Jungkook da hemen ardından az da olsa rahatlamış bir yüz ifadesiyle onu takip etmişti.

Arabayı park ettikleri yerden uzaklaşıyor, barlarla dolu sokakta yan yana yürüyorlardı. Jungkook'a hala tam bir açıklama yapmamıştı nereye gittiklerine dair. Biraz meraklanmasını istiyordu. Yürüdükleri sokağın sonuna geldiklerinde Taehyung Jungkook'un bileğinden tutmuş ve onu başka bir sokağa sürüklemişti. Girdikleri sokağın hemen başında bulunan markete girdiler.

"Ne yapıyoruz tam olarak?"

"Hiç sabırlı değilsin, beklemek nedir bilir misin sen?"

Yüzüne bakmadan verdiği cevabın ardından marketin alkollü içecekler reyonuna doğru yürümüştü. "Yüz verince kabalaştın sen de." Taehyung'un uzaklaşmasını fırsat bilerek kendi kendine söylenmiş ve kollarını bağlayıp peşinden gitmişti.

"Ne alacaksın?"

Taehyung bir elindeki sekizli biralara bir Jungkook'a bakmış, ciddi olup olmadığını anlamak ister gibi kafasunu eğmiş ve gözlerini kısmıştı. Bir süre öylece gözlerine baktıktan sonra ciddi olduğunu anladı ve elindeki biraları göz hizasında havaya kaldırdı.

"Bira." Burnundan dalga geçer gibi bir nefes vermiş ve gülümseyerek yanından geçip gitmişti. Onu ikinci defa bu şekilde bırakmanın eğlencesini sürüyordu.

"Geliyor musun güzelim?" Marketin kasasından arka reyona doğru seslendi.

Bir cevap vermek yerine sinirli adımlarla kasanın yanından geçip marketi terk etmişti Jungkook. Taehyung ise bu hareketine sesini bile çıkarmadı. Olacakları biliyordu. Bir hışımla marketi terk eden Jungkook kapıda öylece kalmıştı. Nereye gideceğini bilen kişi içerideydi, o bilmiyordu.

Marketin kapısından, onun hemen ardından elinde poşetle çıkan esmer ise onun bu çaresiz durumuyla dalga geçme isteğiyle yanıp tutuşuyordu. Bu isteğini bastırdı ve boşta olan eliyle sırtına dokunup yanında durdu.

"Hadi gel."

Jungkook mecburen dediğini yapmış, onu takip etmişti.

İnsanlarla dolu bir sokakta beraber olmalarına karşın kazandıkları garipser bakışları ise fark etmemişlerdi bile. Onları tanıyan onlarca insan kendi aralarında konuşmaya, aralarında ne olduğunun dedikodusunu döndürmeye çoktan başlamıştı.

...

"Taehyung, nereye yürüyoruz kaç dakikadır?" Elinde poşetlerle önden giden Taehyung'a seslenmişti.

"Şu tepeye çıkacağız, az kaldı." Birkaç metre ilerideki, orta bir yükseklikte olan tepeyi işaret ederek cevabını vermiş ve yürümeye devam etmişti. Cevabının hemen ardından duyduğu derin oflama ise arkasını dönmesine neden oldu.

"Yorulduysan kucağıma alabilirim."

"Yorulmadım. Senden daha güçlüyüm ayrıca." Teklifinin absürtlüğü Jungkook'u gülümsetmişti. Kucağa alınabilecek birisi varsa onun kesinlikle Taehyung olacağından adı gibi emindi.