Herkese merhabalar 🙋🏻✋🏻
8 Nisan tarihinde yazdığım ficimi bugün sonlandırıyorum... Yazdığım ilk fic değil, ama hesabımın ilk fici.
Kalemim sıkıcı, pek akıcı yazamıyorum. Betimlemeler yapamıyorum tıkanıyorum ve kitabı güzel yazamadigimi biliyorum.
Umarım bu süreç boyunca çok sıkılmamışsınızdır. Taekooklady sayesinde yazdığım bir fic -pov-
Ona da teşekkür ederim 💫
Her neyse
Asıl şimdi son bir kez daha, iyi okumalar benim küçük trexlerim 🦖
••
Çekiniyordum.
Yanımda, aynı hizada yürüdüğüm kocamdan yaptığım aptalca şeylerden sonra ciddi mana da utanıyordum. Elini tutmak istiyordum fakat uzattığım elimi hemen geri çekiyordum.
Bunları hangi kafayla yaptığımı inanın bende bilmiyordum. Nasıl bir haldeydim düşünemiyorum. Zihnimin beni ele geçirmesine izin vermiştim. Hata yapmıştım. En büyük hatayı beni deliler gibi seven, deliler gibi aşık olan eşime yapmıştım.
Yapmamam gerekiyordu. Biliyorum bunu kesinlikle yapmamam lazımdı. Fakat geri alamazdım zamanı. Almak istiyordum ama imkansızdı.
10 dakikadır ormanın derinliklerinde öylece yürüyorduk. Beni nereye götürüyordu bir fikrim yoktu. Onun izinde yürüyordum, ağzımı açmıyordum.
Belki ağzımı açarsam konuşmazdı benimle."Sessiz kalman hoşuma gitmiyor sevgilim." Taehyungun dediklerini duymuştum. Sonrasında avucumda onun büyük avuçlarını hissetmiştim. Elimi sarmıştı beni daha da yakınına çekmişti.
Nefesim tekledi yine. Sevgilim de demişti.
"Ne diyeceğimi bilmiyorum çünkü Taehyung. Utanıyorum."
Kıkırdadı. Bir şey demedi yine. Birkaç dakika daha yürüdük geniş patikada. İlerledikçe karşıda görünen ufuk çizgisi daha da belirgin hale gelmişti. Okyanusun maviliği ve şeffaflığı da onun beraberinde gelmişti. Kumdan yapılmış sert merdiveni aştıktan sonra, birkaç adımda taehyungun beni getirmek istediği o cennete gelmiştik.
Kıyı köşede yosun kayalıkları vardı ve burası tamamen kimsesiz kalmış gibiydi. Kimseler yoktu. Yani sadece ben ve taehyung vardı.
"Beğendin mi?" Arkama ne ara geldiğini bilmediğim taehyung ellerini çıplak bedenime koyduğunda kendimi ona yaslama ihtiyacı hissetmiştim. İri elleri karnımın üstünde geziniyordu.
"Nasıl buldun burayı?"
"Sen yüzüğü bırakıp gittiğinde hava almak için çıkmıştım. O an nereye gittiğimi bilmiyordum. O sırada buldum işte."
İçim yine bir kötü olurken sertçe yutkunmuştum. Yutkunmam boğazımda yumru oluştururken kafamı geriye yaslayıp çenesine öpücük bırakmıştım.
"Özür dilerim."
"Özür dileme artık. Her ilişki de kavga olur sevgilim. Kalpler kırılır, var olan sevgimizle yeniden güçlenir. Sorun etme artık. Aramızda sorun yok."
Daha fazla dayanamamıştım. Arkamı dönüp boynuna sarıldığım gibi dudaklarına yapışmıştım. O da bu anı bekliyormuşçasına ellerini kalçamın altına koyarak beni kucağına almıştı.
Üst dudağını dudaklarımın arasına alırken kendisi alt dudağımı iştahla emmiş, ısırmıştı. Isırması inlememi sağlarken açılmış ağzıma dilini yollamış dudaklarının arasına tekrardan alarak emip dans ettirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Damn it, Rector | Taekook|
FanfictionÜniversitesinin serseri çocuğu jungkook, kız arkadaşını rahatlatmak için kayda aldığı inlemelerini yanlışlıkla yeni atanan rektörü Kim Taehyung'a atar (+18) Semetae! ukekook!