Bu ikinci kez olduğunda Draco üçüncü kattaki erkekler tuvaletinden çıkmak üzereydi. Tam çıkacakken fayanslı duvara doğru çarpılmış ve o kadar uzunca bir süre öpülmüştü ki dudakları karıncalanmaya başlamış, dizlerinin jöle kıvamına dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı.
Ondan böyle bir şey gelebileceğini düşünmeliydi belki de. Potter pes etme konusundaki yeteneksizliğiyle biliniyordu nihayetinde.
"Mmm," diye mırıldandı Potter ona daha da yaklaşarak. Draco'yu vücuduyla duvar arasında ezmeye kararlıymış gibiydi. Ve sonrasında hiçbir bir işaret vermeden dudakları ve dişleriyle Draco'nun boynuna saldırdı. O anda Potter'ın bir vampir olduğunu ve kanının peşinde olduğunu fark etti. Bunu yapacak kadar sert bir şekilde boynunu emmişti çünkü.
Aslında biraz iyi hissettirmişti. Bu da Draco'nun teorisini doğruluyordu. Vampirler kurbanlarının kanını emip onları iyi hissettirme yeteneğine sahipti. Bu onların en acımasız gücüydü.
Çok acıkmamasından mıdır bilinmez Potter en sonunda geri çekilmiş, gözlerini kırpıştırarak Draco'yu izlerken derin bir nefes almıştı. Kanlı olmadığı belli olan dudaklarını yaladığında, Draco'nun vampir teorisi yerini anında bir başka teoriye bırakmıştı. Potter'ın içine ruh girmiş olabilirdi. Bu teori öncekine göre çok daha olası geliyordu. Özellikle de biraz önce Draco'yu yiyip bitiren o değilmiş gibi gülümseyip sonrasında tatlı ve masum bir şekilde ellerini koyu saçlarının arasından geçirerek oradan sıvıştığı an düşünüldüğünde...
Draco bir dahaki sefere Potter'ın onu hazırlıksız yakalamasına izin vermemeye kararlıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çarpılmış (Draco Malfoy/Harry Potter) • Tamamlandı
FanfictionPotter, Draco'yu şatonun dört bir yanındaki duvarlara çarpmak gibi endişe verici bir alışkanlık geliştirir... [A translation of 'Slammed' by faithwood]