Hiçbir şey işe yaramamıştı. Draco denemişti. Gerçekten denemişti. Arkadaşlarına yakın olmaya ve Potter'dan elinden geldiğince uzak durmaya kararlıydı.
Pansy'nin dışarı çıkmak istediğini söylediği, Blaise'in kütüphaneye gitmekte ısrar ettiği ve Goyle'un mutfaklara gitmek için yalvardığı bazı anlar olmuştu. Ancak Draco'nun canı bir yere gitmek istememişti. İksir sınıfında unuttuğu bir şeyler olduğunu ve onu beklemeden gitmelerini, sonrasında onlara yetişeceğini söylemek o an daha iyi bir fikir gibi gelmişti.
Ve tabi ki de bunu söylediğinden orada biraz oyalanmak zorunda kalmıştı. Arkadaşlarından birisinin, onun yalan söylediğini düşünüp geri dönmesi ihtimaline karşı bir süre İksir sınıfının yakınlarında dolaştı.
Draco'nun başka bir seçeneği yoktu. Riske girmek zorundaydı. Potter'ın ortaya çıkması - İksir dersini o da aldığından kuvvetle muhtemeldi - ve onu karanlık bir köşeye sürükleyip Draco kendi adını, yürümeyi ve düzenli bir şekilde nefes almayı unutana kadar öpmesi ihtimalini göze almalıydı.
En azından diğerinin onu öldürmeye çalışmadığı açıktı. Yapmak istediği Draco'nun akıl sağlığından arta kalanları yok etmekti. Bunun da günahları karşılığında ödenecek ufak bir bedel olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden Potter'ın uygun gördüğü şekilde onu cezalandırmasına izin verebilirdi.
Öyle ya da böyle Draco buna alışmaya başlamıştı zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çarpılmış (Draco Malfoy/Harry Potter) • Tamamlandı
FanfictionPotter, Draco'yu şatonun dört bir yanındaki duvarlara çarpmak gibi endişe verici bir alışkanlık geliştirir... [A translation of 'Slammed' by faithwood]