8

228 43 9
                                    

yeonjun esneyerek sınıfa girdiğinde dersin çoktan başlamış olduğunu gördü. öğretmen dahil herkes ona dönüp baktığında eğilip özür diledi. "girebilir miyim?"

adını hatırlamadığı fizik öğretmeni başını sallayıp tekrar tahtaya döndüğünde uyuşuk adımlarla sırasına yöneldi. ancak beomgyu'nun sırasının yanından geçerken durdu ve hafifçe eğilip kulağına doğru "günaydın." dedi kısıkça. ses tonundan bile yataktan uyanır uyanmaz okula geldiği belli oluyordu. beomgyu'num deftere yazı yazan eli durdu, kalemin ucu neredeyse defteri delip geçecekti. cevap vermemiş olması önemli değildi, onun bu küçük tepkileri yeonjun'un hoşuna gidiyordu. tebessüm edip doğruldu ve sırasına geçti.

yanı boştu. oturmak isteyen olsa da yeonjun bunu istememişti. ilk zamanlar tek oturmak onun için daha iyiydi, babasının istediği gibi kimseye bulaşmadan bitirmesi için olması gereken buydu ama bir gün ricası üzerine beomgyu oturmuştu ve şimdi yanındaki boşluk gün geçtikçe gözünde büyüyordu. gözleri beomgyu'ya döndü, onun sırtından dahi hissettiklerini görebiliyordu. anlayabiliyordu.

ona aşık mıydı?

hayır.

yeonjun aşkın içine bu kadar çabuk düşen biri değildi, beomgyu'ya karşı hissettiği öyle büyük bir şey de yoktu. beomgyu güzeldi. sevimli ve sessizdi. dikkatini çekmişti yalnızca, elbette daha sonrasında çevresinde olan şeylerin farkına da varmıştı. lisede bunlar olurdu. zorbalık yapan çok kişi görmüştü, değiştirdiği birçok okul olmuştu ve hepsinde tanık olduğu, hatta bazen de içinde olduğu olaylar vardı.

yeonjun şiddeti severdi. içinde doğduğu dünya baştan aşağı şiddet barındırıyordu ve o bununla barışıktı. kız kardeşi kadar psikopat değildi, buna bayılmıyordu ama bir silahın nasıl kullanılacağını bilmek ona iyi hissettiriyordu. ya da ateşli herhangi bir silahı. onlardan birine sahip değilken nasıl tek başına bir silah olabileceğini bilmek... yeonjun bunu seviyordu.

yine de elindeki güce güvenip keyfi bir şekilde başkalarına bulaşmazdı. bu ona göre iğrençti. eğlenceli bir yanı bile yoktu. kendisine kıyasla zayıf biriyle uğraşmanın neresi eğlenceliydi ki? bunu nereye kadar götürebilirdi?

beomgyu ile uğraşıldığını fark etmesi pek zamanını almamıştı. gözleri olan ve onları kapatmayan herkesin fark edebileceği bir şeydi bu. yeonjun kapatmamıştı. diğerlerinin aksine.

sırtını iyice yaslarken kollarını önünde kavuşturdu. kendisine omzu üzerinden dönüp bakan beomgyu'ya gülümsedi ve ağzını oynatarak "ne?" dedi. beomgyu hızlıca önüne dönerken gülümsemesi daha çok büyüdü. ona aşık değildi ama bunun kaçınılmaz olacağını onu ilk gördüğü an anlamıştı.

true blue | beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin