19

243 53 20
                                    

beomgyu "bizi bu şekilde izleyecek mi?" diye sorduğunda yeonjun bahsettiği kişiye dönüp baktı. mojo kendilerinden birkaç metre uzaklıktaydı, arabanın yanında dikiliyordu. gözleri ikilinin üzerindeydi.

"en son gözlerini benim üzerimden ayırdığında iki ay kadar bir depoda tutulmuştum." dedi yeonjun gülerek. "babam ona çok da nazik davranmadı." beomgyu'nun adımları duyduğu şey ile yavaşlamıştı, yeonjun bunu fark etti ve konuyu değiştirmek adına "hava biraz serinmiş, üşüdüğünde söyle, dönelim." dedi.

"tamam."

bir süre sessizce yürüdüler, beomgyu dalgaları büyük olan denizden gözlerini ayırmazken yeonjun sık sık ona dönüp bakıyordu. açıkçası beomgyu'yu okul merdivenlerinden çantasıyla birlikte inerken gördüğünde şaşırmıştı, onun tarafından reddedilmeye alışmıştı ve doğal olarak onun şu an yanında olduğuna inanmakta güçlük çekiyordu.

gözleri bir kez daha beomgyu'ya kaydı, hafif bir esinti vardı, onun uzamış saçları esintiye göre havalanıyor ve geri iniyordu. beyaz teninde soğuktan kızarmalar oluşmuştu ve kurumuş dudakları hep aralık duruyordu. nasıl açıklayabilirdi bilmiyordu ama beomgyu bu dünyadan değilmiş gibi görünüyordu. buraya ait değildi. zamanın ötesindeydi.

beomgyu birden "uzanmak istiyorum..." diye söze başladığında yeonjun irkilmiş gibi önüne döndü. oysa beomgyu ona bakmıyordu bile. "sen? sen bunu istiyor musun?

"şimdi mi?"

"hep." dedi beomgyu. sonra durdu ve tüm bedenini denize doğru çevirdi. "sahile her geldiğimde dalgaların ulaştığı yere uzanmayı ve dönerlerken beni de beraberlerinde götürlemelerini istiyorum. çekilmek ve çekilmek. suyun yüzeyine ulaşamayacağım noktaya dek çekilmek." ifadesiz yüzüne rağmen gözleri duygu doluydu. bir intihardan bahsediyordu, yeonjun'a karşı nasıl bu kadar acımasız olabilirdi?

yeonjun da onun gibi denize doğru döndü. hava kapalıydı, dolayısıyla deniz oldukça koyu görünürken yeonjun'un içini sıkıntıyla doldurmuştu.

"hâlâ mı ölmek istiyorsun?" diye sordu. "tam yanında duruyor olmama rağmen mi?"

beomgyu bu soruya cevap vermedi. dakikalarca şiddetini arttıran ve neredeyse ayaklarına dek ulaşmak üzere olan dalgaları izlediler, birbirlerinin nefes seslerini dinlediler. bir ara dalga tam beomgyu'nun ayakkabısına değecekken yeonjun onu dirseğinden tutup iki adım kadar geriye çekti. tutuşunda sadece ikisinin anlayabileceği bir çaresizlik vardı. koca dalgalar alıp götürür diye korkmuş gibiydi. yeonjun elini dirseğinden çekmedi, beomgyu anladı.

sonra mojo, yeonjun'a seslendi. gitmeleri gerektiğini söyledi.

***

beomgyu: teşekkür ederim

yeonjun: ne için?

beomgyu: beni sahile götürdüğün için

uzun bir süredir gidememiştim

yeonjun: neden?

evin de yakın üstelik

beomgyu: evden okul dışında çıkmam yasak

yeonjun: yasak derken?

beomgyu: annem endişeleniyor
görüldü

bazen o kadar çok düşünüyorum ki yürürken yolumu kaybediyorum

bu şekilde çok kayboldum

annem o yüzden okuldan sonra evde olduğumdan emin olmak istiyor

yeonjun: beomgyu bana söylemek istediğin bir şey var mı?
görüldü

söyler misin?

beomgyu: ilaçların etkisi geçtiği zaman sesler duyuyorum

beni yönlendiriyorlar

yeonjun: en son sesler duyduğunda kendini nerede buldun?

beomgyu: akan trafiğin ortasında
görüldü

bu yüzden benden uzak durmanı istiyorum

sana mutluluk getirmeyeceğim

muhtemelen bunu çok acı bir şekilde öğreneceksin

ve ben senin hayatında bu şekilde yer almak istemiyorum
çevrim dışı

true blue | beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin