8. BÖLÜM

514 76 12
                                    

Seyran Ferit ile iyi kötü bir yola girmişti, bu yoldan çıkış yoktu. Bu eve gelin gelecekti. İfakat ve kızından çekecekti belliki ama asla ezdirmeyecekti kendini. Bu eve girdiği ilk andan itibaren Dilan'ın iğneleyici laflarıyla karşılaşmıştı. Belliki bir olay vardı ve bunu hemen öğrenmeliydi. Ama seyran onların hakkından gelirdi. Seyran'ın bu hayatta baş edemediği tek insan babasıydı. Babası seyran'ı en hassas noktasından vuruyordu. En hassas noktası tabiki annesiydi. Seyran bu konuşmaların en başından dinlemişti zaten. Şuan Dilan'ı etkisiz hale getirmek için onu yok sayması gerekiyordu. Ferit ile ne yaşarsa yaşasın bunu hiç kimseye söylemeyeceğine söz verdi seyran. Kimsenin ağzına malzeme vermek gibi bir derdi yoktu. Herkes çok güçlü bilecekti seyran'ı. Yüzüne bi gülümseme ekleyip mutfağa girdi.

Seyran: Ferit neredesin sen?

Ferit seyran'ın tebessüm etmesine şaşırdı. Çünkü ilk defa Seyran'ı gülerken görüyordu. Çok yakışıyordu Seyran'a gülmek hemde çok.

Ferit: çayım bitmişti bende doldurmaya geldim.

Seyran: ya iyi yapmışsın, bana odamızı göstermedin daha canım.

Ferit: canım?

Seyran: canım.

Dilan seyran'ın sanki o orada değil gibi davranmalarına sinir olmuştu. Hemen mutfaktan çıktı. Seyran yüz ifadesini değiştirip eski haline geldi. Kapının önünü kontrol edip Ferit'in yanına geçti.

Ferit: seyran ne yapıyorsun sen, o ne hareketler.

Seyran: bana anlatmak istediğin birşeyler var mı Ferit?

Ferit: nasıl yani?

Seyran: Ferit! Dilanla ilgili mesela.

Ferit: tamam ya anlatacam ama uzun mesele . Gece konuşuruz olur mu?

Seyran: tamam olur.

Ferit: sana odamızı göstereyim mi canım.

Seyran: istemez Ferit.

Ferit: canıma ne oldu ya.

Seyran: o kelimeyi zor zamanlarda kullanırım ben.

Ferit: ne ne , sen beni kullandın mı az önce.

Seyran: evet , var mı bir itirazın.

Ferit: yok ya yok yani.  Vay arkadaş ben sana seni seviyorum diyorum sen beni kullanıyorsun.

Seyran: içeri geçelim artık. Böyle olmaz ifakat hanımın diline düşmek istemiyorum.


Ferit: buyur canım:)



Herkes masanın başında tekrardan toplanmıştı. Düğün ile ilgili planlar konuşuluyordu. Seyran ile Ferit yan yana oturmuş konuşulanları dinliyorlardı. Seyran'ın gözü Dilan ve ifakattaydı. Her ikisi de seyran'ı yiyecek gibi duruyordu. Ece yenge ve abine ara ara iltifat ediyordu. Gecenin sonuna gelinmişti. Herşey planlanmıştı. En kısa sürede düğün olacaktı.


Hattuç: hadi biz kalkalım. Herşey için teşekkür ederiz. Elinize kolunuza sağlık.

Gülgün: ne demek hattuç hanım şunun şurasında akrabayız artık.


Esme: aynen öyle biz yarın araşırız Gülgün hanım.


Gülgün: tabi esme hanım.

Fuat: Kazım amca siz benimle gelin ancak arabaya sığarız. Seyran'la Ferit gelirler birlikte.


Seyran: ablam da bizimle gelsin.


YALI ÇAPKINI (KADER)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin