Kendimi suların altına bıraktım.Ter kokusu üstümden yavaşça arınıyordu.Biraz daha suyun altında kaldıktan sonra üstüme temiz olan formamı giydim.
Senem Sözler hakkında bilgilere ulaşmıştım.Hakan Komutan'a ve diğer ekibe kısaca bulunduğum bu bilgilerin özetini anlatacaktım.Yavaş adımlara bütün ekibin yanına gittim.
"Kod adı Zehra Aypınar olan Senem Sözler 14 yaşında ikizi ile beraber kaybolmuşlar.Daha doğrusu kaçırılmışlar.İkizi Zeliha Aydın gerçek adı Sinem Sözler ile Senem Sözler kaçırıldığından beri birbirlerini görmemişler ama ikisi de farklı eğitimler almışlar.Sinem Sözler'i tecavüzde bulunarak Senem Sözler'i onla tehdit etmişler ve onlar için çalışmalarını zorlamışlar.Neredeyse 12 yıldır onlar ile çalışıyor.Ve konuştuğu Abdullah Nedim Senem Sözler'e saldırmış.Hamile kalmış.Düşük yapması için çeşitli işkencelere maruz kalmış.Bu işkencelerden oluşan bir yanık izi var kolunda.Bu yanık izi kapatılmayacak kadar büyük."
"Fotoğrafta bir yanık izi yok ama"
"Fotoğraf beş yıl öncesine kadar eski"
"Yanık izi yeni o zaman"
"Evet.İki yıl öncesine ait"
"Sinem Sözler?"dedi Hilal.
"Ona dair bir haber yok"
"Yeni fotoğraf var mı peki?"
"Hayır ama bugün Abdullah Nedim ile buluşacak"dedim.
"Buluştuğu yer ve zaman belli mi?"
"Evet"
"O halde hazırlanın operasyon olacak"dedi Hakan Selim.
Opreresyon için herkes üstüne çelik yeleklerini giymişlerdi.Herkes arabalara binerken onu gördüm.Buğlem hayır hayır yeni kızdı.O da mı gelecekti?Serbest bıraktığı saçlarını toplayarak sıkı bir topuz yapmıştı.Bu topuz Buğlem'de olduğu gibi ona da sertlik katmıştı.
Operasyon alanına gelmiştik.Hakan Selim'in öncülüğünde mağaranın etrafını sardık.Toplamda on iki kişiydik.Mağranın girişinde ve arkasında dört kişi bulunuyordu.Sağ ve sol taraflarda iki kişi bulunuyordu.Aramızdan iki kişi keskin nişancıydı.Hakan Selim'in anonstan kısık sesi duyuldu.Emir gelmişti.Arka tarafta bulunan dört kişiden iki kişisi önceden bulduğumuz köstebek yuvası gibi eşeledikleri tümsekten harekete geçti.Aradan geçen on beş dakikanın ardından anonstan içeri giren iki kişinin 'görev başarılı'sesi duyuldu.İçeri sızmıştık.İki asker üstlerinde taşıdıkları ses kayıt cihazını uygun bir yere koyunca anonstan yine aynı ses duyuldu.
"Ses kayıt cihazlarını dinlemede bulun E1"
"Emredersiniz komutanım"
E1'den haber gelene kadar harekete geçmiyecektik.Yaklaşık 20 dakika sonra gelen emir üzerine opreresyon tam anlamı ile başlamıştı.
Abdullah Nedim ve adamları kaçmanın bir yolunu bulmuş ve kaçmıştı.Lakin Senem Sözler elimizdeydi.Yaralıydı yeni kız yapmıştı bunu.
***
Akşam yemeğini yerken karşıma oturmuştu yeni kız.Tuna ona bakarak Ferhat ile konuşuyordu.Yanımda bulunan ikizim bir kaşı ile Tuna'yı bir kaşı ile yeni kızı gösterdi.Kulağına eğilip 'Tuna her zaman iş başında'dedim.Sırıttı sadece.
"Ekibe alıştın mı?"diye sordu Yasin.
"Tabii ki burada ben varken alışmıştır"dedi Tuna göz kırparak.
Yeni kız hiç etkilenmemiş gibiydi.Tuna yakışıklı çocuktu ama çok çapkındı.Asker olması onun çapkınlığını durduramıyordu.Hatta asker olmasını bir avantaja çevirmiş gibiydi.Her konuştuğu kıza asker forması içinde kaslarını atınca kızlar buna düşüyordu.Şu an yeni kızı etkilemeye çalışıyordu ama konuştuğu bir kız vardı.
"Her dişi sineği de etkilemeye çalışma lütfen hem senin konuştuğun kız yok mu ya?"dedi Gökalp.
"Var ama kıza sevmediğimi söyledim"
"Ne dedi?"
"Tabi ki arkadaş kalmamızı istedi."
Yeni kız bu konuşanları duymamış gibi sadece Yasin'e cevap vermişti.
"Sevdiğin biri var mı?Yoksa Tuna seni etkilemek için her şey yapabilir."
"Babam hariç hiçbir erkeğe güvenmiyorum"dedi.
"Gökhan gibisin"dedi Ferhat.Kafamı kaldırdım.Yeni kızla göz göze geldikten sonra Ferhat'a baktım.
"Anlamadım"
"Buğlem'den sonra kimseye güvenmedi kimseye hayatına sokmadı"dedi Gökalp.Bu konuşmadan rahatsız olmuştum.Ayağa kalkıp 'afiyet olsun'diyerek uzaklaştım ordan.Ağzıma bir sigara dalı aldım.Her Buğlem'in ismi geçişinde içimde tuhaf bir his vardı.Özlüyordum hem de çok.
Bir banka oturdum.Sigaramı yavaş yavaş içerken arkamdan gelen hışırtı ile arkama döndüm.Yeni kız gelmişti.Elinde bana ait olan ceket vardı.Yanıma oturdu.Ceketi ellerime bırakıp dudaklarını araladı.
"Teşekkür ederim"
Onu duymamış gibi sigaramı yeniledim.Paketi ona doğru uzattım.
"Kullanmıyorum.Buğlem herkes onun çok güzel bir kız olduğunu söylüyor"
"Onun adını ağzına alma lütfen"
"Onu çok seviyor gibisin"dedi gözlerini kırparak.Yüzümü ona doğru çevirdim.Tam dudaklarımı aralamış bir şey söyleyecektim ki o kız gitmiş yerine Buğlem İnci gelmişti.
"Ben onu sevmiyorum sevgi uçup giden bir şeydir.Ben ona aşığım her zaman sonsuzda olacak"dedim.
Gülümseyerek bana baktı.Tenimde bir rüzgar hissettim.O da ben de bu rüzgarı hissetmiştik.
"Üşüme de geç içeri"dedim.O da sözümü dinliyor gibi ayağa kalktı.
"Bu sefer ceketini kullanmak istemiyorum"dedi.Güldüm.
"Sen de geç içeri koca adam"dedi.Şaşırmış gözlerle ona baktım.
"Koca adam?"
"Küçük kız çocuğu diyordun bana ben de sana böyle demek istedim"
"Ama istemediğini söyledikten sonra söylemedim"dedim.Bir rüzgar daha tenimize işlendi.Titredi.Elimdeki ceketi onun ellerine bıraktım.
"Artık söyle bilirsin o halde."dedi.Ellerine bıraktığım ceketi bir rüzgar daha esince giydi.
"İyi akşamlar koca adam"dedi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Kurşunu
General FictionSevdiği kadına benzeyen kadına aşık olan Gökhan Hilal'den kaçmak ister.Onu sadece Buğlem'e benzettiği için aşık olduğunu zanneder halbuki durum farklıdır.Bunu itiraf etmesi zor da olsa Hilal'e evlenme teklifi eder.Hilal de aynı duyguları besler.Ama...