12/1/2024
Şarkı eşliğinde araba sürmek belki tehlikeli ama tarifi zor bir hissi de beraberinde getiren bir olay aslında. Kimseyi ya da herhangi bir şeyi düşünmeden, içindeki belki tarifsiz duyguları uyandırıp, bunların sözcüklere dönüşmesiyle beraber bağırarak bunları dışa vurma isteğiyle yanıp tutuşan herkes aşağı yukarı ne demek istediğimi anlayacaktır. İçim kıpır kıpırdı. Nedeni huzur bozmak için katıldığım düğün veya uzun zaman sonra ilk defa beyaz bir elbise giymem değildi. Belki şarkının etkisi vardı, belki de güzel bir gün geçiriyordum sadece.
Çalan şarkının sesini biraz daha yükselttim ve şarkıya eşlik ettim.
There's something about the sunshine, baby
(Güneş ışığında bir şey var bebeğim)
I'm seeing you in a whole new light
(Seni başka bir gözle görmeye başladım)
Out of this world for the first time, baby
(Bu dünyadan ilk kez ayrılıyorum bebeğim)
Ohhh its alright
(Ohh, sorun yok)
Şarkımı bölen Ayperi'nin araması oldu.
"Efendim Ayperi?" Birkaç saniyelik sessizliğin ardından sonunda Ayperi'nin sesini duyabildim. Bir sorun var gibi gözükse de erken davranmamam gerekiyordu.
"Düğün iptal oldu, burada olay çıktı." Düğün iptal mi olmuştu? Ciddi bir şey olmuş olmalıydı, çünkü orada şimdiden çok fazla davetli olduğuna emindim. O kadar davetliden dolayı da bu iptalin nedense Tunç tarafından değil de, -neredeyse- müstakbel eşi tarafından olduğunu tahmin ediyordum. O herifin kendini herhangi bir dedikoduya sebebiyet verecek bir duruma sokmamak için verdiği tüm çabayı biliyordum. Ablam hastalandığı bir akşam davete katılamayacağını söylediğinde, ona iyi olup olmadığını sormadan önce gelmesinin bir yolu olup olmadığını, bir sürü kişinin onu soracağını ve görmek istediğini söylemişti. Bencil herif. Dikkatimi telefonun ucundaki sekreterime yönelttim.
"Sen neredesin?" Dikiz aynamdan tuhaf sinyaller veren bir arabanın arkamdan defolup gitmesi için sağ şeride geçtim.
"Arabamı bulduğum ilk yere park etmiştim. Şanslıyım ki buradan her şey görünüyor." Gülümsedim. Tüm eğlenceyi kendi başına izlediği için orada onunla olmayı diliyordum.
"Gösteri bittiyse geri dönelim. Oraya gitmenin bir anlamı kalmadı." Durdum. Aklım düğünün iptalinin arkasındaki sebebe nedense takılı kaldı. "Neden iptal olduğuna dair bir fikrin var mı?"
"Ben de bunu sorman için can atıyordum." Sesinden gülümsediğini anladım. "Damat düğünden bir gece önce bir başkasıyla berabermiş. Biri geline fotoğrafları yollamış sanırım. Kadın haliyle fotoğrafları görünce delirdi tabii."
Ayperi cümlesini tamamladığında nefesim kesilmişti. Olanlara inanmakta güçlük çekiyordum. Bu herifin tescillenmesi gereken bir sadakat sorunu falan olmalıydı. Diğer türlü bu olanlara anlam vermek mümkün değildi. Parçaları birleştirmek isterken az kalsın kırmızı ışıkta geçecektim. Kendimi sakinleştirmem gerekiyordu. Bir yanım merak içinde her şeyi soruşturmak isterken, bir yanım da o şerefsizin mutsuz oluşuna seviniyordu. Ayrıca ablama tüm bu duyduklarımı anlatmak için de ayrıca sabırsızlanıyordum.
Ayperi'ye buluşmak için sözleştiğimiz yerde beni beklemesini söyledikten sonra annemi aramak için konuşmayı sonlandırdım. Duyduklarımı sindirirken nasıl hissetmem gerekiyordu emin değildim. Zihnimin her bir yanına dağılmış düşünceleri tek tek toparladıktan sonra annemi aramak yerine mesaj atmaya karar verdim, ablamın hazırlanması gerektiğini belirttim. Şimdiden tüm yük sırtıma binmiş, ağırlığıyla beni altında eziyor gibi hissetsem de sakinliğimi korumak için elimden geleni yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öngörü
Teen FictionMüge küçüklüğünden bu yana geleceğe dair rüyalar gören bir kızdır. Haberci rüyalar görüyor olmasının dışında gayet normal biridir. Ailesi bu durumu fark ettiğinde başta problem etmeseler bile kısa bir süre sonra korktukları için ondan kurtulmaya kar...