AY/ Hêv

29 5 0
                                    

insanoğlu ölüme heveslisi yaşamaya tutsaktır

Günler birbirinin kovalarken herşey aynı idi hastane koridorunda bir Umut bekleyen iki aile

Sahi umut neydi ; umut yalandı,umut insanı kandırdı, gerçekleri kör eden idi umut.

Güneş tepede yerini almıştı . Amed de sıcak güneş hüküm geçiriyor idi .

"Abla " dedi Leyla Dicle derin nefes alıp " beni dinle Leyla" dedi gözleri Fırata gitti
Gözünde bir yaş süzüldü

" Çocuklarıma iyi bak " dedi nefesler kesik idi
" Nasıl söz o abla". dedi Leyla Dicle Leyla'nın elini tutu " onlara  teyze olma anne ol " dedi bakışları bu sefer Fırata gitti " Leyla ile evlen Fırat" dedi

Leyla donmuş bir vaziyette ablasına baktı

Başını iki yana salladı

" Dicle " diye konuşmak istedi Fırat
lakin Dicle ıslak kirpiklerini kapatıp açtı
" Konuşma Fırat yalvarırım belki beni hiç afetmeyeceksin ama yalvarırım evlenin çocuklarım için " dedi

Cihazda gelen ses baktılar

Neydi bu sesler
" Dicle, Dicle, Dicle" diye bağırdı

Sarsılan beden kalkmadı

Kapanan gözler açılmadı

L

eyla gözleri kapalı ablasına baktı

Ölü beden ne yapılır ki şimdi

Hiç bir şeye tutsak değildik , mahkûm bırakıldık

Leyla

Bir yangına atılmış gibi hissediyorum yanıyorum ama tepkim yok gibiydi

Annemin ağıtları hastanenin soğuk koridorunda yankılanıyor du

Argeş annesinin ölü bedenine bakıyor

Ronya ağlıyor

Affanın dolu gözleri ikizinin yüzüne gitti

Nefes alamaz oldu

Babamın dik duran omuzları çöktü

Amar mavi gözlerini yansıyordu
Soğuktu

Tıpkı gözleri bigi soğuk bakıyor idi

Bakışlarım Fırata kaydı

Abla sen bizi Fırat'ın sularında boğdun

Başımı eğdim karısının cesedine baktı

Bir şeyler yapmam gerekiyordu ama ne yapmalıyım bunu bilmiyorum

Ablamın cenazesi vardı

Lakin ben yerimde donmuş bir şekilde duruyordum

" Frezenya" Zeynin sesi kulaklarıma tırmandı

RONYARONİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin