"Sonra aramıza şehirler girecek, hiç karşılaşmayacağız. Tesadüfler bile bir araya getiremeyecek. Sonra belki birimiz öleceğiz ve diğerimiz hiç bilmeyecek..."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Daha da öteye gittin hep erkenden, gidemem derken
"Beyler."
Okuldaki sıralara dağılmış altı kişi ders arası boş muhabbet döndürürken yanlarına gelen Minho, Jisung ve Hyunjin'in omuzuna ellerini koyarak arkalarından başını uzatınca odak o olmuştu.
"Çıkışta kafeye mi geçsek?"
Hyunjin sırıttı hemen. "Bana uyar." Onun gelmesiyle Jisung hiç düşünmeden "Bana da," demiş ve günün sonunda ailesinden yiyeceği azara rağmen kabul etmişti.
Lavabodan gelen Chan "Ne oldu?" diye sorduğunda Minho ona baktı. "Çıkışta kafeye mi geçsek dedim, ne dersin?"
"Olur ben her türlü uyarım."
Bu sözler üzerine Minho, "Seo!" diye seslendi arka sırada ara sıra muhabbete katılıp ara sıra da önündeki teste dönen arkadaşına. "Bir iki saat çalışmasan kimseyi elemezsin."
"Bir iki saat ama?" dedi direkt Changbin, Jeongin ve Seungmin de onaylarken Felix iç çekti. "Ben gelemem gibi ya, annemler hemen laf ediyor. Param da yok, bitirdim. Takılın siz."
"Senin paran benim param Felix, kes sesini." diye söylenip onun dizine vurdu Jisung. "Annenlerle ben konuşurum, ders çalışacağız deriz sorun etmezler."
Minho'nun hiç düşünmeden söylediği sözler ortamda bir kahkaha kopmasına sebep olmuş, "Tamam o zaman," diye mırıldanan Felix, Jisung'a sarmıştı kollarını. Jisung sırıttı. "Sen Jeongin'e itiraf etmedin hâlâ, değil mi?"
"Nerede ya?" diye mırıldandı Felix ikisinin duyabileceği bir tonda. "Hem annemler erkek bir sevgilim olduğunu öğrenirlerse öldürürler beni. Belki... Üniversiteye geçince itiraf ederim, bilmiyorum."
"Sevgili olduğunuz anı en önden izleyeceğim."
"İzlemezsen öldürürüm seni."
İzleyememişti.
***
"Öyleyse tanışalım Han Jisung. Biz on dokuz yaşında terk ettiğin arkadaş grubunuz."
"Ne?"
Minho'nun dudaklarından çıkan cümleyle beraber idrak etmek için mırıldandı Jisung. Beynindeki tüm anılar birbirine girmişti, hâlâ boşluk vardı ama hatırladıkları da onu delirtmek üzereydi.
Gözleri Minho'nun birkaç adım arkasında ona bakmamak için savaşan bedeni buldu, dudaklarını ısırıyor ve sanki ağlamamak için bir çaba sarf ediyordu. Ne olduysa onunla havalimanında çarpıştıktan sonra olmuştu.