avukat hanım ve psikolog bey kurgumuz geldi, oy verip yorum yapmayı ihmal etmeyin lütfen. keyifli okumalar dilerim 🌛
bir süre sarılmalarının ardından ayrılmış ve evlere dağılmışlardı. berk kıvırcığı evine bırakmayı teklif etmeyi çok istese de bunu sormak bile aptallık olurdu, kadının arabası hemen yanlarındaydı.
vedalaşıp birbirlerinin resmen gözlerinin içine bakarak iyi geceler dilediklerinde her ikisi de birbirini düşünüyordu, tüm yol boyunca da, eve varıp hayallere daldıkları uzun gece boyunca da.
aşık adamın aklında sevdiği kadını bütünüyle kazanmak ve onunla çok mutlu olmak vardı, onu çok mutlu etmek. sürekli duygularını irdeleyen kıvırcık kadının aklında ise bir sürü soru işareti.
duygularını hiçbir zaman dışa vurduğunu hatırlamıyordu. her zaman aklı ve mantığıyla hareket ettiğinden de yoğun duygularla tanışmak ve birden onların esiri olmak gözünü korkutuyordu, kaçmak istiyordu bu çıkmazdan.
ama kızıl sarıldığında bu çıkmazda boğulmanın çok da korkunç olmadığını fark etti, güzeldi de. ılık bir suyun içinde yüzmeye benziyordu ya da en sevdiği tatlıyı keyfini çıkararak yemeye. ona sarılmanın bu kadar hoş hisler oluşturabileceğini tahmin edemezdi öncesinde, derin nefesler verip yatağına gireceği esnada ise aklına gelen şeyle küçük bir çığlık atmamak için zor durmuştu.
"hiii, kahretsin ya! kaan bey'le görüşecektik."
hemen toparlanıp üstünü tekrar değiştirdiğinde yıkadığı yüzüne yeniden makyaj yapamayacaktı, makyajsız da katılsa olurdu herhalde görüntülü konuşmaya.
bilgisayarını açıp kameradan üstünü düzelttiğinde berk bey'in de görüşmede olmak isteyeceğini düşünerek ona da mesaj atmıştı. ve tabi ki kendini, amacının berk bey'i yatmadan önce son kez görmek olmadığına inandırmaya çalışıyordu.
aybike hanım: berk bey
rahatsız ettim bu saatte kusura bakmayın
daha iyi misiniz?
kaan bey'le kısa bir görüşmemiz olacak da bilgisayar üzerinden
siz de katılmak istersiniz diye düşündüm
tabi istemezseniz anlarım
yine de her ihtimale karşı linki gönderiyorum size
*link*dudağını dişleyerek kızıl adamdan bir cevap bekliyordu. bacaklarını sağa sola açıp kapayarak birbirine vurduğunda bir an önce kızılın mesajı görmesini ve olumlu cevap vermesini istiyordu.
berk bey: düşünceli güzelim benim ya/
nasıl katılayım, gözlerim şiş/
sen sadece senle sarılırken mi ağladım sanıyorsun, sonrası da vardı/
çok teşekkür ederim aybike hanım ama maalesef katılamayacağım
siz de biliyorsunuz, gördünüz
çok özür dilerim, yeni bir şey olursa bana haber edebilir misiniz?aybike hanım: yaaa 😔
katılırsınız sanmıştım
tabi ki anlıyorum, iyi hissetmiyorsanız
tabi tabi haber ederim size her şeyi
iyi geceler tekrardan
yazmalı mıyım?/
bence evet/
eğer kötü hissederseniz, konuşmak isterseniz
arayabilirsiniz beni
ben buradayımberk bey: çok teşekkür ederim
kızıl adamın son mesajına kalp bıraktıktan sonra dudaklarını büzdü kadın. katılmamasını tabi ki anlıyordu ama görmek istemişti işte tekrar, yüzü asıldı.
kaan bey'e de aynı linki gönderdikten sonra katılımını beklerken birinin gelişiyle ekrana odaklandı tekrar üstünü düzeltirken ama gelen kişi kaan bey değildi.
"berk bey?"
kızıl adamla görüntülü konuşuyor olmanın da verdiği tatlılıkla gülümsediğinde karşısındaki kızıl da gülümsemişti. üstündeki her zamanki resmi ceket ya da gömleklerden bağımsız siyah tişörtü çok yakışmıştı. dağınık saçları ise ciddi anlamda yakışıklılığına yakışıklılık katmıştı.
YOU ARE READING
who is the guilty one | ayber
Teen Fictionberk'in psikologu olduğu hasta, aybike'nin de müvekkili olmak zorundaydı. başka seçenekleri yoktu.