Bölüm 5

32 2 0
                                    

    Karşımda oturan ve beni pür dikkat inceleyen yakın (!) arkadaşlarıma baktım. Malesef Selin'in dediği gibi biz bizeydik.Yani o adamı bulma şansım yoktu .Sanırım o kadar da sosyal biri değildim.  Zaten ben ve Selin hariç 4 kişiydik.En sonunda boş boş etrafa bakmayı kesip bende onları incelemeye başladım.

    İlk sırada oturan çocuk direk gözlerimin içine endişeli bakışlar atıyordu.Kesinlikle şey birine benziyordu.Belalı.Onunla pek muhattap olacağımı zannetmiyordum.

    İkinci sırada oturan kız ise tamamen Kutay'ın koluna yapışmış ve bana "o benim" bakışları atıyordu. Az önce söylediğim Kutay'la yakın olacağım fikrinin yanına kesin bir tik koydum.Bu çiftten mümkün olduğunca uzak duracaktım.Hem neden benim bulunduğum bir arkadaş grubunda sokakta görsem kaçacağım tipler vardı ki!

    Üçüncü sırada oturan çocuk ise çekiciden ziyade tatlı kategorisine kalıyordu . Çocuğun saçları sıfıra vurulmuştu ve bana sorarsanız bir erkek, saçları sıfırken yakışıklıysa her türlü yakışıklıydı.Ve içimden bir ses bu çocukla yakın olacağımı söylüyordu.

    Yan tarafta onlardan ayrı daha çok bana yakın oturan kızsa ağlıyordu. Ağlıyor muydu!

    Yanına doğru yaklaştım ve usulca yanına oturdum."Neden ağlıyorsun?" diye sordum.

    "Niye ağlamayayım? Bizi hatırlamıyorsun ve bir kaza geçirmişsin.Niye ağlamayayım?"dedi. Son cümlesinde o kadar bağırmıştı ki; koltuktan kalkıp az önce kalktığım yere oturmuş ve mırıldanmıştım."Pekala."

    Selin"Sana anlattığım gibi Kutay, Nazlı, Alkan, Aslı."dedi ve bir yandan da eliyle sırasıyla eliyle gösterdi. Tabi sıra Alkan'a geldiğinde reverans yapmasına kıkırdamadan edemedim.

    Kutay eliyle Alkan'ın ensesine vurduktan sonra "Kes zevzekliği."diye söylendi. Sonra da bana dönüp "Zühre"dedi yumuşacık bir tonla.Onun böyle konuşmasına şaşırmıştım.Daha sert birine benziyordu."Sen bizi hatırlamıyor musun? Hiçbirimizi, beni." Beni kelimesini bastırarak söylemişti. A-ov yoksa aramızda bir şey mi vardı. "Hayır." dedim."Hiçbirinizi hatırlamıyorum, seni de."Ben de seniyi bastırarak söylemiştim. Ortamdaki gerginliği farkeden Selin "Arkadaşlar, bizim gitmemiz gerek. Zühre bayıldı. O biraz dinlensin."demiş ve ne benim konuşmama ne de onların konuşmasına fırsat vermeden beni kolumdan tutup dışarı çıkarmıştı.

    Dışarı çıktığımız da bu sefer ben onun kolundan tuttum ve doğrudan gözlerine bakarak kesin bir şekilde konuştum."Yeter artık Selin. Sürekli benden bir şeyler saklıyorsun.Eve gittiğimizde her şeyi anlatacaksın.Her şeyi.

DÜNDEN KALANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin