Bölüm 6

37 2 0
                                    

    "Ya bak Zühre.Sen bana resmen "hayatımı bana anlat" diyorsun. Kaç saat sürer? Benim uykum var.Hadi yatalım yarın anlatırsın."Hayır, bu sefer kaçmasına izin vermeyecektim.Hem ben -kazadan olsa gerek- unutuyordum soracağım soruları.

    Selin dışarı çıkmaya çalışırken kolundan tutup tekrar yatağa oturttum.Bu gece bu iş bitecekti.

    "Hayır Selin, anlat."Ağzını açmasıyla onu susturdum."Hemen, şimdi."Her kelimeyi bastırarak söylemiştim. Bu halimden korkuyor olacak ki; omuzlarını düşürdü ve mırıldandı."Nereden başlayayım? "Aklımda o kadar soru vardı ki cevap vermek için bir süre düşündüm. "Ailemden."

    Gözle görülür biçimde gerilmişti."Zühre"dedi. "Bir şirketinizin var.Bir tane amcan var. Büyük baban ölünce bu evi,şirketi, yani kısacası her şeyi babana bıraktı. Amcan bunun üzerine çok sinirlendi.Ama yine de hiçbir şey yapmadan çekti gitti. Nereye gittiğini de kimse bilmiyordu.Bir yıl önce çok önemli bir bilgi rakip firmaya sızdırılmış. Öyle ki şirketin batmanın eşiğine bile geldiği söyleniyordu. Baban çok sinirlendi.Evdeki bütün hizmetlileri kovdu.Sağır, dilsiz hizmetliler aldı. Baban bir açıklama yaptı."Kafasını yerden kaldırıp  bir süre yüzüme baktı ve daha sonra devam etti."Baban bütün bunları amcanın intikam için yaptığını ve onun gerçek kardeşi olmadığını söyledi.Benim dışarıda ki herkes gibi bildiklerim bunlar .Tabi bu sırada onların senin ailen olduğunu bilmiyordum."Omuz silkti ve devam etti."Benim ailen hakkında bildiklerim bu kadar.Anlaşılan çok karışık bir hayatım vardı. Açıkçası bana dokunmadığı sürece şirket işlerine buluşmayı hiç düşünmüyordum.

    "Tamam, peki Kutay'la aramda ne var?" Bir süre etrafa baktı ve dilini dudaklarında gezdirdi.Benim sabırsız bakışlarımı görünce devam etti."Tamam, tamam.Kutay'la siz bir dönem sevgiliydiniz. Ayrıldığınızda Kutay her zaman sana açık bir kapı bıraktı. Her zaman ona geri dönmeni bekliyordu Ama sen ona karşı çok kapalıydın."Demek ki o zamanlar Kutay'ın yakışıklılığı ilgileneceğim son şey değilmiş.

    "Anladım, bir de bu kattaki odanın anahtarını nerede?" Bir süre düşündü ve "Söyledim ya, ben bu evde geçici olarak kalıyorum ve seninle geldim.Yani bilmiyorum." Selin'in bu evde niye kaldığını çok merak ediyordum ama söylersem kırılabilirdi."Selin."dedim içimden "lütfen kırılmasın"diye dua  ederken.Başını bana doğru çevirip "Hımm" dedi."Sen niye bu evde kalıyorsun?" Başını geriye atıp sesli bir kahkaha attı. "Bende ne zaman soracaksın diye bekliyorum."Bir yandan gülüyor bir yandan da konuşuyordu. "Annen hafızanı kazanmana yardımcı olmam için kalmamı rica etti.Ben de bu mütevazi teklifi geri çevirmedim."dedi kıkırdayarak."Bir şey daha soracağım. Bana biri "çoban yıldızı" diye sesleniyor muydu?"

   Biraz düşündü ve" Bir keresinde bana amcanın sana "çoban yıldızı" dediğini söylemiştin ama herkes söyleyebilir sonuçta senin adının anlamı "çoban yıldızı."

------------

  Ertesi gün Selin sabahın köründe odama gelmiş ve bizimkilerle buluşacağız,hazırlan demişti.Ben de doğal olarak karşı çıkmıştım.Daha dün beraberdik.  "Selin, daha dün beraberdik.Niye tekrar buluşuyoruz ya."Alkan Selin'i aramış ve ona dün ben bayıldığım için pek konuşamadığımızı, beni merak ettiklerini, tekrar buluşmamız gerektiğini söylemişti. Ama ben ısrarla reddediyordum.Kutay'la aynı ortamda olmak beni geriyordu.Ben Selin'i ikna etmeye çalışırken telefonum çaldı. Odama girerken Selin arkamdan bağırıyordu. "Hazırlan, gideceğiz."

    Kaçışım olmadığını bildiğim için bir yandan telefonumu açtım bir yandan da elbise seçmeye çalışıyordum.

    "Alo."Bilmediğim bir numaraydı.Elimdeki sarı elbiseye baktım.Sarı mı? I-ıh.Eksi puan."Kimsiniz?"Bir süre cevap gelmedi."Benim, Kutay."

    "Kutay,Nasılsın?"Kırmızı? Belki.Yatağın üzerine fırlattım."İyiyim Zühre. Asıl sen nasılsın?Dün pek iyi görünüyordun." İşte aradığım elbise . Kesinlikle bunu giyecektim."Yok ya,ben iyiyim.Ameliyattan sonra oluyor bazen."Evet, yalan söylemiştim ama ne yapabilirdim ki? Hemen telefonu kapatıp hazırlanmak istiyordum.Az zamanım kalmıştı.

    "Zühre"dedi.Yine o konuşma şekli. "Kutay ben seni sonra arayayım mı? Birazdan görüşürüz. "deyip telefonu kapattım.

    Kıyafet şort-tulum şeklindeydi ve benimi için en önemli özelliği rahattı.Hazırlandıktan sonra Selin'in odasına girdim ve bu sefer yüzüme atılan bir şeyle karşılaşmadım. Makyaj yapıyordu.Bana doğru dönüp kırmızı ve pembe ruju gösterdi. "Hangisi?" Elimle kırmızıyı gösterip camın önündeki koltuğa oturdum.Dışarıdaki çiçekler solmuş ve bahçe darmadağınıktı.Uzun süre bahçeyle ilgilenilmediği belliydi. Selin'e dönüp "Bir hizmetliyle konuştum eğer duymuyorlarsa beni nasıl anladı?"

    "Dudaklarını okunmuştur. "diye mırıldandı. Ben konuşurken sürekli ağzıma baktığını hatırladım. Haklı olabilirdi.Elindeki araba anahtarını bana fırlattı. "Hadi bakalım, sen sür." Gözlerimin kararmasıyla duvara tutundum ve yine karanlık beni esir aldı.

-----------

"Hadi abla, sen sürebilirsin."Karşımdaki küçük çocuk karşımdaki bana bağırıyordu .Karşımda hayatıma ait bir anıyı izliyordum.Onların arabaya binmesiyle bende binip arka koltuğa oturdum.Nereye gidiyorlardı? Daha doğrusu nereye gidiyorduk? Yolda ilerlerken birden önümüze bir araba çıkmasıyla direksiyonu sağa kırdı. Araba bariyerlere çarpacaktı.Durdurmak için öne atıldım.

-------------

    Sıçrayarak uyandım. Arabadaydım.Kimin sürdüğüne bakmak için kafamı çevirdim. Arabayı süren Kutay'dı."Kutay, Selin nerede? Nereye gidiyoruz?"diye sordum. Kutay'a güvenmemem gerekiyordu.Ama ona güveniyordum.Bana bakınca kendimi şeffafmışım gibi hissediyordum.Belki de bu yüzden. "Eliyle torpidoyu işaret etti."Su var .İstersen iç." dedi . Kafamı salladım ve torpido gözünden suyu aldım."Selin, sen, ben, Alkan, Almila dedemin çiftlik evine gidiyoruz.Sana iyi geleceğini düşündük.Sen dedemi çok seversin."Sudan bir yudum içmemle yüzümü buluşturmam bir oldu.Resmen kaynardı be!

    "Biraz sıcaktı ya.Söylemeyi unuttum."dedi. Ben de "Evet, biraz sıcakmış."diye söylendim.Birazı bastırarak söylemiştim. Ama herhangi bir yorumda bulunmadı.Hem Allah aşkına benim nasıl annem babam vardı.Ameliyat olmuştum.Bir gün "Nasılsın? "diye sormamışlardı.

    Sessizce araba yolculuğumuza devam ederken yol boyunca konuşmamayı tercih ettik.

--------------

    Çiftlik Evi gerçekten büyüktü. 3 katlı, , geniş bir bahçesi olan bir evdi.Ben büyülenmiş bir şekilde bakarken Kutay bıyık altından sırıtıp "Buraya hep geldiğinde aynı tepkiyi verirdin."Bana döndü ve yüzüme bakarak devam etti."Bazı şeylerin değişmediğini görmek güzel. " Bu manidar cümlesi karşısında verecek bir cevabım yoktu.Ne diyebilirdim ki? Arkadan gelen korna sesiyle hafifçe sıçradım. Ne ara bu kadar dalmıştım?Alkan arkadan gelerek bir kolunu benim bir kolunu Kutay'ın omzuna attı. Sırıtarak "Hadi gidelim!" diye bağırdı. Herkes onun bu haline gülerken çiftliğin kapısına doğru yürümeye başladım . Bakalım nasıl bir yermiş çiftlik evi.

   

   

DÜNDEN KALANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin