Ev iki katlıydı ve kesinlikle dışarıdan göründüğü kadar büyük değildi. Alt katta iki oda ve bir mutfak; üst katta ise üç oda ve tuvalet.banyo vardı. Üst kattaki odaların birinde ben diğerinde ise Selin kalıyordu. Diğer odayı Selin'e sorduğumda bana "Orayı sen yaptırdın ve içeri kimseyi sokmazsın."demişti. Şimdi gidip o odaya bakabilirdim.Koridor boyunca yürüdüm ve kapı kolunu çevirdim.Ama açıldı mı? Tabi ki de açılmadı. Açıkçası şaşırmamıştım. İçeriye kimseyi sokmadığıma göre kapı öylece açık olamazdı ya.Bu katta Selin'in odasından başka oda kalmadığı için -ki onun odasına girmeyi pek istediğim söylenemezdi.- ben de merdivenlerden aşağı indim ama bu kattaki odalara giremezdim. Çünkü bir oda annem ve babamın diğer odaysa hizmetlilerin kaldığı odaydı.Ben de mutfağa doğru ilerledim .Açıkçası bir sorunun cevabını çok merak ediyordum. Selin neden bu evde kalıyordu? Ailesi yok muydu?
Mutfağa girdim ve bir kaç tane çalışan bana dönüp kısaca bir baş selamı verdiler ve işlerine geri döndüler. Ben de daha az meşgul olan birinin yanına gidip "Bir şey sorabilir miyim?" Kafasını aşağı yukarı sallayarak onayladı. "Selin neden bu evde kalıyor?" Bana tuhaf bakışlar attığını farkettiğimde ensemi kaşıyarak devam ettim."Ah,bilmiyorsunuz sanırım.Ben bir kaza geçirdim ve hafıza kaybı yaşıyorum ve ona sorarsam alınacağını düşündüm."Külliyen yalandı. Selin'e sorarsam kafama bir yastık atıp "Nasıl unutursun?" gibi bir şey sorma ihtimali yüksek olduğundan ona sormamıştım.Eline bir not defteri aldı ve yazdı."Bu konuda bir bilgimiz yok efendim."Kaşlarımı çatıp neden konuşmuyorsun?"diye sordum. "Buradaki hizmetlilerin hiçbiri konuşamaz, aileniz özel olarak böyle seçti." Ben nasıl bir şeyin içindeyim böyle? diye kendi kendime mırıldandım.Tam o sırada Selin'in sesini duydum. "Zühre, neredesin? Bana diyorsun ama sen hala ortalarda yoksun!"diye bağırıyordu. Yanına gidip "Buradayım, çıkalım mı?"Başıyla onayladı ve kapıya doğru ilerlemeye başladık. Onu kolumla durdurup"Bir şey soracağım."dedim."Yukarı kattaki odanın anahtarı nerede?"diye sordum. Gözlerinden garip ifade geçti başını sağa sola salladı. "Bilmiyorum." Açıkçası ona neden böyle olduğunu soracaktım fakat şimdi tadımızın kaçmasını istememiştim.Partiden sonra sormayı aklımın bir köşesine not ettim."Tamam, hadi çıkalım. "dedim ve yüzüme zoraki bir gülümseme yerleştirdim. Bir şey anlamasını istemiyordum. Şimdilik.
--------------
Partinin yapılacağı mekanın önüne gelmiştik.Buradan bile içeride çalan müziğin sesi duyuluyordu.Selin'in kolundan tuttum ve önüne geçtim. "Selin içerisi çok kalabalık mı? Bak başım ağrıyor. "Kafasını "hayır " anlamında yukarı kaldırdı ve "Yok canım, biz bizeyiz."Belirgin bir rahatlamayla omuzlarımı indirdim.Çok kasılmıştım. Kalabalık bir ortamda bulunmak şu an pek de cazip görünmüyordu .Aklıma bir şeyin gelmesiyle duraksadım.Biz bizeysek nasıl bulacaktım ben o adamı? Selin'e sormak için kafamı çevirdim ama onun çoktan içeriye girdiğini gördüm. Ben de onun peşinden koşar adımlarla içeri girdim.İçeriye girmemle büyük bir alkışın kopması bir oldu. Birden başımın dönmesiyle olduğum yere çökmem bir oldu.
-----------
Karşımda yine "o" vardı ve alkışlayarak üstüme doğru geliyordu."Aferin çoban yıldızı, başardın .Ona doğru yolu gösterdin."
------------
Uyanmıştım fakat kendimi gözlerimi açacak kadar kuvvetli hissetmiyordum.Ama son bir gayretle göz kapaklarımı araladım ve eş zamanlı olarak bir erkek bağırdı."Uyandı."Hala partinin olacağı mekandaydım ve bir koltukta yatıyordum.Ellerimden destek alarak doğruldum.Ve kısık sesimle mırıldandım."Merhaba."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNDEN KALANLAR
Novela JuvenilGenç kız üzüntüyle başını ellerinin arasına aldı. Bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünüyordu. "Biliyorsun." dedi içinden bir ses. "Biliyorsun ama yine de kaçıyorsun." Evet, biliyordu. Adı gibi emindi ki(!) onu durumdan kurtaracak tek kişi oydu. Ke...