Sabah 06:00 da kalkan rüya hazırlanmaya başladı.
Kısa bir duş alıp üzerine beyaz crop ile beyaz pantolon giydi. Dün gece emir ve cemre'nin sevgili olduğunu öğrenmiş ve çok sevinmişti.
Kahvaltı hazırladıktan sonra mert'i uyandırmak için odasına gitti emir ve cemre içeride uyurken mert rüyayla uyumuştu.
Rüya mert'e bakıp tebessüm etti. Küçücük yaşında çok büyük bir sınava girmişti. Anne ve babasızlık.
********
"Ben kızımı bırakmam" diye ağlıyordu genç kadın.
"Nasıl bakacaksın lan kıza? Cebinde 5 kuruş paran yok zar zor kendini doyuruyorsun nasıl bakacaksın kıza?" Diye bağırdı adam.
"Yemem kızıma yediririm , içmem kızıma içiririm ,giymem kızıma giydiririm ama beni kızımdan ayırma."
"Ben bu kızı istemiyorum sema düşün taşın kararını ver, eğer kızını istiyorsan ben giderim ne halin varsa gör. bu kızı istemeden yaptım bir kaza sonucu olan bir kızı hep görmek istemiyorum." Dedi bağırarak adam.
Genç kadın ailesi tarafından sokağa atılmıştı nedeni ise okumak için geldiği bir yerde bir çocuk yapıp dönmesiydi.
Genç kadının sevdiği adam bu değildi. Onun sevdiği çok merhametliydi kendi kızını sokağa atacak kadar acımasız değildi.
Genç kadın kızını yetimhaneye bırakmaya karar verdi.
Erkek olsa severdim diye düşünen adam halen aynı düşünüyordu. Eğer erkek olsaydı çalışır eve para getirirdi ama kızdı.
Genç kadın kızını yetimhaneye yakın bir yere bıraktı yanına ise küçük bir not.
'biricik kızım seni çok seviyorum annecim ama seni bırakmak zorundayım ,daha mutlu olacağına eminim. bu kabusun için de doğdun ama bu kabusa göre çok güzelsin. senin ismin rüya kızım eğer bunu okuyorsanız, kızımın ismini rüya koyun rüya kadar temiz bir kalbi olsun.'
Kızının kokusunu son kez içine çekti kadın. Evine doğru yürümeye başladı, ağlayarak.
********
"Asker uyan bakalım" uyuyan uykucu gözlerini ovuşturarak yataktan doğruldu ve hemen hazırola geçti.
"Emredin komutanım." Geleceğin askeri şu an benim öğrencimdi bu ister istemez gurur duymamı sağlıyordu.
"Ellerini ve yüzünü yıkayıp doğruca masaya küçük adam."
Koşup giden Mert'in arkasından bir anne gibi 'koşma düşersin mert' demeyi ihmal etmedim.
Aslında okulda bunu tüm öğrencilerime derim fakat mert'le ayrı bir konumdaydık. Öğrenci-öğretmen değilde abla-kardeş gibiydik.
Çalan kapıyla birlikte kapıya gittim delikten bakmayı da ihmal etmedim. Gelen kişi ardaydı.
Ona ne zaman arda diye hitap etmeye başladığımı hiç fark etmedim bile birden arda bey değilde arda olmuştu.
Kapıyı açıp arda'ya gülümeyerek baktım.
"Buyrun?"
"Mert'i ben bırakabilir miyim?" Şaşırmıştım neden ki sonuçta benim gideceğim yere gidicekti.
"Neden?" Sormayı ihmal etmedim tabi.
Adama kardeşini neden onun bıraktığını soruyordum.
"Mert'le konuşmam lazım ihmal etmemem lazım biraz zaman geçiririz." Gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN EĞİTİMİ
Teen FictionHakkari'ye yeni atanan rüya öğretmen Hakkari'de görev yapan arda yüzbaşı.