0. HEDİYE

33 1 0
                                    


"Kondrati Zolotarev."

Önündeki dosyayı incelerken başına giren sancıyı daha fazla göz ardı edemedi. Çalışma masasındaki dosyayı kapatıp dumanı halen tüten kahvesini eline alarak masasından ayaklandı.

Çalışma odasından denizi boydan boya gösteren camına doğru ilerledi. Tekli koltuğa iri bedenini sakince bırakıp kahvesinden bir yudum aldı. Kara gözleri çarşaf gibi durgun denizi karışlıyordu. Derince bir nefes alarak kendi kendine mırıldandı.

"Bir insan deniz olmadan nasıl yaşar?"

Bu düşüncesine karşı kendi kendine gülümsemeden edemedi. Kahire'de, İran'da, Ürdün'de değil denizi görmek, bazen güneşi görmeden geçirdiği günleri olmuştu. Bunu kendine reva görmesi ayrı bir konuydu.

Kahvesinden aldığı yudumlarla başındaki keskin sancı hafiflemeye başladı. Ama halen daha nefes alırken kalbini saran buhran geçmiyordu. Bundan önceki her görevde soğukkanlılıkla başkanı onaylar, odasından çıktığı gibi göreve gitmek için hazırlanırdı. Görev emredileli 3 gün olmuştu, uçağı sabahın ilk saatlerindeydi. 3 gündür kalbinde yer etmiş bir his vardı, anlamlandıramıyor; buna bir mana seçemiyordu. Kendi kendine bir kadın gibi kuruntu yapmaya başladığını mırıldandı.

Kahvesinin son yudumunu aldığında başındaki ağrı neredeyse geçmişti. Gözleri çarşaf gibi denizin üstünde yol alan balıkçı teknesine takıldı. "Rastgele." demekten kendini alamadı.

Ayağa kalktığında esneyerek kaslarının rahatlamasını sağladı. Daha fazla aklında yer eden bu kuruntulara anlam aramaya gerek yoktu. Bu görev ona verilmişti ve hakkıyla gidip yerine getirecekti. Bu bir seçenek değil, bu bir emirdi.

Çalışma odasından çıkarken gözüne tekrardan dosyası çarptı. Anlık duraksadı. İçinden yeni karakterine bir selam verdi. Onunla iyi anlaşmayı diledi.

İstanbul'daki son saatlerine fazla anlam yüklemedi. Ufak bir valize gerekli tüm eşyalarını sığdırdı. Bu yaklaşık 20 dakikasını belki de almamıştı bile. Her zaman olduğu gibi annesinden kalan son yadigarların olduğu küçük ahşap kutuyu valizinin en güvenli yerine yerleştirdi.

İstanbul'da şafağın yeni sökmeye başladığı dakikalarda son defa apartman dairesine dönüp baktı. İçinden bir ses bir şeyler mırıldandıyordu sanki ama anlayamıyordu. Belki de bir daha dönemem diye düşündü. Ya da döndüğümde hiçbir şey aynı kalmaz.

Düşüncelerinden kendini soyutlamak her zamankinden zor oluyordu şu günlerde. Yol boyu da aynısını yaşadı. İstanbul-Paris yolculuğu boyunca kendini bir Dostoyevski romanına sıkıştırdı. Yolculuklarda uyumak pek huyu değildi, yine aynısı oldu.

Havaalanında indiği gibi kendine bildirilen ilk görevi için hareketlendi. Bagaj teslimdeki görevli Andre'nin yanına gitti. Karşıdan onun geldiğini gören Andre minik bir baş selamıyla onu karşıladı. Aralarında hiçbir konuşma geçmeden Andre arkasını dönüp ilerledi. Güvenlik bürosuna onun ardından yürümeye başladı. İkisi birden girdiklerinde sakince kapıyı kapadı.

"Hoş geldin eski dostum. Bir daha seninle aynı yerde görev alabileceğimizi hiç düşünmezdim."

Derince bir nefes aldı. Erkeksi bir şekilde sarıldıklarında sakinlikle "Hoş buldum." dedi.

Sahte kimliğiyle karşısında duran eski dostu kenara gizlenmiş büyük valizi ona doğru ilerletti. Dostundan gelen, "Al bakalım, hallet işini çabucak." cümlesiyle hızlıca kendi çantasını yere bıraktı, diz çökerek valizin kapağını araladı. Çok kısa bir arayışın sonunda istediği belgeye ulaştı. Özel bir algoritmayla kodlanmış görev dosyasıydı. Çehresinde minik bir gülümsemenin yayılmasına engel olamadı. Çıkardığı dosyayı seri hareketlerle yere bırakarak cebinden telefonunu çıkardı. Hızlıca her bir sayfasını atlamadan fotoğrafladı. İnce ve dikkatli bir biçimde tekrardan valize dosyayı yerleştirdiğinde derin bir nefes aldı. Bazı bağlantılar hiç ummadığı anda yolunu açıyordu, tıpkı şu an olduğu gibi.

"Sağol Andre."

Dostu başıyla ufak bir alçakgönüllü onay verdi. Oldukça profesyonel şekilde sırayla ofisten çıktılar. Arkasına bir daha dönmemek üzere havaalanının çıkışına ilerledi. Buradan sonrası dostuyla ilgiliydi. O işini halletmişti. Kendi için hazırlanan evine varıp güzel bir uykuyu hak etmişti.

Çıkış turnikelerinden ilerledikten sonra cebinden telefonunu çıkardı. Son aramalarda çıkan bir numarayı çevirdi. Birkaç çalıştan sonra açılan aramaya Fransızca konuşmaya başladı.

"Merhaba. Hediyem teslim edildi mi?"

"Merhaba abi. Hallettim. İstediğin şekilde odasına teslim edip kayıtlardan sildirdim."

Yüzünde tekrardan oluşan memnuniyet ifadesini gizleyemedi.

"Tamamdır, kendine dikkat et dostum."

Tam anlamıyla havaalanından çıkış yapmış bulunuyordu. Onun adına temin edilen araca ulaşmak için bir süre yürüyüp teslim almıştı. Adımladığı her sokakta aklına düşen buhranlı düşünceleri bir kenara itti. Kendini iyi hissetmesi gerekiyordu. Her şey güzel başlamıştı ve yıllarca doğuda görev almıştı. Her ne kadar zorlu geçecek olsa da Avrupa'da muhtemelen birkaç yılı vardı. Bunlar onun için güzel hissettirmeliydi ama durum bu şekilde değildi.

Araca bindiğinde sakinleşmek için gözlerini sıkıca yumup biraz dinlendi. Telefonundan en sevdiği şarkılardan oluşan çalma listesini açıp yola çıktı.

Arka fonda Sezen Aksu çalmaya devam ederken Paris caddelerinde ilerledi.

Yaklaşık 40 dakikalık bir sürüşün ardından ne kadar süre yaşayacağını bilmediği evine girdi. Etrafı çok inceleme isteği uyanmadı. Direkt olarak yatak odasını aradı ve bulduğu gibi valizini yavaşça bir köşeye bırakıp üstünü ve ayakkabılarını çıkardı. Yatağının başındaki perdeyi aralayıp camı açtı. Yorgun ve uykulu bedenini yatağa bıraktı. Aklında onun, hediyesini beğenip beğenmeyeceği ve ne tepki vereceği dönerken kendini uykunun kollarına bıraktı.




🌕🌑🌕

29.05.2024

Yine ben, yine yepyeni bir kurgu! İçimde bastıramadığım yeni kurgu isteğini daha fazla tutamadım. Dün gece bir anda daha isimleri bile belirlememişken bu bölümü yazmaya başladım. Hepsi kendi yolunu, kendi ismini kendi seçmiş gibi oldu bir nevi. Her şey tesadüfi ve akışta ilerledi. Umarım sizin de çokça seveceğiniz bir kitap olur.🥹

Bu bölüm aslında bir giriş niteliğinde olsun istedim. Kitabın genel anlatımı 2. bölümde okuyacağınız şekilde kadın başrolün ağzından yazılacaktır.

Yorumlarınızı benimle paylaşmanız çok önemli. Kendinize cici bakıın! Yeni bölümde görüşmek üzere💗🫶🏻

efil'den sevgilerle🎀



SIFIR +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin