6.bölüm - İtiraz Ediyorum.

13 4 2
                                    


                          1 ᴀʏ sᴏɴʀᴀ...

"Görüşürüz Mavi ışığım, hep yanında olacağım."

Sabah saatlerinde irkilerek uyandım.  Yatakta boş boş dönmektense kalkıp sabah yürüyüşü yapmaya karar verdim, kendime gelmem daha kolay olurdu. Rüya görmüştüm. Daha doğrusu kabus ve gerçekçiliği beni benden almıştı resmen.

Her zaman olduğu gibi yataktan kendi vücudumu yere bıraktım ve biraz halının üzerinde oyalandım. Çok güzeldi şu halının üzerinde uzanmak, çok. Dışımdan bir şarkı mırıldanarak lavaboya doğru ilerledim.

İlerlerken her zaman ki gibi kolumu bütün duvarlarımıza çarpmıştım.

"Bir gün kolum çok kötü moraracak o zaman üzüleceksin Mavi." Diye bir uyarı yaptım kendime ve şarkıma devam ettim.

"Başka bir evrende! En güzel halinle. Sen hayata karış ben daha da biteceğim. Kırgınım kendime, üşüyorum gölgende. Henüz bilmesende belki bir gün gideceğim."

         (Mᴀᴅʀɪɢᴀʟ-Sᴇɴɪ Dᴇʀᴛ Eᴛᴍᴇʟᴇʀ.)

Yüzümü özellikle bol su ile yıkadım ki kendime daha hızlı gelebileyim ve enerjimi hemen alabileyim diye.

Annem evde yoktu büyük ihtimalle çoktan iş yerine varıp çalışmaya başlamıştı bile.
"Çalışmak demişken! Bugün iş var ya!" son dakika aklıma gelen şey ile olduğum yere resmen çivilendim. Bende diyorum ki yürüyüş yapacağım.

Benim kafeye gitme günlerim hep değişiyordu. Mesela haftada yedi gün var, ben bu günlerin sadece ilk beşine  dahilim ve o ilk beş gündede üç kere gidiyorum. Yani sonuç olarak üç gün çalışıyorum.

Kafe o kadar işlek ve kalabalık bir yerki üç günde bile pasımın çıktığını kanıtlayabilirim.

Ama artık oraya gitmek istemiyordum sebebi ise dediğim gibi çok kalabalık ve yanlış bir yer seçimi olmasıydı.

Bu seçimdem kastım ise ikindi saatlerinden sonra kafe çok fazla dolup taşıyor ve güvenilir olmayan insanlar garson olarak çalışan benim gibi kızlara yanlış hareketlerde bulunuyorlar.

Elbette benim başıma böyle bir şey gelmedi , gelse bile sessiz kalmazdım zaten ama burda çalışmayı sona erdireceğimi düşündüğüm günden beri çok yoğun zamanlar geçirdiğim için ertelemiş ve benim düşündüğümden bile uzun süre aynı yerde çalışmıştım.

Ama bugün sondu. Kesin kararımı verdikten sonra televizyonu açtım, sabah haberleri mükemmel olan sabahım için çok iyi gider diye düşündüm. Sonrasında ise mutfağa geçtim ve sandviç hazırladım kendime.

Oturma odasına geri geldiğim gibi kendimi koltuğa bıraktım ve elimdeki tepsi ile L şeklinde olan koltuğa iyice yayıldım. Sonra ise sandviç yiyerek haber izlemeye başladım.

"Evet sayın seyirciler yeni haber başlığımız ise kaybolan kızın cansız bedeninin ormanda bulunması ile devam ediyor. İşte bazı görüntüler ve yapılan açıklamalar." Duyduğum haber karşısında vücudumun donduğunu hissettim sanki. Kendimi pikniğin yapıldığı güne ışınlamış gibş hissettim, şanslı mı sayılırdım?

Haberi sunan adama baktım. Öyle rahat ve tepkisiz konuşuyordu ki sanki kız ölmek yerine oraya yatmış gibi söylüyordu. İçim ürperdi. Ölüm hep iyi olduğunu bildiğim bir şeydi, elbette ölmekten korkmuyordum fakat nasıl öleceğim her zaman korkuturdu beni.

Dün akşam saat sekiz buçuk civarlarında daha hava yeni kararmış iken beni bulmuşlardı. Bade bana öyle bir sarılmıştıki sanki omurgalarım parçalanmış gibi hissetmiştim.

Mavilikleri Görüyor Musun?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin